Asuk, toplumun yüzde 50'sini oluşturan kadınların, bazı noktalarda erkeklerden daha fazla üstünlükleri olduğunu söyledi. “Kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan iki birey” olduğunu belirten Asuk, kadınların olaylara daha sağduyulu ve hassas bakış açıları olduğunu belirtti. Kadınların en ince noktalara kadar düşünüp, tartıp, ölçüp biçtiğini ve bu bakış açılarının üstünlüğü ile ekonomide, siyasette ve toplumun her alanında yer almaları gerektiğini vurgulayan Asuk, “Toplumda kadın olmaktan öte, birey olma mücadelesini veren kadınlarımız var şu anda. En büyük derdimiz fırsat eşitliği. Pozitif ayrımcılığı konuşuyor olmamız bile bizim ötekileştirmemizin sebeplerden bir tanesi” dedi.

“BİNLERCE KADINA ÖRNEK OLDUĞUMUZU, CESARETLENDİRDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM”

AK Parti iktidarındaki 20 yılda kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayan birçok çalışmaya imza atıldığını vurgulayan Asuk, “Cumhurbaşkanımız kadınlara inanılmaz değer veriyor. Hatta defaatle söylediği bir şey var; ‘AK Parti siyaseti kadının omzunda yükselmiştir, kadınlar siyasetin öznesidir.’ Onlar bize ne kadar kıymet verildiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Kadınlara evini çekip çevirmek, çocuk yetiştirmek ve ekonomik yönden evini geçindirmek gibi birçok misyon yüklendiğini ifade eden Asuk, “Bunların yanı sıra kadınlar siyaset de yapabiliyorsa, bir de bunu becerebiliyorlarsa ben gerçekten kendimizin takdire şayan şeyler yaptığını düşünüyorum. Bizim arkamızdaki binlerce kadına inanılmaz derecede örnek olduğumuzu, cesaretlendirdiğimizi düşünüyorum” dedi.

“BU İKİ PROJE GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL”

Asuk, kadınlara birey olarak fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanması ve kadınların güçlendirilmesi noktasında AK Parti iktidarında birçok çalışma da yapıldığını ifade eden Asuk, “Kolları Genel Başkanımız Ayşe Keşir göreve geldiği ilk günden itibaren bu iki konu üzerine yoğunlaştı ve projelere başladı. Bunlardan bir tanesi kadın emeği Türkiye buluşmaları. Bir diğeri de eğitimini bir şekilde yarıda bırakmış kadınları teşvik etmek ve bunlara rehberlik etmek. Bu iki proje gerçekten çok güzel. Şu anda‌ birçok ilde üniversite var. Bu bile AK Parti iktidarının fırsat eşitliği konusunda attığı adımlardan bir tanesi diye düşünüyorum. Çalışan kadınların şartlarının iyileştirilmesi konusunda da birçok kanunlar çıkartıldı” dedi.

“ANNE VE BABANIN BİLİNÇLİ OLMASINDAN GEÇİYOR”

Meclis üyeliği yaptığı dönemde uyuşturucu konusu üzerinde çok yoğun bir şekilde çalıştığını anlatan Gönül Asuk, gözlemleri sonucunda yaptığı değerlendirmeye göre olumsuzluklar meydana gelmeden önlenmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Asuk, bunun nasıl olacağını ise şöyle açıkladı: “Bu anne ve babanın bilinçli olmasından geçiyor. Anne ve babanın çok iyi gözlemci, kendini çok iyi yetiştirmiş, çocuğunu çok iyi tanıyan ve iyi yetiştiren kişiler olmasından geçiyor. Çok vakalar gözlemledik. Ana nedeni ne zenginlik, ne fakirlik, ne çok ilgi, ne de ilgisizlik. Öyle ucu açık, kuyu gibi bir şey ki. Önemli olan buna başlamadan önce başlayan sebepleri yok etmek. Yani daha bebekliğinden başlayarak çocuklarımızı gözlemleyeceğiz. Takip edeceğiz, hissettirmeyeceğiz.”  

“KADIN KOOPERATİFLERİNE YÖNELİK DÜZENLEME YAPILACAK”

Evlerinde bir şeyler üreten kadınlara devletin hibe desteği verdiğini, ancak bunun kadınlar tarafından yeterince bilinmediğini kaydeden Asuk, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir’in göreve gelmesi ile başlattığı “Kadın Emeği Türkiye Buluşmaları”nın amacının desteği veren ile almak isteyen kadınları buluşturmak olduğunu ve çok faydalı geçtiğini belirtti.

Düzce’nin bu konuda çok şanslı olduğunu ve tek başına bir şeyler yapmaya çalışan kadınların birleşip kooperatifleşerek seslerini daha çok duyurmaya başladıklarını ifade eden Asuk, “Kooperatifleşme anlamında çok iyi bir yerdeyiz bence. Umarım bundan sonraki süreçte kooperatiflerimiz özel sektör tarafından da desteklenir ve bunlara pazar bulunur. Başlangıç çok güzel ama asıl önemli olan o başarıyı ivme yükleyerek ve daha yukarıya çıkarmak. Sayın Ayşe Keşir bize özellikle kadın kooperatifleri için bir yasal düzenleme geleceğinin müjdesini verdiler” ifadelerini kullandı. 

“ŞİDDET UYGULAYANI DA MARUZ KALANI DA BİZ YETİŞTİRİYORUZ”

Kadına şiddete yönelik her haber ve yazının kendisini derinden etkilediğini dile getiren Asuk, “Bu konuda üzüntümü ifade edecek bir kelime gerçekten bulamıyorum. Ama şöyle de bir gerçek var. Maalesef şiddet uygulayanı da şiddete maruz kalanı da biz yetiştiriyoruz. Biz manevi değerleri yüksek bir coğrafyada yaşıyoruz. Bizim dinimiz şiddeti şiddetle yasaklayan bir din. Nasıl oldu da bu kadar birbirimize hoşgörüsüz, bu kadar birbirimizi empati kurmadan, bu kadar birbirimize tahammülsüz bir hale geldik? Aslında ana sebep bu. Erkek çocuklarına erkek oldukları için farklı misyonlar yüklemeden, kız çocuklarına kız oldukları için farklı misyonlar yüklemeden, kız ve erkek çocuklarına birey olarak bakarak yetiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Son dönemlerde erkek ve kadının birbirlerinin yükünü hafifletecek şekilde hayatlarını birleştirip böyle devam ettiklerini görüyorum. Bu beni umutlandırıyor ve ümitlendiriyor. Bence böyle olmalı. Çiftler birbirlerini tamamlayan, yükünü alan, anlayışlı, birbirlerine destek olan iki çift olarak düşünseler. Burada da en çok yük bize düşüyor” dedi.

“YASAL BOŞLUKLAR MÜMKÜN OLDUĞUNCA KAPATILDI”

Türkiye Cumhuriyeti anayasasının 6284 sayılı kanunu varken, İstanbul sözleşmesine “kadını yaşatacağı” misyonunu yüklemenin yanlış olacağını kaydeden Gönül Asuk, yapılan son yasal değişikliklerle kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir yol kat edildiğini ve yasal boşlukların mümkün olduğunca kapatıldığını ifade etti. “Evet cezalar çok caydırıcı olsun. Ama biz bir yandan şiddeti önlemeye çalışırken, bir yandan da diyoruz ki cezalar iyice şiddetlensin” diyen Asuk, bunun tezatlık oluşturduğunu belirtti. Asuk, “Yasalar sadece yara ortaya çıktıktan sonra pansuman yapıyor. Bütün iş, işler buraya gelmeden, olaylar olmadan onların önlenmesi için ne yaptığımız. 6284 ile alakalı da AK Parti'nin 2001 yılında seçim manifestosunda kadına yönelik şiddetle mücadele cümlesini kullanan bir parti olduğunu da belirtmek isterim. Daha sonra bunun üzerine inşa edilmiştir. Evet şekilleniyor. Umarım kayıplar azalır, caydırıcılık daha da artırılır. Hem bağımlılıkla alakalı hem de ortak sorunlarla alakalı tek bir şey çare değil. Ne tek başına adalet, ne tek başına eğitim, manevi değerler. Bunlar öyle bir sacayağı ki hepsi topyekûn mücadele etmek zorunda. Hepsi aynı anda taşın altına elini sokmak zorunda. Hepsi birlikteyken bir çözüm olabileceğini düşünüyorum. Aslında hedef şu; güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum. Eğer bu gücü bir yerleştirebilirsek, ben bütün sorunlarını zaten yok olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.  

PROGRAMI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

GÖNÜL ASUK'UN KONUŞMASINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN