- 31.05.2022 10:05
ÜLKEMİZİN çok önemli gelir kaynağı olan, Karadeniz bölgesinin, yaklaşık 450 bin ailenin ve yine yaklaşık 3,5-4 milyon yurttaşımızın geçim kaynağı, 720 bin hektar ÇKS belgeli 2B’li arazileri de katarsak 750 bin hektar alanda üretimi yapılan fındık ürününün önemini ve toplamak için, çoğunlukla doğudan gelen fındık toplama işçisinin sorunlarından ve çözüm önerilerinden bahsedeceğim.
Değerli okurlarım Dünyadaki üretimin yaklaşık yüzde 75- 80’inin ülkemizde üretildiği fındık ürününe yeterli önem verilmiyor. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum Hamburg’da saksıda fındık yetişmez, ancak fındığın fiyatını Hamburg borsası belirliyor. Bizim ülkemizde neden fındık borsası oluşturulmaz?
Petrol üreten ülkelerin petrolü neyse, bizim ülkemizin fındığı da o olmalı. İnanın Dünyadaki üretimin yüzde 80’i Avrupa ülkelerinde olsa biz fındığı ilaç niyetinde yeriz, inanın eczanelerde satılır. Fındık ihraç ürünümüz, ülkemize yılda 2 milyar dolar döviz kazandırıyor, bu 2 milyar doların tamamı ülkemizde kalıyor, üreticisi kazanıyor, taşıyıcısı kazanıyor, toplayıcısı kazanıyor. Fındığı ham madde olarak satıyoruz, bir de işlenerek yani mamul madde olarak satarsak daha fazla döviz kazanırız.
1935 yılında başta Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının fındık üreticisinin ürününün daha iyi değerlendirmesi ve sorunlarını çözülmesi için Fiskobirlik kooperatifini kurmuştu. 1935 yılından 2003 yılına kadar eksiğiyle hatalarıyla fındık üreticisinin malını değerlendiriyordu. En azından özel fındık tüccarlarına karşı üreticiyi koruma görevi yapıyordu.
Ancak 2003 yılından bugüne kadar Fiskobirlik’i işlevsiz hale getirdiler. Fiskobirlik açık ürün de alıyor. Ben de fındık üreticisiyim ve her yıl fındığımı Fiskobirlik’e veriyorum, parasını da peşin olarak alıyorum. Bütün fındık üreticilerine önerim ve tavsiyem, kendi birliğimize fındığımızı vererek Fiskobirlik’i özel tüccarlara karşı rekabet yapabilecek seviyeye çıkarmalıyız.
Ancak hükümet tarafından gerekli destek verilmediği için fındık tüccarlarına karşı üreticiyi koruyabilecek alımı yapamıyor, alternatif olamıyor. Kısacası fındık üreticisi tüccarın ve özellikle yabancı tüccarların insafına terk edildi. Bizi yönetenlerin hem ülkemizin kazanması hem fındık üreticisinin kazanması için ulusal bir fındık politikası oluşturması lazım. Ancak bugünkü iktidar bir avuç tüccarın kazanması için ne gerekiyorsa onu yapıyor.
Ülkemizde fındığın fiyatı ne zaman artıyor ve gerçek değerinde satılıyor? Yıllık üretim, rekolte çok düşük olduğunda Avrupa’daki tüccarların taahhütlerini yerine getirebilmeleri için fındık rekabete girince, piyasadaki gerçek değerini buluyor.
Fındık üreticilerinin dikkatini çekmek istiyorum. Bu sene fındık rekoltesi düşük ve bu yüzden fındık gerçek değerinde satılacak. Rekolte açıklama görevi Tarım Bakanlığı’na aittir. Tarım Bakanlığı fındık üreticisini doğru bilgilendirmek adına rekolteyi doğru açıklamak zorundadır. Tarım Bakanlığı görevini yapmadığında rekolte açıklamak tüccara kalıyor. Tüccarın açıkladığı rekolte de gerçeği yansıtmıyor ve yüksek rekolte açıklanıyor. Bu da fındığın fiyatını düşürüyor. Fiskobirlik faal iken 4-5 dolara fındık sattığımızı hatırlıyorum, bizi yönetenler ülkemizi ve üreticiyi düşünse ulusal fındık politikası uygular. Ulusal fındık politikası uygulansa, her sene hem ülkemiz hem üreticimiz kazanır.
Gelelim fındığı toplayan fındık işçisinin sorunlarına. Yukarıda bahsettiğim gibi çoğunlukla doğu ve güneydoğudan fındık toplamak için gelen işçiler çok zor koşullarda çalıştırılıyor, çadırlarda kalıyorlar. 21. Yüzyılda ülkemizde halen kayıt dışı işçi çalıştırılıyor. Yalnız fındık işçisi değil, kayısı, pamuk, narenciye toplayan, kısacası mevsimlik işçilerin tamamı kayıt dışı çalışıyor.
Bizim bölgemizde fındık işçisinin sosyal güvencesi olmadan çalıştırılması aynı zamanda barınma koşullarının iyi olmaması, beni bir sendikacı olarak son derece rahatsız ediyor. Yalnız doğudan gelen mi, hayır aynı zamanda yerli fındık işçilerinin de belki barınma sorunu yok, ama onlar da sigortasız ve kayıt dışı çalıştırılıyor.
Özellikle doğudan gelenlerin çok önemli bir sorunları daha var. Fındık işçilerini toplayıp fındık toplamaya getiren dayı başları var, her bir işçinin günlük kazandığı paradan işçinin eline geçmeden yüzde 10 kesinti yapıyor. Yüzlerce işçide varın hesabı siz yapın. Esas parayı dayı başı kazanıyor. Ayrıca bir de çavuş var, o da çalışmadan üreticiden iki yevmiye alır bu da büyük sıkıntı.
Sigortasız işçi çalıştırmak hem suç hem kul hakkıdır, vebali büyük. Bu koşullarda mevsimlik işçi çalıştırmak ülkemize yakışmıyor.
Sorgulamamız gereken nokta bizi yönetenler bu durumu bilmiyorlar mı? Biliyorlarsa neden bir çözüm üretmezler? Çözüm çok basit, önemli olan çalışana ve insana değer vermek. Fındık bölgelerinde ilçelerde kaymakamlıklar ve belediyeler bir araya gelerek öncelikle barınma sorununu insan onuruna yakışacak bir şekilde çözecekler. Çalışma Bakanlığı mevsimlik işçilerin günlüğünü belirleyecek, her fındık üreticisi çalıştırdığı işçilerin sigortasını isterse peşin, isterse hasat sonu borçlanmak kaydıyla ödeyecek. Bunun takibi kaymakamlıklarda oluşturulacak bir birim ile yapılır. Hangi üretici kaç işçi almış, kaç gün çalıştırmış ve ne kadar ücret ödemiş, kayıtlar tutulur ve daha sonra takibi yapılır. Çok zor değil, istense yapılır. Ama tabii ki yapılması için çalışana ve insana değer veren yöneticilerin olması gerekir. Yeter artık, mevsimlik işçilerin bu sorunlarını çözelim ve ülkemizi bu ayıptan kurtaralım!
Yorum Yap