Düzce’ye çok yakışacak..
Bir kent, doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle ve imar faaliyetleriyle bir bütün olarak “yaşayan” yerleşimdir.
Genel olarak kent kimliğini oluşturmada en önemli etken mimari öğelerdir.
Peki, kenti kent yapan bu mimari unsurlar nedir? Bu mimari öğelerin başında dini mimari gelmektedir. Daha sonra kamu yapıları, anıtsal yapılar.. ve kuşkusuz kent meydanları…
Ama bomboş bir meydandan bahsetmiyorum. İçerisinde kentin kültürel unsurlarını bulunduran, mimari bir tasarımı olan işlevli meydanlar.. Tıpkı antik çağlardaki, üstü örtülü, önü sütunlu açık galerilerle oluşturulmuş mekânların, avluyu çevrelediği, yarı açık mimari tasarımı bulunan “agora”lar gibi. Ya da Osmanlı mimari geleneğinin önemli örneklerinden olan, içerisinde yan yana sıralanmış, üstü açık ve ya kapalı mekânlar bulunan “Arasta” lar gibi.
Tarih boyunca bu yapılar, kentin en önemli meydanında konumlanmışlardır. Sadece basit bir alışveriş alanı ya da pazar yeri olmanın ötesinde, kent halkının sosyal, kültürel ve ticari aktivitelerinin de merkezi olmalarıyla bir nevi kentin kalbinin attığı yerlerdir. Kenti kent yapan da aslında bu merkezlerdir. Şehir merkezinin mimari düzenlemesinin olmazsa olmazlarındandır.
Düşünün bir kent merkezinde sadece, kültürel ve sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirildiği kültür merkezi, spor aktiviteleri için stadyum, bir de içerisinde kütüphanenin, dini yapının bulunduğu bir kent meydanı ve tüm bu dinamiklerin etrafında insani ihtiyaçların karşılandığı çarşının olduğunu ve yine düşünün ki tüm kamu kuruluşlarının, şehrin merkezine çok ta uzak olmayan bir alanda yer aldığını.. Güzel olmaz mıydı?
Ne dersiniz bu bir hayal midir? Yoksa bu hayalin gerçeğe dönüştürmenin ilk adımları bugünlerde atılmak üzere mi?
Düzce Belediyesi’nin 2 etap olarak planladığı, Cami-Meydan-Çarşı üslubuyla tanıtımı yapılan “Cedidiye Kent Meydanı Projesi” ile şehrimizdeki büyük bir eksikliğin daha giderileceğine eminim. Kentin siluetine uygun yapılması planlanan bu mimari faaliyetler, kent merkezini bir sanat eserine dönüştürebilir.
Aslında işin Özü, ilk başta müthiş bir vizyon sahibi olmak, günü kurtaran, anlık-reaksiyonel kararlar vermemek, daha kalıcı çözümler getirmek ve tabii ki çok ama çok çalışmak…
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.