- 24.12.2022 11:19
- (4)
Kadının gücü: Züleyha Kartal Önemli
BU haftaki yazımın konusu gündemden uzak, Düzce’nin tarihi ile ilgili değil ama Düzce’yi memleketi kadar çok seven Düzce’nin değerlerinden Arkeolog Züleyha Kartal Önemli ile ilgili.
Beni takip eden bilir, bunca zamandır yazılarımın konusunun Düzce’nin kadim tarihi ve arkeolojik kazılar sonrasında kazanılan kültürel miraslarımız ile ilgili olduğunu. İşte tam da bu nokta da bir kentin Eski Çağ tarihi öğrenimini ya da metrelerce toprak altında kalmış arkeolojik değerlerinin, mevcut müzeye kazandırılmasını sağlayan ve çeşitli meslek dalları içerisinde çok önemli misyonu bulunan arkeologlardan bahsetmek çok yerinde olacaktır. Bu işin birazda mutfağını anlatmak lazım. Düzce’nin arkeolojik değerlerinin bunca zamandır kent mirasımıza kazandırılmasının sağlayanlarının mutfağına girdiğimizde ilk olarak karşımıza Uzman Arkeolog Züleyha Önemli Kartal çıkar. Peki kimdir Arkeolog Züleyha?
2000 yılında Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden mezun olan Kartal, Yıldız Teknik Üniversitesi Müzecilik Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 1996-2000 İzmir Foça Antik Kenti, 2000-2001 yılları arasında İzmir Symrna Antik Kenti, 2001-2002 İzmir Torbalı Metropolis Antik Kenti kazılarına katılmıştır.2003 yılında ise Kültür Bakanlığı’na atanarak Düzce Konuralp Müzesi’nde 2020 yılına kadar müze uzmanı olarak hizmet etmiştir.
Mesleki deneyimlerin yazıldığı bu liste sadece bir iki sayfadan oluşan özgeçmiş tablosundaki tümleçlerden ötesine geçmez. Yani sadece bu belli başlı cümlelerden oluşmaz bir insanın tecrübesi, yaşadığı şehre, çevresine olan katkısı. Hele yukarıda yazdığım tanıtma paragrafın son cümlesi, tek bir cümle olarak gözükse de dile olaydır 17 sene Düzce Konuralp Müzesi’nde hizmet etmek. Hele hele, kocaman bir antik kentin üstünde ikamet ettiklerinin farkında olmayan Konuralp sakinlerine, 2863sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu öğretmek hiçte kolay olmamıştır.
İlk geldiği zamanlarda Uzman Arkeolog Züleyha, hasır arkeolog şapkasıyla, siyah kıvırcık saçlarıyla ve ayağındaki arkeolog botlarıyla, sokak sokak mekan mekan hatta kurum kurum dolaşıp, yukarıda bahsi geçen kanunu tanıtıp, Konuralplilere, Konuralp Antik Kentini anlatıp halkın kültürel miras bilincini açmaya çalışmıştır. Ve böylece müzenin kurumsallaşması ve 2863 sayılı kanunun işlerlik kazanması için elinden gelen tüm gayreti göstermiştir.
Müzeyi, sadece yabancı turistlerin ziyaret ettikleri bir mekan olarak bilen halka, ilk olarak müzeyle ilgili olarak bir tanıtım broşürü hazırlayıp, kendi başına bulduğu sponsorun desteğiyle bastırıp, müzenin kapılarını sonuna kadar açmıştır.
Tabi bu hiç kolay olmamıştır. Müzeciliği ve Konuralp Müzesi’nin değerini anlatmak için müzeler haftasını halkla birlikte daha etkili bir şekilde kutlamak için ulaşabildiği her kapıyı çalıp, sponsorlar bulup, etkinlikler düzenlemiş, böylece 2003 yılında Konuralp Müzesi’ni “turist müzesi” olmaktan çıkartıp “halkın müzesi” konumuna dönüştürmüştür. Halka, Konuralp Müzesi’nin sadece arkeolojik buluntuların sergilendiği bir sergi alanı olmadığını aynı zamanda Düzce’nin bir vitrini olduğunu düşüncesini yaymıştır. Özellikle çocuklara ve gençlerde kültürel bilinç farkındalığının oluşması için çeşitli faaliyetler yapmış, bu konuda da Türkiye genelinde ilklere imza atmıştır. Düzce için özellikle Konuralp Müzesi için yokluk yılları olarak atfedebileceğimiz 2003-2004 yıllarında bu faaliyetleri yapabilmek hiç kolay iş olmasa gerek ve ancak idealist bir ruh ve çalışma azmi ile olabilecek işlerdir.
İş, Düzce Arkeolojisini bilimsel olarak çalışmaya gelince, gerekli mercilere Arkeoloji Bölümünün açılması için ısrar etmiş, hatta Yök’e bölüm açılması için hazırlanması gereken gerekçeyi kendi elleriyle yazmıştır. Ve sonuç olarak Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde Konuralp Antik Kenti sınırları içerisinde bir arkeoloji bölümünün kurulmasını sağlamıştır. Arkeoloji bölümünün kurulmasıyla birlikte sıra “kırk basamakların” kazısına gelmiştir ve nihayetinde ilk kazmayı vurmuştur.
Bugün zirveyi yaşayan Konuralp kültürel bilinci, antik tiyatro kazıları ve ya müze çalışmalarını bir gökdelene benzetirsek, işte o gökdelenin temel taşlarını tek tek elleriyle döşemiş ve tayini çıkması üzerine Düzce’den asıl memleketi olan İzmir’e giderken “benim memleketim Düzce” diyen, koca yürekli, idealist ruhlu, sadece doğduğum yer değil doyduğum yerde diyen, vatanını milletini seven Züleyha Kartal Önemli ’ye saygı ve sevgilerimle.
Yorum Yap