Doğmak kadar, ölmek de bu kainatın düzeni içinde yaşanan bir süreçtir. Vefat edenler için ruhunu teslim etti ifadesi sıkça kullanılır. Doğru olmakla birlikte burada eksik bir beyan vardır. Asıl olan 'ruhunu Allah'a teslim etti' ifadesidir. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun ayetinin manası bizler ancak Allah'a aidiz ve yine O'na döneceğiz. Ömrü boyunca hak yolunda olanları, ömür biterken bir yeis kaplamaz.

'Allah ile olunca ömür de hoştur, ölüm de hoştur' dediği gibi Yunus Emre'nin bu mukaddes yolculukta hiçbir zaman ümitsizlik olmaz. İşin esasında yolun sonunda ölüm, hesap günü ve ebedi hayat olduğu unutulunca; dünyada yaşanan günübirlik-geçici tutkuların ne kadar çok mahkumu oluyor insan. Bir tek Allah'a kul olmamak inadı yüzünden bir çok külfetli tutkunun esiri olunuyor.

Dünyevileşen insan özgürlüğünü kaybediyor. Kainatın Sahibi mademki insanı yaratırken beraberinde dağları, taşları, tepeleri, gülleri, bülbülleri, sümbülleri ve daha nicelerini yaratmış; öyleyse Allah'a adanmış bir hayatta maddenin kölesi olunmaması gerekir. Kaygılarından kurtulmak için kendi içindeki körelmişlikten kurtulmak gerekir. Duygu ve düşüncelerini geliştirmeden, ne bu dünya ne de ebedi hayatın güzelleşir.

Velhasıl insan iki hayat yaşar. Birisi doğduktan sonra, diğeri ölünce başlar. Doğduktan sonra yaşadığımız şu anki hayatımız, baki alemin yanında okyanusta bir damla gibidir. Bu dünyayı gaflet uykusuyla geçirip, mahşer sabahı kaybedenlerden olmak  büyük musibettir. Mevlam cümlemizi bu dünyada uyandırsın.