- 25.01.2023 14:12
Hafta sonu üniversiteli kardeşlerimizle buluşmamızda sohbet esnasında bir ayet geçmişti. Kaf suresi 30. ayet... O gün cehenneme 'doldun mu?' diyeceğiz. O da 'daha var mı?' diyecek! Buradan ne anlamamız gerektiğini herkes kendi gönül aleminde rahatlıkla muhasebe edebilir. Nasıl ki insan kendisini yaratanı unutup dünyevi tutkulara doymadığı gibi, ebedi alemde azap olarak cehennem de doymayacak.
Yediği her şeyin organik-doğal olmasına dikkat eden insanın, kalbinin saflığına önem vermemesi düşünülemez. Bu konu önemli çünkü küçük bir çocuğu küçük şeylerden mutlu kılan, kalbinin saflığı-masumluğudur. Kalbinin doğallığını kaybettikçe insan, dünyanın esaretine girmiş olur. Mutlu olmak için küçük bir tebessüm yetecekken bunun yerini artık büyük maddi beklentiler alacaktır.
Hastalığın teşhisinden daha önemlisi elbette tedavisinin uygulanmasıdır. Bizim bu kalbi hastalıklardan kurtulmamız için üstümüze sinen dünyevileşme halinden uzaklaşmamız lazım. Bunun da en kolay yolu iyilerle beraber olmaktır. Gül bahçesine girenler gül kokusunu almadan çıkmazmış. Manevi meclislere gelenler güzel hallerini birbirine yansıtır. Dünyalık birliktelikler ise gönüle maddi kaygılar yükler. Manevi ortamlarda birbirinin edebinden-tevazusundan etkilenen çok kimse olmuştur. Dünyevi tutkuların olduğu yerde ise gönül darlığı yansıması kaçınılmazdır. Velhasıl durmasını ve doymasını bilmeli insan. Dünyanın fâniliğine aldanmadan yaşamayı Mevlam hepimize nasip eylesin.
Yorum Yap