- 11.03.2023 11:03
SADELİKTE bereket vardır. Kanaatkar olanların gönlü geniş olur. Tevazu sahibi insanlar durağanlıktan kurtulur. Bu hayatta beklentiler alınır, gerçekleşince satılır. Umutlar, mutluluğa ulaşınca nedense yerini sıradanlaşmaya bırakır. Fransız Balzac 'Çalışanın Fizyolojisi' kitabında yokluk çekenlerin daha dışa dönük, varlıklı olanların ise içe dönük olduğunu vurgular. Başta Kainatın Sahibi olmak üzere, O'nun rızası yolunda birçok faktöre muhtaç olduğunu unutan kişi, Yaradana ve insanlara ihtiyacı olmadığını düşünür. Modern çağın hastalıkları arasında yer alan Kaliforniya Sendromunda öne çıkan bedensel arzulardır. Zevklerine düşkünlük, bunu yaşamak için yalnız kalmak ve bu bencilliğin neticesinde kalplerde varlık gayesinden uzaklaşmanın biriktirdiği kasvet oluşur.
Güneş, başkaları için doğarak milyonlarca sene canlıların memnuniyetini kazanmış. Yağmurlar yağdıkça gönüllere sekinet getirmiş. Ağaçlar çiçek açıp meyve verdikçe, insanlığın yüzü gülmüş. Başkası için faydalı olma derdine düşen her ne ise bu alemde itibar bulmuş. Değer veren değer görmüş, insanlık eden insanlık bulmuş. Bugün birçok kaygımızın sebebi, hayatı sadece kendi tutkularımızdan ibaret görmemizdir. Bu dünyaya doymaya değil, belki tatmaya geldiğimizi her daim hatırlamamız gerekir. Aksi takdirde bu hakikatler unutulursa, üzülen biz oluruz.
Allah dünyayı sade yarattı, insan arzularıyla zorlaştırdı hayatı. Mademki insanın mayası toprak, öyleyse ahlaki duruşumuzun en temel kaidesi toprakta olduğu gibi tevazu olmalı. Şeytan gibi kendini büyük görenler, küçülmeye mahkumdur. Allah herkesi iddiasıyla imtihan eder. 'Bağımda bahçemde gülüm var deme, seni imtihana çekerler seni' dediği gibi bir güzel gönül adamının; böyle bir düzen içerisinde neyimize güveniyoruz? Yaradanın huzurunda vereceği hesabın muhasebesini yapanların boynu bükük, gönlü mahzun kalmıştır. Dünya gurbetinde yaşanan bu gariplik hali, gönül alemini olgunlaştırırken bir lezzet katar. Böyle sade hayatları tercih edenlerin, ömürlerine daimi bereket gelmesi niyazıyla...
Yorum Yap