- 3.05.2023 10:17
Musibetler ikiye ayrılır. Beklenen musibetler ve beklenmedik bir anda yaşananlar. Oransal olarak beklenmeyen olumsuz olayların sayısı daha düşüktür. Yangınlar, depremler, ölümler vb birçok kişinin hayatında sadece bir kere olur. Ama her an başımıza gelebilecek üzücü olaylar, çok daha fazladır.
Bu konuyu gündeme getirme sebebim, yaşanan musibetlerin aslında bir çoğunun önlenebilir olmasıdır. Elbette 'sadaka belaları def eder' hadisi gibi birçok manevi yaklaşım, bize bir koruma sağlamaktadır. Ancak bizim de dünyanın bu kadar hızlı aktığı bir süreçte, savrulmamak için disiplinli bir hayat tercih etmemiz gerekiyor. Bayram dönüşü otobanda saatte 150 km hızla giden araçların aralarındaki mesafenin 20-30 metre olduğunu görünce, orada yaşananların reel hayatta karşılığını düşündüm. Birkaç saatlik yolculukta, önündeki araçla takip mesafesini koruyamayan irade, gerçek hayatta sekineti bulmak için ne kadar zorlanır.
Bir araba almak için 10 yıl çalışan vatandaşlarımızın, hayatını ve malını böyle riske atmasını anlayamıyorum. Trafikte yollarda makas atmak diye tabir edilen devamlı şerit değiştiren şoförlere hergün şahit oluyoruz. Normal hayatta selam bile vermeye tenezzül edilmeyen insanlarla trafikte aynı yolu paylaşıyoruz. Bundan büyük müsibet mi olur? Yetkililerin etkili olmasını bekleyecek kadar lükse sahip bir ülke değiliz. Bu hızlı döngüde, sarsılmalardan ve savrulmalardan korunmak için, dünyanın merkezine güneşi aldığı gibi; bizim de Yaradanın yardımını hayatımızın merkezine koymaktan başka çaremiz yok. Yaradanın rızasını kazanma derdi olmadan, kötülerin yolundan uzaklaşmadan, yaşanan kaygılardan kurtulamayız. İşin esasında yolun sonunda ölüm, hesap günü ve ebedi hayat olduğu unutulunca; dünyada yaşanan günübirlik-geçici tutkuların ne kadar çok mahkumu oluyor insanlar. Bir tek Allah'a kul olmamak inadı yüzünden bir çok külfetli tutkunun esiri olunuyor.
Mevcut kaotik gidişat içerisinde musibetlerden korunmanın en kolay yollarından bir tanesi de, kalabalıklardan uzaklaşmaktır. Huzuru tenhalarda aramak gerekiyor. Yoksa yüreğimiz, bu kadar dünyevi yükü kaldıracak güce sahip olmayabilir. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Yorum Yap