'Pilava dökülen yağ, araya gitmez.' sözü Tarsus halkı arasında sıkça kullanılır. Hayırlı bir işte yapılan iyiliğin fazla olması zarar getirmez anlamında kullanılır. Yani pilav yapılırken yağın fazla gelmesi, israf olmaz; pirinçlerle beraber yağ da tüketilir. Bu konunun gündemimize gelmesinin sebebi, devlete yönelik hizmetlerimizde veya bu ülke insanlarına yönelik vazifelerimizde elimizden gelenin fazlasını yapmamızdan rahatsızlık duymamız gerektiğidir.

Birçok kişinin çalıştığı işyerinde fazla mesaisinin karşılığı çoğu zaman olmayabiliyor. Yapılan fedakarlıklar karşılıksız kalıyor gibi görünse de, mademki yaptığın iş hayırlı bir görev; elbette Allah onun karşılığını misliyle verecektir.

Veya insani ilişkilerde daha fazla iyilik yapan taraf biz olabiliriz. Böyle olması ne güzel. İyilik yapan illaki iyilik bulacaktır. Seven sevilecektir. Sadece kötü alışkanlıklar bağımlılık yapmaz, güzel alışkanlıklar da hayatımızda yerleşince bizleri mutlu edecektir.

Kuşları havada tutan kanatlarıdır, kanadı olmadan kuşlar elbette uçamaz. İnsanı da ayakta tutan yaptığı hayırlı işlerin, kötü alışkanlıklarından daha çok olmasıdır. 'Bir kötülük işlersen, hemen arkasından iyilik yap ki; o kötülüğü silip süpürsün ve insanlarla güzel geçinin.' buyurur baştacımız peygamberimiz. Hayırlı işlerimizi ne kadar çoğaltırsak, kusurlarımızdan kurtulmak o kadar kolay olacaktır. İşte bu yüzden pilava dökülen yağ ziyan olmadığı gibi, Yaradanın rızasını kazanacak güzel amellerin çokluğu, belki nefsimize ağır gelecektir ama nihayetinde ömrümüze bereket katacaktır.