- 20.09.2023 09:55
İNSANIN kalbi sünger gibidir. Nasıl ki bir süngeri suyun üstüne koyarsanız suyu çeker, sütün üstüne konursa sütü emer. Ama çamurun üstüne koyarsanız da, onu çekecektir. İnsan kalbinin de böyle bir özelliği vardır. Bulunduğu ortamın ortalamasına yaklaşır. Dünya ehli ile oturursa, gönlü dünyaya meyledebilir. Kendisini yaratanı hatırlatan meclislerde ise maneviyatın huzuruna bürünür.
İşin esasında insan bu dünyada zaten gurbette, bir de kendini yaratandan ayrı kalırsa; artık yaşamak iyice zor gelir gönlüne. Bizler ağaç değiliz ki; bir yere yerleşip, hareketsiz bir şekilde orada ömür geçirelim. Hareket etmek hayatın en önemli varlık göstergesidir. Yaşamak, hayata karışmaktır ve öğrenirsen değil, yaşarsan hayat olur.
'Kün fiddünya ke enneke ğaribun' buyurur Peygamberimiz. Yani 'Dünyada bir garip gibi ol.' manasına geliyor. İnsanın dünyada gurbette olması, gariplik hali olarak tanımlanır. İşte bu nedenle 'Yolcu yolunda gerek.' kaidesi gereğince dünyevileşmeye aldanmamak gerekiyor. Aksi takdirde yolun sonunda kaybedenlerden olmayı kimse istemez. Bu yolculukta en çok ihtiyaç duyulan, kalbi güzel dostlardır.
Bununla birlikte güzel dostların yanında kendini muhafaza edebilenlere; şeytan 'Sen bir de tenhalara gel, orada görüşelim.' dermiş. Dolayısıyla bu hayatı samimiyetle yaşamaktan, ihlas arayışında olmaktan başka hiçbir kurtuluşumuz olmayacaktır.
Yorum Yap