Vatan Partisi Düzce Öncü Kadın Başkanı Ayşe Sönmez, Türk Medeni Kanunu'nun kabulünün 95. Yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Atatürk devrimlerinin en temel ve en önemlilerinden olan Türk Medeni Kanununun, dinsel hukuk düzeninden lâik hukuk düzenine geçişin belgesi olduğunu ve bir hukuk ve uygarlık anıtı olarak kabul edildiğini ifade eden Sönmez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tarih boyunca, Türk kadınının toplumda üstlendiği roller değişiklik göstermiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda toplum içerisindeki etkinliğini kaybeden Türk kadınının, eski yerini tekrar kazanması adına atılan en önemli adım Türk Medeni Kanunu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabulüdür. Türk Medeni Kanunu, İsviçre Medeni Kanunu’ndan örnek alınarak hazırlanılmıştır. 17 Şubat 1926’da kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmiştir.
Medeni Kanunun kabulüyle çeşitli hayat ilişkilerinin, Mecellenin anlaşılması güç ve karışık hükümleriyle çözümlenmesine son veriliyordu. Yüzyıllar boyunca değişmez esaslar halinde saklanmış bulunan kurallarla, her gün biraz daha ilerleyen toplum içindeki çeşitli ilişkileri düzenlemenin olanaksızlığı açıktır.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli yaşam ilişkilerini düzenleyen, modern ihtiyaçları karşılayan bir ‘Medeni Kanun’dan yoksun kalması beklenemezdi.
Medeni Kanun; medeni hukuk alanında köklü bir değişikliğin başlangıcını teşkil etmiştir. Bu kanun, medeni hukuk kavramlarını ve kurumlarını dinsel bir temele dayanma durumundan kurtarmış, bunları lâikleştirmiştir. Atatürk devrimleri ve Cumhuriyetimiz başarılı bir aydınlanma projesi olup, temelleri demokrasinin ilk ışıkları kabul edilen yasalar ve uygulamalarla atılmıştır. 17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanun da bunların başında gelir. Yasa, kadınlara tanıdığı haklar açısından toplumun Aydınlık yüzü olmuş, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal ve kamusal yaşamda yerini almasını sağlamıştır.
Medeni Kanun, eşitlik ve özgürlük yolunda atılan en önemli adımdır. Türk Medeni Kanunu ile kadınlar sadece toplumsal hayata değil, siyasi hayata da atılmışlardır. Okuma-yazma oranı hızla artmış, kadınlar eğitim, hizmet ve üretim sektöründe daha aktif roller almıştır. Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın ve erkek eşit hale getirilmiş, evliliklerde resmi nikah yapma zorunluluğu getirilmiş, tek eşle evlilik esası benimsenmiştir. Bir toplumun kişilere verdiği değere bakmak için Medeni Kanuna bakmak yeterli olacaktır.
22 Kasım 2001’de Türk Medeni Kanunu maddeleri üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır.
Medeni Kanun yeni şekliyle kadın-erkek eşitliğini gözeten, cinsiyet ayrımcılığına son veren, kadınları aile ve toplum içerisinde erkekler ile eşit kılan, kadın emeğini değerlendiren bir düzenlemedir. Medeni Kanun ile özellikle aile hukuku alanında bugüne kadar yaşanan gelişmeler, değişim ve ihtiyaçlar dikkate alınarak çok önemli düzenlemeler yapılmıştır. Evlenme yaşı, yasal yerleşim yeri, aile reisliği, boşanma davaları, aile konutu ve konut eşyası, yasal mal rejimi, velâyet, vesayet, emeğin değerlendirilmesi, mülkiyet, miras ve çocuk hakları konularında, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması yolunda köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir.
Ulusal egemenlik temelinde kurulan Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yapılan hukuk devriminin temel yasası aynı zamanda lâik hukukun simgesi Medeni Kanunun kazanımlarından bir adım dahi geri atmayarak daha da geliştirmek için mücadelemiz devam edecektir.
Medeni Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği günlerin mücadele coşkusu ve azmi ile bugünü kutluyor, Vatan Partisi Öncü Kadın olarak görev başında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.”