YÜZ yıldan fazla bir geçmişe sahip dönme dolaplar günümüzde pek çok eğlence merkezinde kullanılıyor. Ancak içimizdeki dönme dolaplar bildiğinizden farklı. Onların mazisi binlerce yıla dayanıyor.

Dalavere, üçkağıtçılık, yalan dolan...

Yediği ekmeğin kabına tükürme...

Dün başka, bugün başka türlü davranma...

Bir siyasi partinin arkasına sığınıp her işini çözme, çözdürme...

Belli bir dâvası olmayıp, hangi minvalde yaşadığı bilinmeyenler...

A partisi üzerinden B partisine salvo yapıp işini ekmeğini garanti altına almak için debelenenler...

Başkalarının ardından binbir kuyu kazanlar...

Mesleki kıskançlık krizine girip ergenlik tripleri atanlar...

Yeryüzünde belki de en nefret edilen insan tipleridir.

Omurgası olmalı insanın!

Dik durmasını bilmeli!

Az rahat yüzü gördüğünde hemen gevşememeli!

Nerede ne konuştuğunu, nasıl davranması gerektiğini bilmeli!

Ne kadar tanıdık geldi size bu tasvirler, değil mi?

Daha yazacak çok şey var ama lafı fazla gevelemeye gerek yok.

Her şeye eyvallah...

Ama kırk yıl ekmeğini yediğin kurumu ya da patronunu emekli olduktan sonra yerden yere vuran iki ayaklı dönme dolaplara tahammülümüz yok!