BİR ay boyunca devam eden 2022 dünya kupası futbol şampiyonası 18 Aralık Pazar günü oynanacak Arjantin-Fransa final maçıyla sona erecek. Yazı maçtan önce yazıldığı için netice belli değildi.

Şampiyonaya Avrupa'dan 13, Amerika kıtasından 8, Afrika'dan 7, Asya'dan 3, Avustralya'dan 1 olmak üzere toplam 32 takımla başlandı. Kupanın ilginç adaylarından biri de yarı final oynayan Fas idi. Fas bir Afrika takımı. Yarı finalde Afrika'yı temsil etti. Afrika kıtası mazlumların, mağdurların, ezilenlerin, sömürülenlerin kıtası;  köle olarak kullanılmış kara derililerin kıtası. Asırlarca bu kıta insanları, sömürgeci Avrupalılar (İspanya, Portekiz...) tarafından Amerika kıtasına mal gibi satılmış ve burada çiftliklerde acımasızca çalıştırılmış, işkencelere maruz kalmış bir kitledir. Yakın zamana kadar da renginden dolayı bu kıtada insan bile sayılmamıştır. Ayırımcılık, ırkçılık zulmüne uğramış, beyazlarla aynı mekanı kullanamamış, aynı okula gidememiş, aynı otobüse binememiş, aynı sofraya oturamamış mazlum bir halktır. Bütün bunların fâili modern Avrupa’dır.

Avrupa dediğimiz Batılılar bir de bu insanların topraklarına dadanmış, yer altı yer üstü ne kadar zenginliği varsa yağmalamıştır. Yine kendi topraklarında bu insanları karın tokluğuna köle olarak çalıştırmışlardır. Bu kıtanın bütün zenginliklerini, değerli madenlerini (altın, elmas, petrol...) Avrupa'ya taşımışlardır. Avrupalının lüksünde, sefehatında, rahatında, varlığında, zenginliğinde, kara derili insanın sömürülen ucuz emeği, dökülen kanı, gözyaşı vardır. Özendiğimiz, "olmak" istediğimiz Avrupalı kurduğu rahat ve modern hayatı zulüm üzerine kurmuştur. Bütün Avrupa devletleri (Fransa, İngiltere, İtalya, Almanya, Hollanda, Belçika...) kara kıtada sömürgeler edinmiştir. Bu sömürgeler bugün bağımsız gibi görünseler de eski ağalarına bağımlılıkları devam etmektedir. Fransa'nın Afrika'da 14 sömürgeri vardı. Bugün bunlar hâlâ Fransa'ya vergilerini vermekte, kendi paralarını Fransız merkez bankasına girmeden kullanamamaktadırlar. Sömürgeci Batı Afrika'ya dinle, elinde İncil'le girdi. Sonunda bir de baktılar ki İncil kendi, toprakları Avrupalıların ellerinde. Osmanlı da Afrika'da var oldu. Osmanlı Afrika'nın Batılılarca sömürülmesine engel oldu. Afrikalılar adına Portekiz başta olmak üzere karada ve denizlerde onlarla savaştı. Kanunî zamanında Kuzey Afrika Osmanlı bünyesine alındı, daha sonra da Doğu ve Orta Afrika. Osmanlı başta Mısır olmak üzere Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Sudan, Eritre, Cibuti, Somali, Etiyopya, Nijer, Çad, Kenya, Uganda'yı (Afrikalı Ortadoğu devletleri hariç) himâyesine, halifeliğin koruyucu şemsiye altına aldı. Çoğu Müslüman olan bu ülke halkları ile din kardeşliği hukuku tesis edildi. Maalesef Osmanlı'nın dağılmasından sonra da İslam dünyası başsız kaldı, dağıldı ve tekrar emperyalistlerin eline düştü. Birçok Müslüman ülkede Osmanlı ve Türkler aleyhine fitneler üretildi. Sözün burasında değerli ilim ve fikir adamımız akademisyen, tarihçi İhsan Süreyya Sırma hocamızın bir hatırasını aktarıyorum: "Kuveyt'e konferansa gittim. Bir Arap Prof. İngilizce konuşarak 'Osmanlı bizi yıllarca sömürdü, asimile etti.' dedi. Ben de çıktım kürsüye Arapça konuşarak 'Osmanlı neyiniz vardı da sömürdü, henüz petrolünüz yoktu, size hiç dokunmadı, size hizmet etti. Ben bir Türk olarak Arapça konuşuyorum. Bu salondakiler ekseri Arap. Siz bir Arap olarak İngilizce konuşuyorsunuz. İşte sömürü bu! ' dedim. Salonda bir alkış koptu. O Prof. salonu terk etmek zorunda kaldı."  Bu hatıra bizi, Osmanlıyı, sömürüyü anlatıyor. Bir nakil de bu dünya kupasının belki en başarılı kalecisi Yasin Bono'dan yapmak istiyorum. Yasin Bono Fas takımının kalecisi. Kurtarışlarıyla, bilhassa penaltı kurtarışlarıyla takımına dünya kupasında yarı final oynama sevincini yaşatmış bir kahraman. Fas takımı ve bu başarılı kalecisi eski sömürgecilerinden İspanya ve Portekiz'i mağlup ederek kupadan elenmelerini sağladı. Keşke 3. sömürgeci Fransa'yı da geçebilselerdi. Fas takımının oyununda Afrika'yı sömürmenin intikamını gördüm.  Yasin Bono 14 Ocak 2022'de   " 2021 Afrika Uluslar Kupası " Fas-Komorlar maçı öncesi Kamerun'daki basın toplantısında çok iyi İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Fransızca bilmesine rağmen " Ben bu gece sâdece Arapça konuşacacağım. " diyor. Bunun üzerine Arapça tercümanımız yok, diyorlar. O da  " Bu benim sorunum değil, sizin sorununuz, tercüman gelene kadar beklerim. " diyor.  Tercüman bulup getiriyorlar. Bu emperyalistlere bir tepki, bu bir kimlik ifadesi, bu bir kendine dönüş, bu bir şuur olayıdır. Bazen futbol veya müsabakalar sporun ötesinde anlamlar ifade ediyor. Sağlıcakla kalın