- 26.12.2022 12:15
Yetiştirdiğimiz kuşaklar için arkada bıraktığımız değerleri, simaları tanıtmak, unutturmamak çok önemli. Çünkü onlardan alacağımız dersler vardır. Yollar rehberle daha kolay yürünür. Biyografileri, hatıraları okumak bunun için önemli. Mehmet Akif Ersoy bu değerlerimizden biri. O milli, yerli ve çok değerli şairimizdir.
27 Aralık 1936'da aramızdan ayrılmış. Koca imparatorluğun buhranlı yıllarını, yıkılışını, Balkan Harbi'ni, 1.Cihan Harbi'ni, Kurtuluş Savaşını, Cumhuriyete geçişi, Cumhuriyetin ilk yıllarını yaşamış. Münevver bir Osmanlı, şair, yazar, fikir ve dava adamı. Yokluğu, çileyi, sürgünü, gurbeti yaşamış. Fikirleri ve kimliğini Safahat'ta görebiliriz. O, sıradan bir insan değildir. Bir veteriner, tefsir yazacak kadar hâfız bir ilim adamı.
Arapça, Farsça, Fransızca bilen, Batı klasiklerini okumuş bir entelektüeldir. Safahat, bütün şiirlerinin toplandığı eseri. Safahat için eserin başında şöyle der :
Bana sor sevgili kâri (okuyucu), sana ben söyleyeyim.
Ne hüviyyete şu karşında duran eş'ârım. (şiirlerim)
Bir yığın söz ki samimiyeti ancak hüneri.
Ne tasannu (sanat yapma) bilirim, çünkü ne sanatkârım.
Şi'r için gözyaşı derler, onu bilmem yalnız
Aczimin giryesidir (gözyaşı) bence bütün âsârım (eserlerim).
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım (bezginim)
Aruzla yazdığı şiirleri hep sosyal amaçlıdır. Kendinden ziyade toplum için yanmış. İstiklal Marşı'mız bunun sembolüdür. Şiirlerinde “İslam, Müslümanlık, Kuran, birlik, cehalet, taassup, taklitçilik, yozlaşma, tembellik, çalışma, fakirlik, ahlaksızlık, vatan, bağımsızlık (istiklal)... konularını işlemiş. Bir manada “toplum için sanat” yapmıştır.
İşte sizlere ondan seçme beyitler:
İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür.
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.
Ya açar nazm-ı celili bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.
Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile.
Âlem aldatmaktan maksat aldanan yok nâfile.
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası
Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.
Ey dipdiri meyyit, iki el bir baş içindir.
Davransana, eller de senin baş da senindir.
Haya sıyrılmış, inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde.
Ne çirkin yüzler örtermiş meğer bir incecik perde.
Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır.
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.
Sahipsiz olan memleketin batması haktır
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Hey gidi nâdân (câhil), ecdadını zannetme ki asırlarca uyurdu.
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu.
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.
Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim.
Nasihatım sana herzeyle iştigali bırak
Adamlığın yolu nerdense bul da girmeye bak.
Adam mısın ebediyyen cihanda hürsün gez.
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin oğlum gönüllüsün semere.
Küfür savurma boyun kestiğin semercilere.
İlk TBMM'ye Burdur mebusu olarak giren Mehmet Akif Ersoy'a 1923 ikinci TBMM seçimlerinde listelerde yer verilmez.
Bu bir tasfiye olarak değerlendirilir. Bundan sonra zor günler başlar. Şeyhül İslam Mustafa Sabri gibi Mısır'a yol görünür. Mısır'a hicret eder. “Arkamda hafiye gezdiriyorlar. Ben vatanını satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum. İşte bun dan dolayı gidiyorum” der. On yıldan fazla Mısır'da kalır. 1936'da hasta olarak yurda döner ve hayata veda eder. Cenazesini o günün üniversite öğrencileri kaldırır. Bugün Edirnekapı şehitliğinde meftundur. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun.
Yorum Yap