Hasan BOSTANCI
Hasan BOSTANCI

Gazete: Düzce Postası

EN BÜYÜK NOKSANLARIMIZDAN ŞÜKÜR

  • 17.01.2023 12:08
  • (1)

İNSANÎ ilişkilerimizde iyiliğini gördüğümüz kimselere minnettar oluruz ve teşekkür üstüne teşekkür ederiz. Ya bize sayısız nimet ve imkanlar sunan yüce rabbimize karşı ne yapmamız gerek ?    Elbette ki ŞÜKÜR.

Şükür, iç dünyamızı donatan ahlakî umdelerdendir. Şükür, her nimetin Allah'tan geldiğini bilip ona hamdetmektir. Şükür, nimeti değil nimeti vereni görmektir.

Her nimet bir imtihan vesilesidir. Nimeti vereni hatırlamak ve ona teşekkür etmek hem nimeti artırır hem de bereketlendirir. Nimeti vereni tanımamak ve nimetin asıl sahibini unutmak ise “küfrân-ı nimet” yani nimete karşı nankörlüktür.

Şükür, yüce Allah’ın sayısız nimetlerine karşı kalp, dil ve beden ile övgüde, teşekkürde bulunma, nimetleri saygı ile itiraf etmedir. Kalbin şükrü, nimetleri verenin Allah olduğuna inanmak; dilin şükrü, Allah 'ın verdiği nimetlere hamdetmek; bedenin şükrü, varlığını Allah’ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek; namaz, oruç gibi ibadetleri eda etmek ve onun yasaklarından uzak durup buyruklarını yerine getirmek; malın şükrü ise sadaka ve zekat vermektir.

Rabbimiz “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi attırırım. Eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir. (İbrahim 14/7) buyurmaktadır. İnsanlığın örnek şahsiyetleri olan peygamberler hep rablerine şükretmişlerdir.

Hz. Peygamber sevindirici bir durumla karşılaştığında Allah'a şükür için secdeye kapanırdı. Yine peygamberimiz konuyla ilgili hadislerinde şöyle buyurur: (Mümin) sevinecek olsa şükreder, bu onun için hayrolur. Başına bir bela gelse sabreder,  bu da onun için hayrolur.

Ey muâz seni gerçekten seviyorum. Sana her namazın sonunda “Allah'ım seni anmak sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et” duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum. Yiyip şükreden kimse sabrederek oruç tutan kimse gibidir. İnsanlara teşekkür etmeyen Allah'a şükretmez. Ayakları şişinceye kadar namaz kılan peygamberimiz, kendinizi niçin bu kadar çok yoruyorsunuz dendiğinde: “Şükreden bir kul olmayayım mı?” der.

Şükrün ekonomiye ne faydası var, diye düşünenler olabilir. Lakin şükür kanaatkar olmaya sevk eder. Şükreden nimetlerin kadrini, kıymetini bilir, israf etmez, har vurup harman savurmaz. Şükür sadece yiyip içtiklerimiz için yapılmaz. Sağlığımız, sahip olduğumuz imkanlar, makamlar, kazançlar; karşılaştığımız iyilikler, güzellikler bizden hep şükür ister. Çalıştım da kazandım, deyip geçemeyiz. Sahip olduğu muz ve kazandıklarımıza vesile olan akıl, yetenek şükrü gerektirir. Kimse kerameti sadece kendinde görmemeli.

Bütün bunlara rağmen Allah Teala: “Kullarımdan şükredenler pek azdır.” buyurmaktadır. Bu durum, şükredenlerin bahtiyarlığını, şükretmeyenlerin talihsizliğini göstermektedir.

Şükürsüzlük, doyumsuzluk günümüzün en çok görülen hastalıkları arasındadır. Bela yağmurlarına tutulmak istemiyorsak şükrü dilimizden düşürmemeliyiz. Rabbimiz bizleri hem kendisine şükreden hem de insanlara teşekkür edenlerden kılsın, diyorum. Sağlıcakla kalın.

 Not: Yazının hazırlanmasında “Hadislerle İslam -2” adlı eserden yararlanılmıştır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • sait
    sait
    17.01.2023 13:31

    Hocam Allah Razı olsun. Gerçekten şükür,Öyle güçlü bir eylemdir ki, bu kelimeyi duymak bile iyi hissettirir. Çünkü Şükür; çağımızın en büyük duygusal vebaları depresyon, kaygı, anksiyete bozukluklarına bile ilaç gibi gelir. Şükredebildiğim için şükürler olsun.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız