“Bu ülkenin yönetimini yabancıya teslim etmemek için on binlerce şehit veren aziz vatan evlatlarının aziz hatırası olan bu ülkenin yönetimini, yabancıya yetki verecek onurunu kaybetmiş tek bir vatan evladı yoktur. Bu 6’lı, 7’li masa-açıkça söylüyorum- seçimlerde büyük bir hüsran yaşayacaktır.        (Hulki Cevizoğlu-CNN Türk Tv)

Aydın, halk dilinde okumuş adam, demek. Türkiye'nin ana problemlerinden biri de okumuş adam değil onun ötesinde “yabancılaşmış aydın” problemidir. Bu aydın, kimliksiz ve kişiliksizdir. Yerli dinî ve tarihî hiçbir değeri tanımaz. Köksüzdür. Mukaddesleri yoktur. Sadece çıkarları vardır. Çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapar. İşbirliğine, kullanılmaya müsaittir.

Türkiye'de yetişmiş gazetecidir, İsrail gazetelerinde ülke(si) aleyhine yazılar yazar. Yunanla, Almanla, Amerikalıyla, İngilizle, Fransızla aynı taraftadır, aynı ağzı kullanır. Belge satar. Bölmeye çalışır.

Bir ülke için “aydın” önemlidir. Çünkü ülkeyi aydın yönetir, yönlendirir. Geleceği aydın hayal eder, kurar, şekillendirir. Biz deki aydın denilen -bir de ülke yönetmeye talip- tipler yıkım, yakım ekibi. “Biz gelirsek şunları şunları yıkacağız, şunları şunları yakacağız, şunları şunları durduracağız, şunlara şunlara el koyacağız” diyor. Halbuki ülkesi için taş üstüne koyana kurban olunur.

Bizdeki “aydın” denen diplomalıların çoğu milletine yabancıdır. İçinden çıktığı halka sömürgecinin gözüyle bakar. Halkı aşağı görür. Ona göre halk gericidir, cahildir, aklı hiçbir şeye ermez. Bizde aydın değerlerinden uzaklaştığı nispette aydındır, çağdaştır, ilericidir. Dilini de beğenmez dinini de. Konuştuğu cümlelere ne kadar yabancı kelime katarsa o kadar moderndir. Bu mütegallibe tarihini de iyi bilmez. Bildikleri de hep yalan ve yanlıştır. Bunun için tarihî değer ve isimlere de düşmandır. Bunlar âdeta Türk ve Müslüman olmanın yeminli düşmanıdır. Ördek altına konulmuş tavuk yumurtasından çıkma civcivleri hatırlatırlar. Ördek değildirler. Analarına ve kardeşlerine de yabancıdırlar. Çoğu zaman irfan sahibi okumamış halk, ilim sahibi kimliğinden kopmuş beyni bulanık aydın(?)dan daha basiretli ve ferasetlidir.

Gelişmiş ülkelerde aydın, kendi ülke değerlerinden ve halkından kopuk değildir: İngiliz aydını İngiliz’dir, Alman aydını Alman’dır, Fransız aydını Fransız’dır.

Aydın yabancılaşmasına beyinleri yıkanarak mankurtlaştırılan FETÖ grubunu da katabilirsiniz. Bunlardan da âidiyet duygusu alınmış. Bunlara da biz her yerde varız her yer bizim vatanımız, anlayışı hâkim. Her kimliğe her renge bürünebilen, soru çalma hırsızlığını bile çıkarları adına mubah gören bir anlayış. “Haçlılar sizin vatanınızı işgal etse sizin kadınınıza, kızınıza ilişmez” inancına iman etmiş bir güruh. Memleket sırlarını gavura verebilecek kadar kimliksizleşen bir güruh. Bunların yabancılaşmış aydından farkı ne? Bütün mukaddes kavramları iğdiş etmiş bir takımdan hangi bağlılığı, doğruluğu bekleyebilirsiniz? Çünkü bunların bütün mukaddesleri çıkarları olmuştur.

Bunlar problemlerimiz. Peki, çözüm ne? Çözüm, kendi değerleriyle yoğrulmuş bir aydın zümreyi yetiştirmek. Bu da Millî Eğitim'in işi. Eğitim sisteminin işi. Müfredatların işi. Öğretmenin işi. Hatta öğretmen yetiştiren kurumların işi.

Selam ve dua ile…