Abdülhamit 1909'da bir bahaneyle yıllar süren bir kavga ve ihanetin sonunda tah tından indirildi. Tahtı bırakma tebliğini yapanlar içinde bir tane Türk yoktu. Hepsi masondu ve siyonizmin emrindeydi. Ne oldu sonunda? Balkan ve 1.Cihan Harbi.

On yıl içinde koca imparatorluk vatanıyla, coğrafyasıyla paramparça edildi. Bölünen, unufak edilen parçalar üzerinde kuklaların yönettiği devletçikler kuruldu. Ve bu devletçiklerin bütün varlık ve zen ginlikleri talan edildi. Dünya siyasetine yön veren bir devlet bertaraf edildi. Meydan işgalci, emperyalistlere kaldı. Kim mi bunlar? Çanakkale Harbi'ne bakarsanız, görürsünüz.

Abdülhamid'i tahttan indirenler " Her şey güzel olacak." diyorlardı. Öyle de oldu (?) Osmanlının yıkılması mukadderdi, diyorlar. Bu, koca devlete yapılan ihaneti değiştirdi mi?

Türkiye, Osmanlı bakiyyesidir ve Osmanlının devamıdır. Kimse tarihi inkar etmesin. "Tarihini", demiyorum. Çünkü bu tarih ihanet edenlerin tarihi değil !

Geliyorum günümüze. Bu gün seçim meydanlarındaki "meydan okuma" sesleri size neyi hatırlatıyor? Bu tarihin tekerrürü değil mi? Bu, ülkeyi durdurmanın, parçalamanın adımları değil mi? Bu sesler devlet ve hukuka meydan okuma değil mi? Batı yani Haçlı maşalar kullanarak 6'lı 7'li 8'li... masalar kurarak intikamın peşinde. Kuklalar asmaktan, durdurmaktan, yıkmaktan, yakmaktan bahsediyor. Emperyalist güçler ulusal damarı olan bir parti liderine zaaflarından yararlanarak tuzak kurdular. Yerine terörist eşkiyalarla işbirliği yapabilecek birine yüz yıllık bir partiyi teslim ettiler. Bu kukla, partide ne kadar Kemalist ve ulusalcı varsa hepsini tasfiye etti.Parti, emperyalistlerce rahat kullanılacak hale getirildi. Geleneksel potansiyeli, geleneği olan bir parti, terör partisiyle kanka oldu. İşin Türkçesi heykel yapıcılar la heykel dikiciler sarmaş dolaş oldu. Güya hepsi birden muhalefet partisi oldu.

Yirmi yıldır iktidarda olan bir parti bu ülkeye, dünkü DPT'nin planlarıyla, iki yüz yılda yapılabilecek eserler kazandırdı. Onu eleştirmek, önce yaptıklarını takdir etmekten geçer. Yoksa senin ve senin gibilerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Birini hırsızlıkla suçlamak en ucuz yoldur. Keşke geçmiş dönemlerin hırsızları biraz cesaretli olup bugünkü yapılanlara teşebbüs edebilselerdi.

En çok zoruma giden, adamlar gözümün içine baka baka devlet olarak sizi yıkacağız, vatanınızı parçalayacağız, diyor arkalarında goygoycu buluyor. Elbette devlet olan devlet bunları not ediyordur. Yoksa içi hırsla dolu o kadar çok sessiz yığın var ki.

Siyasî yazmak âdetim olmadığı halde şartlar beni zorladı. İnanıyorum ki bu hislerimi paylaşacak milyonlar var. Arzum devletim, milletim güçlü, başı dik olsun. Bunu yaşamaya başladık. Bu bize köle

muamelesi yapanları rahatsız etti. Ben insanımızın basiret ve ferasetine inanıyor ve güveniyorum. 14 Mayıs ülkemize, geleceğimize yeni ufuklar açacak.

Basiret ve feraset sahibi her kardeşimi saygıyla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın.