- 5.06.2023 10:52
Amerikada yapılan gösteri uçuşundan sonra televizyon spikeri hanım, Türk yıldızları gösteri pilotumuz Evren Ayna'ya muzipçe gülerek ve tepeden bakarak sorar: Uçaklarınızın altındaki kartal figürünü Thunder birds (ABD gösteri filosu) lerden mi aldınız? Evren AYNA'nın cevabı aynen şöyledir : '' Uçaklarımızın altındaki çift başlı kartal figürü tarihteki büyük Türk imparatorluklarından biri olan Selçuklulardan gelmektedir, aynı zamanda Hava kuvvetlerimizin de sembolüdür.Doğunun ve batının hakimi olmayı betimler ve bizim kültürümüzde bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz bu nedenle kullanıyoruz ama Thunder birds bu figürü nereden aldı, hangi tarihsel geçmişe dayanarak kullanıyor bilmiyorum, isterseniz onlara sorun, nereden bulduklarını belki anlatırlar.'' Değerli pilotumuz bu cevabıyla emperyalizme özgü tepeden bakan, bize o konumu ve başarıyı yakıştıramayan insanlara en güzel cevabı vermiştir.
İşte bu tavır bizi gururlandırır, göğsümüzü kabartır. Çünkü bu tavırda özgüven vardır, bu tavırda dik duruş, kimlik, tarih şuuru vardır.
Bu tavır bir "değer"dir. Batıcılık adına çoğu insanımızın yitirdiği bir değer.
Şimdi de Japonya'dan gelip Amerika'da Üniversitede okuyan bir Japon gencinin gerçek olan "düğme" konulu bir hikayesini aktaralım :
Olay şöyle gelişiyor:
Japon genç Japonya'dan Amerika'ya burslu okumak için gelmiş biri. Ancak fazla giysisi olmayan bütün sene aynı kıyafetlerle dolaşan, tek derdi okumak olan bir Japon genci.
Bir gün bu gencin gömleğinin düğmesi kopmuştur. Kopan düğmenin yerine kola kutusunun açma halkasını takan genç, okuduğu üniversitede alay konusu olur. Kendisiyle bu görüntüsü nedeniyle dalga geçerler. Bu durum üzücü muhakkak. Ama yine de düğme almaz.
Son sınıfta mezun olduğunda bu dalga geçilen olayın nedenini açıkladığında Amerika büyük bir utanç yaşamıştı.
Yaptığı açıklama şuydu:
Bir düğme yüzünden dalga geçtiniz. Neden bir düğme alıp yerine dikmek yerine, benimle dalga geçtiğinize izin verdiğimi merak ediyorsunuz değil mi?
Şunu söyleyeyim ki benim bu tavrım önce Hiroşima'da halkımı katleden bir ülkeye bir düğme parası dahi vermemek içindi. Siz, benim kazandığım paranın tek bir kuruşunu bile hak etmiyorsunuz. Bu ülkeden bir düğme parası dahi harcamadan gideceğim için çok mutluyum. Bu, bir Japon gencinin ders ve ibret alacağımız milliyetçiliğini, âidiyet duygusunu anlatan hikaye. Bu duygu 2. Dünya Savaşı'nda tamamen yerle bir olan Japonya' yı ayağa kaldıran duygudur. Bu duygu " Biz bir aileyiz" duygusudur. Bu duygu Japon şirketlerini dünya şirketi yapar. Japonlar çalıştıkları işletmeleri bir yuva bir aile olarak benimsemişler, enerjilerini Bu işletmelere odaklamışlar. Bu duyguyu çocuklarına da aşılayıp kendilerinden sonra aynı işletmede çalışmalarını sağlamışlar.
Bu onlarda bir örgüt kültürü haline gelmiş. Bu kültür 1945-1980 arası Japon ekonomisini yüceltmiş. İşte bu ulusal kimlik duygusu mesleki disiplin, merkezi otoriteye bağlılık, teknoloji, çalışkanlık, üst düzey eğitim sistemiyle bir araya gelince Japon başarısı ortaya çıkmış.
Bizde Osmanlının son dönemlerinde başlayan Batılılaşma, yozlaşmaya inanç ve kültürel değerlerimizden kopuşa sebep olmuştur. Bu durum günümüze kadar süregelmiştir.
Bu kopuş tarihini, değerlerini, dinini reddeden nesilleri ortaya çıkardı. Kendi iç meselesi için emperyalistlerle işbirliği yapma anlayışını başka nasıl izah edebilirsiniz? Geçmişte Batı'ya ilim için gönderdiğimiz gençlerin çoğu kayıp gençler olmuş.
Son seçimler de bizi bu konuda bayağı düşündürdü.
Aslında devletin ana görevi, eğitim yoluyla Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi, kültürel değerlerini benimsemiş nesiller yetiştirmektir. Bu konuda her nedense başarılı olamıyoruz. Hâlâ içimizden mandacılığa uygun okumuş adamlar çıkabiliyor. Hâlâ içimizden devlet sırlarını, projelerini düşmana satabilecek adamlar çıkabiliyor. Hâlâ memleketi bölmeye çalışanlar, memlekete düşmanlık edenler çıkabiliyor. Bu konuda eğitim sistemimizi, müfredatlarımızı, öğretmen yetiştirme yöntemlerimizi gözden geçirmemiz lazım. Eğitimin tesadüflere bırakılmayacak kadar önemli olduğunun idraki içinde olmalıyız.
Yarının parlak ufuklarına sağlıcakla
Yorum Yap