Yaz aylarında televizyon haberlerini dinlemek istemiyorum. İçlerinde mutlaka ya trafik kazaları var ya da orman yangınları. İkisi de vicdanımı yakıyor. Bunları görmek istemediğim için mecburi kanal değiştiriyorum. Ama bu olanları engelliyor mu?

 -Hayır!

İstatistik bilgilere bakıyorum. 2009-2020 arası 80 bin hektar ormanlık alan kül olmuş ülkemde.

Sadece 2021'de 140 bin hektar ormanlık alan, 2022' de 12 bin 799 hektar alan kül olmuş. Sene 2023. 1-20 Temmuz arası 3.160 hektar alanı kül ettik yani yaktık! 20 günde tam 295 orman yangını.

Orman yangınlarının iki sebebi var: Biri yıldırım düşmesi gibi tabii sebep, diğeri ise insan kaynaklı sebepler. Türkiye'de her on orman yangınından dokuzu insan faaliyetleri sonunda çıkıyormuş: yakılan ateşleri söndürmeden bırakma, sönmemiş sigara izmariti ve kibriti yere atma, orman içinde ve bitişiğindeki tarlalarda istenmeyen otları çalıları yakma, anız yakma, enerji hatlarından çıkan kıvılcımlar, piknik ve çoban ateşleri, kasıtlı olarak yapılan sabotajlar...

Kasıtlı orman yakmaların orman yangınlarındaki oranı % 10'dur. Kasıtlı çıkarılan orman yangınları orman içinde yapılan kanunsuz işleri gizlemek için çıkarılır. Yabanî hayvanları uzaklaştırmak için çıkarılır. Gelir elde etmek için çıkarılır. Tarla büyütme amacıyla çıkarılır.

Ormanlarda yangınlara karşı şu tedbirler alınabilir: ormanlarda -bilhassa yaz aylarında-ateş yakılmamalı, ormanla racam ve cam kırıkları, sönmemiş sigara izmariti ve kibrit atılmamalı, mangal külleri mangal söndürülmeden dökülmemeli, halk yangınlara karşı bilinçlendirilmeli, yangın görüldüğünde 122 acil yardım aranmalı.

Âdeta canımız sıkıldıkça, kafamız kızdıkça, işsiz kaldıkça orman yakıyoruz. Sadece ormanı değil içindeki milyonlarca canlıyı da: böceğinden kaplumbağasına, kertenkelesinden uçamayan yavru kuşuna... Sebep olanların hiç mi vicdanları sızlamıyor?  Bir düşünsek alevler içinde kaldığımızı.

Biz vahşi hayvanların vermediği zararı veriyoruz ormanlarımıza. Bakın ormanda piknik yaptığımız alanlara, ormanı hangi halde bıraktığımıza. Bunaldığımızda serin koynuna sığındığımız, barındırdığı kuş sesleriyle dinlendiğimiz ormanlarımızın hakkı nankörlük olmamalı. Cayır cayır yanan ormanların cehennemî görüntülerini artık görmek istemiyorum. 

Ağaç dikmekle değil ağacı, ormanı korumakla övünüyorsak doğru iş yapmış oluruz.

Düşünüyorum da akşam haberlerinde kaç orman yangını daha duyacağım. Kaç kez daha yanacak içim. Kaç kez daha kanayacak vicdanım. Temenni ile olmuyor, temenni ile olmuyor. Ah içim, vicdanım!

                             Sağlıcakla kalın