- 4.09.2023 09:46
Hayatın herhalde kanunu bu: Gam çekmemiş, keder acı görmemiş insan mı vardır? Edebiyatımız, şairlerimiz bu konuyu çok işlemiş. Dertle ilgili kimi yerde öğüt vermiş kimi yerde teselli etmiş. Bugün konuyla ilgili kısa bir gezinti yapmak istiyorum.
“Hâk-i âdem gam ile tahmir oluptur gâliba
Bî-gam olan olmaya cins-i beni-âdem galiba” Adlî
(Galiba, insanın toprağı gamla yoğrulmuştur. Çünkü insanoğlunda gamsız kimseyi bulamazsınız.)
“Âlemde gam kişiye demâdem gelür gider
Âdem mi var ki âleme hurrem gelür gider” Âdem Dede
(Dünyada keder ve üzüntü insana sürekli uğrar. Hep sevinç ve neşe içinde yaşayıp gitmiş insan mı var?)
“Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne” Râsih
(Ey sevinç, ey neş'e gönülde üzüntü var. Biraz bana müsâde et, şimdilik gelme. Bir hânede misafir üstüne misafir olmaz.)
“Gam” kelimesinin dilimizde birçok eş ve yakın anlamlısı vardır: keder, gussa, üzüntü, hüzün, dert, tasa, elem, mihnet, sıkıntı, teessür, matem, ıstırap, kaygı... Sevgili dostlar bu da kökenine bakmadan dilimize girmiş kelimelerin zenginliğini gösterir. Dili kullanmasını bilmeyen bazı beceriksizler bazen “Türkçe değil mi sündür sündür kullan. Her anlama gelir” diyor. Kelimelerin hem gerçek hem mecaz anlamlarının olduğunu unutmayalım.
“Her dert ki var var dermanı velî
Bî-dertlerin derdine derman olmaz” Fuzûlî
(Ne kadar dert varsa dermanı da vardır. Lakin bu derman, bu ilaç dertsizlerin derdine derman olmaz.)
er ne kadar dertlerimize derman arasak da dertlerin, çilelerin bizleri pişirdiğini, olgunlaştırdığını unutmayalım. Öyle diyor şair:
“Derman arardım derdime derdim bana derman imiş”
Ünlü şairimiz Şeyh Galip de ne kadar dert varsa görmek istiyor:
“Gam defterinin tamamı yok mu?”
Rahmetli şairimiz Erdem Beyazıt da:
“Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan” diyor.
Hayatta çile, sıkıntı yüzü görmemişler insanı da anlamaz, halden de anlamaz.
Yollar hep düz olmuyor. İnişi var, çıkışı var. Hayatta işte böyle. Bazen neşeli oluruz bazen hüzünlü. Gam herkesi bulur, gam herkesi vurur. Hüznümüzü dağıtacak sözümüz de vardır sazımız da:
Koyun meler kuzu meler
Sular hendeğine dolar
Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül gamlanma
...
Bin kaygı bir borç ödemez
Gamlanma gönül gamlanma
...
Kara gündür gelir geçer
Gamlanma gönül gamlanma
Bir de asıl olan “gamla sabrı” kardeş kılabilmek. İnsan da bâki değil gam da.
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti figânım âhım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül har elinden âh ile zârdır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama
...
Yusuf sabır ile vardı Mısır'a
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Mutlu, huzurlu günler temennisiyle.
Yorum Yap