Son Dakika
- 16:58 - Seçimler başladı
- 13:00 - Bolu’nun yüksek kesimlerine Mayıs ayında kar yağdı
- 12:54 - Spor camiasında büyük ses getirdi
- 12:39 - Yayla sezonu geç açıldı
- 12:33 - Düzceliler çocuklarına Yusuf ve Zeynep ismini verdi
- 12:31 - Uğur Okullarına özel teşekkür
- 12:28 - Yaralı Sarı Asma Kuşu tedavi altına alındı
- 12:17 - Düzce'de operasyon yapıldı
- 12:14 - Jandarma vatandaş oldu otobüsleri denetledi
- 12:12 - Kazaların sürücü hatasından kaynaklandığı öğrenildi
Mehmet Şimşek yazdı...

ADI Sezgin Türk.
Belgesel yönetmeni.
Ben ona Düzce'nin doğa harikalarından biri olan Şimşirlik'in doğal bekçisi demeyi yeğliyorum.
Hikayemizin öncesi var...
Adı Nusret Türk.
Sezgin Hanım'ın abisi. Eskilerin deyişiyle nevi şahsına münhasır bir kişilik. Bir ömür boyu kendini yaşamış olan adam. Nusret Bey Orman Bakanlığı’na ait ve geçmişte tomruk deposu olarak kullanılan bu alanı kiralamak için ön izinle başvurusunun ardından tesisi; yani alabalık havuzları ve binayı yapması gerekiyor. Tesisleri inşa ederken 3 yıl çadırda yaşıyor. Deprem sonrası ‘moral valisi’ olarak Düzce’ye gelen ve halkın gönlüne taht kuran merhum Halil Nimetoğlu da Şimşirlik’te yapıp edilen bu güzel işlere ilgi gösteriyor. Çiftliği kataloğa alarak alanı turizme yönlendiriyor; dahası Nusret Türk’ü Düzce İl Turizm Komitesi’ne alıyor….
ÖLÜM ÖLÜM HEZEN ÖLÜM
Ne demişti şair:
Ölüm ölüm hezen ölüm/Evden eve gezen ölüm/Her düzeni bozan ölüm...
Nusret Türk’ün 2011 yılında genç yaşta beklenmedik vefatının ardından buradaki düzenin bozulmasına gönlü razı olmayan bir aktör sahneye çıkar: Sezgin Türk...
Birbirinden çok önemli belgesele imza atan Sezgin Hanım'ın kaderi burada belirlenecektir artık.
O günleri şöyle anlatıyor:
Burası tümüyle Nusret'in eseri. Doğayı parçalamayan projenin tamamı ona aitti. Doğanın önüne hiçbir şey geçmemişti. Yaşadığım İstanbul'dan buraya zaman zaman gelip gidiyordum. Onun ani vedasının ardından bir şeyi fark ettim; burayı ve doğayı korumam lazım. Annemi ve abimi burada kaybettim. Onların burada yaptıklarını ve anılarını yaşatmalıyım.
VER ELİNİ ŞİMŞİRLİK...
Abisinin ardından buraya talip olanların profili Sezgin Türk'ü daha da bilemiş! 2011'den günümüze yaşadığı süreci şöyle özetliyor: Burada yaşamak için her şeyi biz yapmak zorundayız. Hiçbir şey hazır olarak önümüze gelmiyor. Doğayı yaşamak önemli. Kentli kafasıyla bakmak mümkün değil. Doğanın karşısında boynumu eğdim, iyi bir öğrenci olmaya çalıştım.
Orman Bakanlığı’na ait olan arazinin abisinin üstünde olan kira sözleşmesini kendi adına devir işlemleri 28 ayda tamamlanabiliyor.
DOĞA HEP ÖN PLANDA
Sezgin Hanım'ın Şimşirlik üzerine anlatacağı o kadar çok şey var ki. Onu dinlemeye devam ediyoruz: Buraya gelen her insanı yaşamın ortağı gibi algıladık. Bizim için ön planda olan hep doğa oldu, işletme değil. Hayvanlarımız, dere, orman, büyük çınarın bütünlüğüyle oluşan yaşama katılanlar oldu. Şimşirlik’te bir yaşam kitlesi oluştu.
BEKLENMEYEN YANGIN
Ancak bu doğa harikasında her şey doğal gitmez! Nusret Bey'in her tahtasında emeği olan bina 5 Mart 2018'de elektrik kontağında çıkan bir yangınla tamamen kül olur! O an her şey bitmiş gibi görünse de, aslında bu hadise doğadaki devinim gibi taptaze bir başlangıcın habercisi olur. Şimşirlik dostları kendi yaşamlarından bir parça yanıyormuş gibi hisseder. Bir elin parmağını geçmeyecek gönüllü ordusu 2 ay boyunca geceli-gündüzlü fiziken çalışır. Çalışamayanlar ekonomik olarak katkı sunar. Öylesi bir dayanışma gösterilir ki, Sezgin Hanım'ın moral motivasyonu tavan yapar.
Ve şu andaki bina gün yüzüne çıkar...
“DOĞA SİZİ DIŞARI ATAR!”
Uzun zamandır üzerine çalışan Düzce-Abant yolu tam da bu bölgeden geçecek. Sezgin Türk bu projeyle ilgili şunları anlatıyor:
Proje 2 ay önce onaylandı. Bu karar dolayısıyla bölgede yatırımların yoğunlaşacağı kuşkusuz. Bu yatırımların doğa ile kurduğumuz ilişkiye nasıl yansıyacağını kestirmek zor. Tedirgin olmadığımı söyleyemem. Çünkü Şimşirlik’te yaşadığım deneyimde işletme özelliğinizi doğanın önüne geçirdiğinizde olumlu sonuçların çıkmayacağını gördüm. Ve farkına varılmayan şey şu: Öncelik doğada olmazsa burada yaşamayı beceremezsiniz. Doğa sizi kendi dışına fırlatıp atar...
KİMDİR?
Annesi Düzceli olan Sezgin Türk, 1959 yılında Bayburt’ta doğdu. 1984 yılında A.Ü Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1986 yılından sonra kurgusal filmlerde yönetmen yardımcısı olarak çalıştı. 1993 yılından sonra belgesel sinema yaratım alanında yönetmen olarak birçok belgesel gerçekleştirdi; ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller aldı. Ayrıca festivallerde jüri üyesi olarak görev aldı. 2006- 2009 yılları arasında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sınıflandırma ve Denetleme Kurulu üyesi; 2007-2009 yıllarında BSB (Belgesel Sinemacılar Birliği) başkan yardımcısı olarak görev aldı. Hayatını Düzce Şimşirlik’te sürdüren Sezgin Türk, belgesel yapmaya devam ediyor.
GERÇEKLEŞTİRDİĞİ FİLMLER:
1994 Biri Zeliha Diğeri Ayda, 15 dakika Betacam, drama
1995 Kiralık Ev, 35 mm./renkli, 12 dakika, drama
1997 İnsanı Yitirmiş Kent: Kayaköyü,-Levissi, 24 dakika, Betacam, belgesel
2000 Cebimde Çok Küçük Elma Var, 4 bölüm, 102 dakika, 16 mm.,
2003 Allegro Barbaro/BélaBartók, Türkiye, 1936, 54 dakika, Betacam
2005 Kaf Dağı Düşü, 63 dakika DV CAM, belgesel
2006 Cenûb-i Garbi Kafkas Cumhuriyesi, 69 dakika, DV CAM, belgesel
2007 Güneşin Yükseldiği Yer: Muş, Bitlis, Van, Hakkari, 38 dakika, DVCAM
Tanıtım filmi
2008 Kır Çiçeklerinin Öğretmeni, 60 dakika, DVCAM
2010 Mamak’ta, 76 dakika, DVCAM
2012 Yurtsuzlar Orkestrası, 70 dakika, DV CAM
2016 Arkadaşım Dere, 60 dakika, HD
JÜRİ ÜYELİĞİ
2002, Ankara Film Festivali Ulusal Belgesel Film Yarışması jüri üyeliği
2006, Umut Vakfı, "Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın" belgesel yarışması jüri üyeliği
2012, Make-Dox, Belgesel Bölümü jüri üyeliği, Üsküp/ Makedonya
Çok Okunanlar
Kaptan Yıldırım, kulübü satın aldı!
- 17.05.2022
Yangın kontrol altına alındı
- 19.05.2022
E-Gazete
- 21.05.2022
Yorum Yap