GIYBET VE İFTİRA HARAMDIR

  • 25.08.2023 10:06

Yüce dinimiz İslam; sosyal ilişkilere, ahlâkî davranışlara, kişilik haklarının korunmasına, güven, huzur ve barış ortamını yok edecek, kavga, tartışma ve dargınlıklara sebep olacak davranışlardan kaçınılmasına büyük önem vermiştir. Gıybet ve iftira bu davranışlar arasında yer almaktadır.

Gıybet; bir insanı gıyabında eleştirmek, çekiştirmek ve hoşlanmayacağı sözler söylemektir. Halk arasında buna “dedi-kodu”da denir. Kişinin bedeni, nesebi, ahlâkı, işi, dini, elbisesi, evi, bineği ve benzeri şeyler dedikodu konusu olabilir. Gözün şaşılığı, saçların döküklüğü, uzun veya kısa boylu, siyah veya sarı renkte olmak gibi nitelikler hakkında alaylı bir şekilde bahsedilmesi gıybet olur.

İftira ise; bir kimsenin işlemediği bir suçu yapmış gibi anlatmak, onda bulunmayan bir kötülüğü varmış gibi göstermektir. Kişinin sorumluluğunu unutarak isteklerine ulaşmak amacıyla insanlara iftira etmesi bir hastalıktır. İftiranın gayesi; hoşlanmadığı kişileri yıpratmaktır. Bu bakımdan her söze, her habere inanmamak, onu iyice araştırmak gerekir. 

Gıybet ve iftira ile aynı kategoride yer alan kötü fiillerden bazıları da koğuculuk, yalan söylemek ve yalancı şahitliktir. Burada kısaca bu kavramlara da değinmek yerinde olacaktır. Koğuculuk, insanlar arasında söz taşımak anlamına gelip, dinimizin yasak ettiği ve büyük günah olarak saydığı ahlak dışı kötü davranışlardan biridir. Koğuculuk yapan kimseler, Peygamber Efendimizin hadislerinde “nemmâm” ve “kattât” olarak isimlendirilmiş ve bu kimselerin (cezalarını çekmeden) cennete giremeyecekleri bildirilmiştir. Yalan söylemek; gerçek dışı ve aslı olmayan beyanlarda bulunmaktır. Yalan İslam'ın şiddetle yasak kıldığı ve büyük günah saydığı davranışlardan olup, münafıklık alâmetidir. Yalancılık, ailelerin yıkılmasına, toplumun fesadına, işlerin dağılmasına neden olabilir. Yalan söyleyen kimse insanların gözünden düşüp, sözüne itibar edilmez hale gelir. “Yalan söyleyenin evi yanmış, buna kimse inanmamış” atasözü, yalancının sonunun nasıl hüsran olduğunu belirtmektedir. Yine atalarımız; “yalancının mumu yatsıya kadar yanar”, “şehrin yukarısında bir yalan söyledim,  aşağıda kendim de inandım”, “yalan söyle, tutmazsa izi kalır” sözleriyle yalanın toplum hayatındaki olumsuz etkisine dikkati çekmişlerdir. Yalancı şahitlik ise; insanların ruhuna zarar veren, hakkını zayi eden, anarşiyi yayan bir şey olup, toplumsal kötülüklerin en tehlikelisi ve en çirkinidir. Yüce Allah "Rahmanın kulları" diye övdüğü ve cennete koyacağını bildirdiği müminlerin özellikleri arasında yalancı şahitlik yapmamayı da zikretmiştir. Yalancı şahitlik yapmak hem yalan söylemek hem de dolaylı olarak iftira etmektir. Yalancı şahitlik ile kul hakkının ihlal edilmesine ve zulüm yapılmasına sebep olunmuş olur. Bu büyük günahlardan biridir.

Gıybet eden insan ahlakından taviz vermiş, kul hakkı yüklenmiş ve büyük günah işlemiş olur. Gıybet; zayıf, zelil, manen ve ahlâken aşağı mertebede olan insanların yapabileceği bir davranıştır. Gıybet; kişi, aile, toplum hatta bir milletin bütün mensuplarını rencide edebilir. Bu; kişiler, aileler ve toplumlar arasında huzursuzluk, kırgınlık hatta kavgaya bile sebebiyet verebilir. Bu sebeple yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimiz gıybet etmeyi şiddetle yasaklamışlar, büyük günah olduğunu bildirmişledir. Gıybet, müminin “fâsık” ve “âsî”  olmasına sebep olur. Gıybeti yapılan kimse hakkını helal etmedikçe kişi gıybetin günahından kurtulamaz. Çünkü gıybet etmek kul hakkı yüklenmektir. Kul hakkını ise Allah bağışlamaz. Bunun yanında söylediği söz, yaptığı fiil ve sergilediği davranış ile her türlü günahı ve kötülüğü işleyen, fert ve topluma zararlı olan, sözgelimi, hırsızlık ve iftira eden, ırz ve namus düşmanlığı yapan bir kimsenin bu ahlak dışı niteliği zararından korunması için bir başkasına söylenebilir. Bu gıybet değildir. Gıybet, söz dışında, yazı ve fiil ile yani el, kol, göz, kaş işaretleri ile de yapılabilir. Gıybeti yapılan kimse, bundan haberdar olmuşsa, ben de onun gıybetini yapayım

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız