Melisa DEMİRAL
Melisa DEMİRAL

Gazete: Düzce Postası

Psikolojik Danışman

Deprem travması: “Hissettiklerim normal mi?”

  • 4.03.2023 16:52

ÜLKEMİZİ yasa boğan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; vatandaşlarımızın ailelerine, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Acımız çok büyük, gerçek anlamda ciğerimiz yanıyor. Toparlanmaya, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu süreç kolay olmayacak. Bugün bir nebze de olsa, depreme doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalmış vatandaşlarımızın psikolojik durumunu anlamak ve desteklemek adına nu sürece onların gözünden bakalım.

DEPREM TRAVMASININ BİREYDEKİ ETKİLERİ

Enkaz altından kurtarılan bir depremzedenin gözünün önünde deprem anı, enkaz altındaki hali ve enkaz altında yaşadığı o zorlu anlar ortada bir sebep olmadan canlanabilir. Bu düşünceler kendisini rahatsız ettiği için bunları zihninden çıkartmaya çalışır. Bu sebeple birey kendini sürekli bir şeylerle oyalamaya dikkatini zihnindeki düşüncelerden uzaklaştırma gayretinde olur. Depremde yaşadıklarını anımsatan durumlar karşısında sıkıntı yaşar. Mesela o gün üzerinde olan kıyafet, o esnada çevresinde olan nesneler, helikopter, ambulans, polis gibi araçların siren sesleri kişiye deprem gecesini hatırlattığı için rahatsız olur, heyecanlanır, kalp çarpıntısı yaşar.             

Birey hem korktuğu hem de depremde yaşadıklarını hatırladığı şeyler sebebiyle binalara girmekte zorluk çeker. Karanlıkta kalamaz, yalnız kalamaz, uyuyamaz, duşa giremez. Enkaz görüntülerinden ya da depremi hatırlatan konuşmalardan, TV programlarından, haberlerden kaçınır. Depremde, kendi yaşadıklarını yaşamayan insanların kendisini asla anlamayacaklarını düşünür ve onlardan uzaklaşır. Herhangi bir bireyi mutlu edecek olaylar karşısında bir şeyler hissedemez, hissizleşir. “Eşimi ve çocuklarımı eskisi kadar sevemiyorum.” Cümlesi olumlu duyguları hissedememelerini örnekleyen en tipik cümlelerden bir tanesidir. Birey hayatı boyunca uğraşarak edindiği evini kaybettiği için gelecekle ilgili bir plan veya yatırım yapmayı anlamsız bulur ve günlük yaşamaya başlar. Hayatının her an sona erebileceği düşüncesi ile yaşar. Bunların yanı sıra her an deprem olabilir beklentisi içinde tetikte bekler, sık sık “sallandık mı?” diye lambaları kontrol eder. Ani bir ses ya da hareket karşısında aşırı uyarılma tepkisi verir. Geceleri uyuyamaz, depremle ilgili kabuslar görür. Uykusuzluk ve stres belirtilerinin etkisiyle dikkati dağılır, kendini yaptığı işe veremez, hatalar yapar ve unutkanlık yaşar. Sinirlilik baş gösterir. Ani patlama nöbetleri ile eşine, çocuklarına, yakınlarına hatta başkalarına saldırır, bağırır, küfür eder, eşya fırlatır, vurur.

Travmatik olan bu deprem felaketini deneyimledikten sonra bir süre travmatik stres belirtileri yaşanması beklenen bir durumdur. Bu noktada her şey olağandır. Genellikle bu belirtiler travmadan sonraki ilk üç ay içerisinde gelişir ve zamanla kendiliğinden azalabilir. Araştırmalar travmadan altı ay geçtikten sonra kendiliğinden iyileşme olasılığının düştüğünü göstermektedir. Bireyin yaşadığı bu durum bir aydan fazladır sürmekteyse bu durum Travma Sonrası Stres Bozukluğunu düşündürebilmektedir Kronikleşen Travma Sonrası Stres Bozukluğu kişinin iş, sosyal ve aile hayatını olumsuz etkiler ve tedavi edilmezse yıllarca hatta yaşam boyu sürebilmektedir.  İşte tam bu noktada, Ruh Sağlığı alanında hizmet veren uzmanlara büyük sorumluluk düşmektedir. Deprem alanında depremden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen herkese ücretsiz psikolojik destek sağlanmaya devam edilmelidir. Bu ülke hepimizin, yaralarımızı beraber saracağız!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız