DÜZCE vilayet oldu ama turizm kenti olamadı. Her gelen vali ve her gelen turizm müdürü attı attı gitti. Düzcelilere masal anlattılar bizler de heyecanla dinledik. Ve bugüne gelirsek hala dinliyoruz.
Arkadaşlar… Düzce’nin yaylaları, şelaleleri, gölleri, denizi, mağaraları, antik kent yok mu? Yürüyüş parkurları, doğası, ormanları, otantik bahçeleri, fındık bahçeleri, dereleri, akarsuları yok mu? Düzce’yi tepeden görecek manzarası, tabiat parkları, yaşam alanları, alabalık tesisleri, organik sebzeleri, meyveleri, balları, yemekleri, abaza peynirleri, çerkez yemekleri, tatar börekleri yok mu? Hangi birilerini sayalım, hangi birilerini anlatalım.
Hani bunları tanıtacak, bunları duyuracak yetkililer nerede? Turizm Müdürü nerede? Sorumlular, görevliler nerede? Siyasiler nerede? Bizleri Ankara’da temsil eden vekiller nerede?
Ne yapıyorsa vatandaşlarımız kendi imkanları ile yapıyor. Bir çok zorluklara rağmen, bürokratik engellere rağmen tesisler açmaya çalışıyorlar. Düzce’ye turizmi kazandırmak için çabalıyorlar.
Ne yazık ki hiçbir destek göremiyorlar, bulamıyorlar. Ellerinden kimse tutmadığı gibi Düzce Turizm Müdürlüğü’nün ne katkıları olmuş bunları bilen de yok.
Arkadaşlar koskoca bir yaz daha geçti. Turizmde en ufak bir ilerleme, bir çalışma olmadı. Mazeret hazır arkadaşlar… Pandemi vardı, koronavirüs vardı diyecekler. Geçen sene ne oldu? O zaman hastalık yoktu.
Bir çok yerler denetim, kontrol ve hijyen kurallarına uygun olarak faaliyetlere başladı. Peki Düzce Turizm müdürlüğü ne yaptı?
Soruyorum arkadaşlar soruyorum. Son 2 senedir turizm müdürlüğü ne rapor sunmuş, hangi projeyi hayata geçirmiş, hangi çalışmaları yapmış, hangi fuarı düzenlemiş, Düzce’yi neyle, nasıl tanıtmaya çalışmış. Ne yapmış vallahi merak ediyorum.
Yoksa son 2 senedir mesai dolsun diye mi beklemişler. Vallahi Düzce’yi turizmde şunu yaptık, bunu yaptık diye bir şey duymadım.
Bir Düzceli olarak gücüme gidiyor. Yahu Bolu almış başını gidiyor. Ereğli uçuyor. Kocaali, Melenağzı, Karasu dolup taşıyor. Yahu Hendek’deki Bayraktepe bile full çakıyor. Biz hala yerimizde sayıyoruz. Düzce olarak hiçbir turizm alanlarımızı tanıtamıyoruz. Turist çekemiyoruz.
Düzce’ye Bülent Kılınç diye bir vali geldi. Basın mensuplarını Safranbolu, Beypazarı ve Yedigölleri gezdirdi. Hatta Akçakoca’da denize uçak bile batırdı. Uçağı bulduklarında 24 kilometre uzağa gitmiş. Kılınç gezdi gezdi Düzce’den gitti yani çivi çakmadı.
Yine bir vali geldi. Ali İhsan Su adlı valimiz Düzce’yi metropol ve turistik bir kent yapacağım dedi. Vallahi valiyi bulan varsa bana haber versin.
Düzce’nin valileri çok değiştiği için bazen şaşırıyorum. Adnan Yılmaz adlı valimiz Düzce’de yaşamak ayrıcalık ister dedi. Kolları hemen sıvadı ve Dadalı Köyü’ne basın mensuplarını götürdü.
Yöresel yemekleri bırakın Türkiye’yi dünyaya duyuracağız dedi. Vali Adnan Yılmaz’ın senesi dolmadan görevden aldılar.
Diyeceğim o ki, Düzce’ye her gelen vali ve turizm müdürleri attılar, tuttular, gittiler.
Son olarak ne oldu bakın, onu da yazayım da içim rahat etsin.
Düzce Belediyesi eski başkanı Mehmet Keleş başta olmak üzere, başkan yardımcıları, meclis üyeleri vs. vs. kişilerden oluşan heyet Davos’a gittiler.
Amaç ne bilen var mı? Ben söyleyeyim. Düzce’nin Gölyaka ilçesine bağlı Kardüz yaylasını kayak merkezi haline getirmek. Heyet Davos’tan döndü ve Kardüz yaylasını Davos yapacağız dediler.
Düzce’nin mevcut turizm müdürü Kardüz yaylasından Davos mavos olmaz diyerek işin içinden çıkıverdi. Şimdi herkes sessizlik içinde bekliyor.
Davos’a gidenler gezmiş oldu, yemiş, içmiş, memleket görmüş oldu. Yapılan masrafları Düzceliler ödemiş oldu. Şimdi biz ne yapalım?
Bolu var ya Bolu, Kartalkaya kayak merkezi bana yetmez dedi. Köroğlu dağlarını da kayak merkezi yapmak için proje hazırlıyor. Kayak federasyon başkanını Bolu’ya davet ettiler.
Biz ne yapıyoruz? Masa başında atıp tutmaya devam ediyoruz. Gelsin çaylar, gitsin oraletler… Hatta oğlum arabayı hazırla canım sıkıldı, azıcık tur atalım diyoruz.
Düzce’ye turizm kazandırmak istiyorsak çalışan, tuttuğunu koparan kişilerin atanması gerekir. Bizlere laf ebesi değil çalışan bürokratlar lazım.
Son sözüm Düzce’nin sahibi var mı?
Esenkalın…
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.