Şu zenginlik nelere kadir değil mi? Parası olanlar ne kadar rahat değil mi? Parası olanlar nasıl büyük konuşuyor değil mi? Oysa bu zenginlikler, bu lüks yaşam, bu havalar hep bu dünyalık arkadaşlar… Öbür dünyayı düşünemiyorum.
Yahu büyük konuşmak, insanları aşağılamak, tepeden bakmak, kendilerini bir şey zannetmek neyin nesidir anlamadım.
Allah dert, keder, sıkıntı ve hastalık vermesin. Ne zenginlik kalır, ne hava kalır, ne de insanlara tepeden bakmak kalır.
İşte doğduk, yaşıyoruz. Yarın bir gün ihtiyarlıyoruz. Sonucu yazmak dahi istemiyorum. Bu dünya ne bana ne sizlere kalmıyor. Hatta dünyaya çıplak geliyoruz çıplak olarak toprağa gömülüyoruz.
Haydi Allah rast getire misali toprakla baş başa kalıyoruz. Sonucu bilmiyorum. Çünkü öbür tarafa gidip gelmedim.
Efendim zenginlikten kudurmuş bazı sanatçılar işi gücü bırakıp birbirleri ile uğraşıyorlar. Paranın verdiği güç ve ünlü olmanın keyfini süren bazı sanatçılar ne konuştuklarını ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Herkes işine gücüne baksa olmaz mı? Olmaz… Çünkü rahatlık dürter. Bir insanın dışı ne ise içi de odur. Bir insan nasıl davranıyorsa beyni ve kalbi de aynıdır. Bir insan nasıl konuşuyorsa beyni ve iç güdüleri aynıdır.
Edebiyat parçalamak, bilmişlik yapmak, çok konuşmak, çenesi ile insanları etkilemek hele hele göz göre göre yalan konuşmak meziyet ister. Bu tip insanları Türkiye’nin her köşesinde ve her yerinde görebilirsiniz.
Beyaza siyah diyen bir insan yalancıdır. Böyle bir yazı yazma gereği duydum çünkü kendilerini bırakın Türkiye’yi dünyanın sahibi zanneden bazı kişilere seslenmek istedim.
Her şeyin bir başı varsa sonu da vardır. Biz Allah’ın kuluyuz. Bu yüzden en büyük ilah Allah’tır. Anneciğim sen ağzında altın kaşıkla doğdun demek yoksullara, fakirlere, işçilere, emeklilere, asgari ücretlilere, hastalara, sakatlara, kimsesizlere, yurt çocuklarına, huzur evlerindeki yaşlılara çok ama çok büyük bir hakarettir.
Senin çocuğun ağzında altın kaşıkla doğdu ise ölürken de altın kaplama mezara gömersin olur biter değil mi? Ama o çocuğu bir daha geri getiremezsin. O altın kaşık elinde kalır.
Bu haberi okuyunca çok kızdım ve çok üzüldüm. Böyle bir dünya yok ama böyle şımarık onlarca insan var.
Konuyu sizlere aktarayım.
Şeyma Subaşı Yunan sevgilisinden ayrılmış ve İstanbul’a gelmiş. Subaşı Türk yemeklerini övmüş. Hatta su böreğine İngilizce Water pie demiş. Yani Türkçe çok güzel diyeceğine İngilizce çok güzel demek istemiş.
Ünlü ve zengin sanatçı Yeşim Salkım’ın kızı Gizem Salkım Şeyma Subaşı’na sosyal medyadan cevap vermiş. ‘’Pie börek demek. Bu kız neyin kafasını yaşıyor. Normal orta halli bir ailenin sonradan zengin olan kızısın alooo’’ demiş.
Yeşim Salkım kızının bu yorumunu görünce sessiz kalmamış ve o da; ‘’Anneciğim sen ağzında altın kaşıkla doğdun. Bunlar senin kesip attığın tırnak bile olamaz’’ diyerek kızına destek vermiş.
Aferin anne ile kızına çok büyük bir iş yaptılar. Aferin ki rahatlamışlardır. Kendi egolarını tatmin etmek için milyonlarca kişiyi ezmiş oldular.
Yani biz tahta kaşıkla çorba içerken anne ile kızı altın kaşıkla içiyorlar. Maşallah her tarafları altın kaplama olmuş.
Arkadaşlar gelecek olan nesil böyle olaylara şahit olunca özenti oluyor. İnsanların kafasında takıntı oluşuyor. Gelecek olan nesillerin kafaları karışıyor.
Öyle ya ben tahta kaşık kullanıyorum. Onlar altın kaşığı nereden buluyor. Ağzında altın kaşıkla nasıl doğuyor?
Sana ne Şeyma Subaşı’ndan… Sana ne kızının yaptığı açıklamalardan… Ya da anne ile kızı sosyal medyadan neden Subaşı’na cevap verme gereği duydular.
Hani ünlü ses sanatçılarından birisi olan rahmetli Cem Karaca ne diyordu: ‘’Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete’’.
İnanın bana paranın esiri olan, lüks yaşama alışkın olan, banyolarını su yerine para doldurup yıkanan, servetinin çılgınlığını yaşayan bu tip insanları Allah şaşırtmış.
Allah bu insanları artık koyvermiş. Bu dünyada işiniz iş demiş. Şu anda servet düşkünleri bu güzelliği yaşıyorlar. Farkında olmadan milyonlarca insanların kalbini kırıyorlar.
Allah bu ve bunun gibi insanları ıslah etsin.
Esenkalın…
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.