TÜRKİYE’NİN en ilginç illerinden biri olan Düzce’de sistem yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Ben de değişimden yanayım.

Efendim Düzce’de onlarca odalar var, dernekler, var, cemiyetler, var, kurumlar var, kuruluşlar var, kulüpler var, merkezler var.

Kısacası var da var.

Bu saydığım yerlerin illa ki başkanları da var. Başkansız olur mu? Bu başkanların içinde çok çalışıp oturdukları koltuğu hak edenler var.

Bir de çalışmadan oturduğu koltuğu işgal edenler var. Bunlar her seçim zamanı son sefer diye diye emekli oluyorlar.

Bir de bu koltukları mecbur kalıp bırakırken eşine, dostuna, oğluna, kızına devretmek isteyenler var. Yani babadan evlada geçip namını sürdürmek isteyenler var.

Dikkat ettiyseniz birçok oda ve derneklerde isimler değişmeye başladı. Aynı isimlerden herkes sıkıldı.

Koltukları işgal edenlerin secerelerini ezberledik. Adamların hayatını ezberledik. Ne yazık ki aynı adamlar aynı koltuklarda oturmaya devam ediyorlar.

Bana fikrimi sorarsanız açık açık söylüyorum.

Ben taraf tutmam. Ben adam ayırmam. Ben çalışanı çalışıyor oturanı oturuyor derim. Ben bu kişiler koltuğu hak ediyor bu kişiler hak etmiyor diyen biriyim.

Arkadaşlar naçizane fikrim şunu söylüyor. Düzce kaybediyor. Koltukları hak etmeyenler kişiler bu koltuklarda oturduğu sürece Düzce aynı yerinde sayıyor. Ne ileri ne geri gidemiyoruz.

Tavsiyem şu ki; şu aynı kişiler tekrar aday olmasınlar. Bırakın pırıl pırıl gençler gelsin. Bırakın planı projesi olanlar gelsin.

Bırakın Düzce’yi bir basamak yukarı çıkaracak gençler gelsin. Bırakın Düzce’nin çehresini değiştirecek gençler gelsin.

Allah aşkına bırakın da şu gençlere bir yol verin. Yeter yahu vallahi yeter…

Saçlarınız beyazlamış hala koltuk sevdasından vazgeçmiyorsunuz. Hala direnip ben varım diyorsunuz.

Üyelerinize edebiyat parçalayıp ağzınız laf yapıyor ama icraat yok. Bu üyeler de icraat olmadığını bile bile güzel laflarla sizlere oy veriyorlar. Bu koltuklarda boş kalmıyor. Ama Düzce kan kaybediyor.

Ben her başkan için sitem etmiyorum. Ne diyorum çalışanı var çalışmayanı var. Çalışanlar Düzce’ye bir şeyler katmak için mücadele veriyor.

Çalışmayanlar da koltuk işgal ediyor. Ben buna karşı çıkıyorum. Bu yüzden bırakın da gençlerin önü açılsın diyorum.

Çalışanlar başkanlar kadar çalışmayan başkanlar da çalışsa, Düzce biraz daha kalkınacak.

Koltuk sevdalısı bazı bakanlara sesleniyorum.

Sizleri başkan seçen ve oy verenlere iftar sofraları kurmakla olmuyor. Üyelerinizi ayakta karşılayıp laf edebiyatı yapmakla olmuyor. Aralıklarla basın açıklamaları yapmakla bu işler hiç olmuyor. Bayram kutlamakla, mesaj çekmekle, küçük hediyeler dağıtmakla zaten hiç olmuyor. Ziyaretlerde bulunarak ileriki seçimler için yatırım yapmakla olmuyor.

Ama Düzce’de ne hikmetse hepsi oluyor. Biz Düzceliler pöh pöhlenmekten çok  hoşlanıyoruz. Bizleri seçenlere güzel laflar söyleyip işi bağlıyoruz. Oy cebimizde diyerek yıllarca o koltukları işgal ediyoruz.

Aynı başkanları seçenlere tek kelime söylemek istiyorum. Bugüne kadar ne değişti neyi değiştirdiniz? Allah aşkına Düzce kaybetmiyor mu? Sizlerin verdiği oylar boşa gidiyor hala anlamıyorsanız diyecek bir şey yok.

Bir de bana ne ya diyenler var. İşte bu kişiler yüzünden de Düzce çok şey kaybediyor. Kendilerini düşünen ve egolarını tatmin etmek isteyenler yüzünden Düzce çok şey kaybediyor.

Kimse Düzce’yi düşünmüyor kendilerini düşünüyorlar. Düzce’yi düşünseler yıllarca aynı koltukları işgal etmezler.

Düzce’de bir arpa boyu yol gidemiyor. Düzce’nin ağırlığını kim çekiyor biz bunları biliyoruz. Düzce’nin kalkınması için kimler mücadele veriyor bunları da biliyoruz.

Ellerinde fırsat olup çalışmayanları da biliyoruz. Düzce’ye bir çivi çakmadan edebiyat parçalayanları da biliyoruz. Daldan dala zıplayanları da biliyoruz.

Burası Düzce olduğu için ben yine bir hatırlatma yapayım dedim. Koltuklarda hak edenler otursun. Hak etmeyenler bir daha aday olmasın. Gençlerimize fırsat verin olmaz mı?

Esenkalıbn…