DÜZCE’DE yaşadığımız depremlerden ve Düzce’nin deprem bölgesi olmasından dolayı evlerini satanların sayısı her geçen gün artıyor.

Yüksek katlı binalardan korkan mülk sahipleri dairelerini satışa çıkarıyorlar. Şu anda Düzce’de satılık daire bolluğu yaşanıyor.

Kimi mülk sahipleri deprem korkusundan, kimi mülk sahipleri ise yükseklik korkusundan, kimi mülk sahipleri hasarlı olmasından, kimi mülk sahipleri de binalarının üç deprem görmesinden dolayı evlerini satışa çıkarıyorlar.

Bu arada hem şoför mahalli hem cam kenarı olsun isteyen daire sahipleri, dairelerinden uçuk fiyat talep etmekten geri kalmıyorlar.

Düzceli yüzlerce kişi köylere yönelerek prefabrik türü, konteyner türü, baraka, fındık evi, bağ evi, tek katlı ev, ytong tuğladan, ağaçtan, bungalov türü evler yapmaya yöneldiler.

Düzce’de merkezde bulunan evlerini satışa çıkaranlar sattıkları evin parası ile ahşap ev yapmak için çalışmalara başladılar.

Düzce’de aralıklarla yaşanan artçı depremler hepimizi korkuturken ister istemez çok katlı binalarda oturanlar da evlerini boşaltmaya başladılar.

Bu arada mülk sahiplerini bir korku sardı. Kendilerinin oturmadığı dairelerini ya satmak ya da kiraya vermek istiyorlar.

Çünkü mülk sahiplerini korkutan bir olay var. Binalarının yıkılmasından korkuyorlar. Dairelerini bir an önce satarak rahatlamak istiyorlar. Ya da kiraya vererek gelir elde etmeye çalışıyorlar.

Ha bu arada dairelerinde hasar var mı yok mu belli değil. Bu arada binalarında güçlendirme yapıldı mı yapılmadı mı belli değil. Bu arada dairelerinde onarım ve bakım yapıldı mı yapılmadı mı belli değil.

Ama fiyatları belli. Çok ama çok uçuk bir rakamla katlı binalarda bulunan dairelerini satmaya çalışıyorlar.

Hani bir fıkra vardı. Baba hırsızı yakaladım. Oğlum al gel. Baba gelmiyor. Oğlum bırak gitsin. Baba gitmiyor.

Bu misalle yola çıkarak daire fiyatlarındaki yüksek miktarlara bir anlam veremiyorum. Hem hasarlı, hem çok katlı, hem 3 deprem görmüş hem çok pahalı satmaya çalışıyoruz.

Adamın birine fiyat sordum. Daha daire fiyatını söylemeden dairesini bana  ballandıra ballandıra anlatmaya başladı.

Çarşı merkezde bulunan daire 5 katlı ve en üst katta bulunuyor. Tabii fiyatı beni aşıyor. Binada tahminim 12 daire var. 5 tanesi boşalmış. 3 tanesi satılık 2 tanesi kiralık olarak duruyor.

Ben Düzceliyim. 3 deprem gördüm. Son deprem 23 Kasım’da oldu. Üst katlar daha çok sallandı. Hepimiz korktuk.

Bu sallantıdan sonra hepimiz üst katlardan korkar olduk. Bu sallantıdan sonra çok katlı binalarda yaşamayı bırak içeriye girmeye çekinir olduk.

Uyanık mal sahipleri hemen taşındılar. Kimileri satmaya kimileri de kiraya verme kararı aldılar.

Be kardeşim binaya girmeye korkuyorsunuz. Madem başkalarına niye satmaya çalışıyorsunuz? Ya da kiraya vermeye çalışıyorsunuz.

Binalarınız veya daireleriniz bu kadar sağlam ise neden oturmuyorsunuz? Kendi canlarınız kıymetli de başkalarının canı yok mu?

Sizler de haklısınız…  Mal benim sana ne diyebilirsiniz?

Evet binalar başta olmak üzere Düzce’de onlarca daire satılık. Önceden satılık ev bulamazken şimdi ortalık satılık ev kaynıyor.

Parayı veren düdüğü çalamıyor. Çünkü deprem korkusu var. Kimse ölü yatırım yapmak istemiyor.

Hele hele 3 deprem görmüş bir evi almak bana göre mantıklı değil. Hatta Düzce’de bazı binalar var. Bu binalardan daire almayı bırakın bedava verseler kimse oturmaz.

Vallahi burası Düzce… Yarın bir gün birileri çıkıp bu binalar cennetten bir köşe diye satmaya kalkarsa şaşmayın. İnanın bana satılır da…

Esenkalın…