BİR TEK ÖLECEĞİM GÜNÜ BİLMİYORUM

  • 7.06.2023 10:36

Ne zaman ne yazdı isem, ne zaman ne söyledi isem, ne zaman milleti uyardı isem, ne zaman yapmayın etmeyin dedi isem hepsi doğru çıktı. Ben falcı değilim ama geleceği görebiliyor hissedebiliyorum.

Yalnızca öleceğim günü bilmiyorum.

Efendim Düzce’nin Yığılca ilçesine çimento fabrikası kurulacak kelimesini duyar duymaz ilk karşı gelen ben oldum. Elimden geldiği kadar mücadele verdim ve yazılar yazdım. Hatta Yığılca’da tanıdığım, bildiğim, dostlarıma, arkadaşlarıma tavsiyelerde bulundum.

Kabul etmeyin dedim. Çimento fabrikasının çok zararları var dedim. Yakın köylere ve yakın evlerin olduğu yerlere bu fabrikalar kurulmasın dedim. Örnekler verdim ama anlatamadım.

Sadece bir tane örnek veriyorum. Bolu’dan Düzce’ye gelirken Bolu tüneline girmeden önce sağ tarafta bir çimento fabrikası var.

Bu fabrikanın etrafında evler var. Evlerin çatılarındaki o beyazlık hiç gitmiyor. Tamamen çimento tozu ile kaplı duruyor. Sadece yağmur ve kar yağdığı zaman bu tozlar yok oluyor.

Ayrıca burada yaşayan insanlar yaz mevsimini bırakın hiçbir zaman kapı pencere açamıyorlar. Bırakın balkonlarına çamaşır bile asamıyorlar.

Neden?

Çimento tozundan kaynaklanıyor. Nefes almak isterlerse Bolu dışına çıkmaları gerekiyor. Kısacası çimento fabrikası olan yerde yaşam olmaz.

Bu yüzden Yığılca ilçesinde çimento fabrikasının kurulmasına karşı gelmiştim. Yığılca’da yaşayan insanlar da bizim insanımız, onlar da bizim kardeşimiz, onlara zarar gelsin istemedim. Bana ne ya diyemedim. Çünkü vicdan sahibi bir insanım.

O günden bugüne kadar Yığılca’da neler yaşandı hatırlatmak istiyorum.

Ünlü işadamı Ali Ağaoğlu Yığılca’ya çimento fabrikası kuracak dediler. Yığılca’nın eski Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit bu olaya okey diyor. Yiğit kendine göre haklı davranıyor. Çünkü Yığılca’ya yatırım gelecek.

Biliyorsunuz Yığılca ilçesi uç köşede kaldığı için yatırım pek yapılmıyor. Ama ne hikmetse turizm açısından cennet olmasına rağmen bunu değerlendiren yok.

Yiğit hakkında bir çok iddialar ortaya atılmasına rağmen çimento fabrikasının yapılmasına karar verildi.

Ağaoğlu kendine yakışır şekilde Yığılca’da iftar verdi. Tüm halk davet edildi. O akşam etli pilav, salata, ayran ve tatlı derken işadamı Ali Ağaoğlu verdiği yemeğin karşılığında bir sürü şakşak aldı.

Anlamadığım bir şey daha var. Yığılca’ya kadar bir sürü köy, ilçe, belde, nahiye varken neden Yığılca’ya bu fabrika yapıldı birileri bunu bana açıklasın. Hani Yığılca ilçesi çok uzakta kalıyor ya?

Yığılca insanı burada çalışacak dediler. Yığılca’nın kamyonları buradan ekmek yiyecek dediler. Fabrika yapılıncaya kadar her şey harika gitti.

Fabrika çalışmaya başladıktan bir ay sonra homurdanmalar başladı. Toz yutuyoruz, kapı pencere açamıyoruz, çamaşır asamıyoruz demeye başladılar.

Bu sefer Belediye Başkanı değişti. Bu sefer başkan Rasim Çam oldu. Aynı şekilde yazılar yazdım. Başkan Çam beni telefonla arayarak sitem etti.

‘’Metin kardeşim. Çimento fabrikasında halkımızdan insanlar çalışıyor. Ekmek yiyorlar. Yığılca’da iş potansiyeli yok. Yığılca’da organize sanayiler yok. Yığılca’nın insanları şehri terk ediyor. Bolu, Ankara, İstanbul, Düzce, Gebze gibi yerlere göç ediyorlar. Kırk yılda bir yatırım gelmiş onu da baltalama’’ dedi.

Başkan Çam’ın bu açıklamaları dünkü gibi kulağımda duruyor.

Aradan aylar geçtikçe Başkan Çam’da benim dediklerime gelmeye başladı. Yavaş yavaş çimento fabrikasının Yığılca’ya zarar verdiğini söylemeye başladı. Yeşilliklerin bile yok olmaya başladığı iddia edildi.

Bir ara Yığılcalı kamyoncu arkadaşlarımız ayaklandı. Biz burada iken başka kamyonlar buraya giremez dediler. Bildiğim kadarı ile anlaşma sağlandı.

Tarlaların ve yeşil fındık alanlarının çimento tozları ile kaplandığı iddia edilirken itirazların sonuç vermediği iddia edildi.

Dinamitlerin patlatıldığı zamanlarda bazı evlerin duvarlarının çatladığı, bazı evlerin camlarının kırıldığı, ortalığı toz duman kapladığı ifade edildi.

Bu sefer meşhur ve turizm açısından çok önemli olan Sarıkaya Mağarası’nın bile zarar görmeye başladığı iddia edildi.

Bu arada verilen zararları kısa kesmeye çalışıyorum.

Efendim ben bu zararların olacağını ta baştan söyledim. Yığılca’ya yatırım gelecekse zararlı değil faydalı yatırımlar gelsin.

Aha da buraya yazıyorum. Belki görürüm belki görmem. Eğer Yığılca’ya hizmet gelecek diye zararlı fabrikaların kurulmasına izin verilirse, Yığılca’nın adı değişir. Yığılca halkı Yığılca’yı terk eder.

Bir pilavla bir tatlıyla bu işler olmaz. Ben sadece öleceğim günü bilmiyorum.

Esenkalın…       

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız