17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 yılında Düzce’de yaşanan iki depremi, 23 Kasım 2022 yılında 5.9 şiddetinde yaşadığımız depremle beraber 3 deprem gördük.

İnanmıyordum ama şimdi inanmaya başladım. Psikolojiniz bozulur dediler, zamanla düzelir dediler ama son depremle tekrar korkmaya başladık.

Bilim adamları ileri geri açıklamalar yaparak korku vermeye devam ediyorlar. Şurada şu fay hattı var. Burada şu fay hattı bekliyor gibi açıklamalar yaparak bizlerin psikolojisini alt üst ettiler.

11 ilde yaşanan deprem sonrası sarsıntılar ve artçılar devam ediyor. Burada yaşayan vatandaşlarımız hala korku içinde bekliyorlar.

Onlar orada korku içinde yaşarken bizler de burada korku içinde yaşıyoruz. Deprem uzmanları Marmara fay hattı var diyorlar. Bilim adamları İstanbul depremi için olası tarih veremeyiz diyorlar. Kimi uzmanlar Bolu’daki Elmalık fay hattı duruyor diyorlar.

Kimi bilimciler tetiklenme bekleniyor diye diye psikolojimizi darmadağın ettiler. Ne yaşadığımızı nereye bastığımızı bilmiyoruz. Yatağa yattığımız zaman bile kolay kolay uykuya dalamıyoruz.

Koltukta otururken bile bana sallanıyoruz gibi geliyor. Sandalyeyi biraz oynatsam bana sallanıyoruz gibi geliyor. Yatağa yatıyorum yatak yaylanınca bana sallanıyoruz gibi geliyor. Yolda yürürken bile azıcık sendeleyince deprem oluyor zannediyorum.

Allah aşkına bu korku neyin nesi? Şimdi nereden çıktı bu deprem korkusu demekten kendimi alamıyorum.

Devamlı surette kapıya yakın durmaya çalışıyorum. Evde yattığım odayı bile değiştirdim. Dış kapıya yakın olan odaya geçtim.

Bu depremin şakası yok. Bu deprem bu kadar basit değil. Can kaybının telafisi yok. Eşyayı yerine koyarız ama canımızı koyamayız.

Ölmekten korkmuyorum. Bir gün gelecek öyle ya da böyle öleceğiz. Her ölü gibi bizler de ölümü tadacağız.

Ne var ki yaşarken ölü gibi yaşamak hiç hoş değil. Bu depremler, bu sarsıntılar, bu artçılar insanı bitiriyor.

Pandemi hastalığı depreme göre lüks bir hastalıktır. Hiç olmazsa çaresi var. Mesela tedbir alırsınız. İnsanlarla mesafeli olursunuz. İlaç kullanırsınız. Falan filan dikkat edersiniz.

Ama deprem hiç öyle değil. Ne zaman ne olacağı belli değil. Hem canımızdan olma ihtimali var hem de malımızdan olma ihtimali var.

Deprem günlerini unuttuk mu? Sokaklarda kaldık, çadırlarda ve prefabriklerde barındık. Sıcak yemekler aradık, duş alacak sıcak su aradık. Isınacak yerler aradık. Kafamızı sokacak boş alanlar aradık.

Yalan mı? Bu anlattıklarımı depremi yaşayanlar bilir. Depremi yaşamayanlar ne anlar depremden? Ancak sağda solda deprem olmuş diye duyarlar.

Bu yüzden kimse kalkıp da bana gazel okumasın. Düzce’de depremler olmadı mı? Artçılar, sarsıntılar olmadı mı? Hangimiz evlerinde durdu? Hepimiz sokaklara boş alanlara kaçmadık mı?

Hasarlı binalara giren oldu mu? Hayır olmadı. Hala hasarlı boş binalar duruyor. Diyeceğim o ki; deprem korkusunu deprem psikolojisini üzerimizden atamadık.

Allah tez zamanda bizlere huzur ve güven versin. Allah sağlık ve sıhhat versin. Allah bir daha bizlere bu korkuları ve depremleri yaşatmasın. AMİN…

Şimdi sizlere dünya tarihinin en şiddetli büyük depremleri nerede yaşanmış, hangi tarihte yaşanmış ve kaç şiddetinde olmuş onu ifade ediyorum.

4 Kasım 1952 yılında Rusya’da 9.0 şiddetinde deprem oldu. Can kaybı: 0

22 Mayıs 1960 yılında Şili’de 9.5 şiddetinde deprem oldu. Can kaybı: 1655 kişi

28 Mart 1964 yılında Alaska’da deprem oldu. Can kaybı: 128 kişi

26 Aralık 2004 yılında Endonezya’da deprem oldu. Can kaybı açıklanamadı.

11 Mart 2011 yılında Japonya’da deprem oldu. Can kaybı: 19 bin kişi…

 1999 yılında Türkiye’de deprem oldu. Can kaybı: 17.480 kişi

2023 yılında Türkiye’de deprem oldu. Can kaybı: 43.556 kişi olarak açıklandı.

Bu açıklamalar şu ana kadar resmi olmayan rakamlara göre belirtildi. 

Esenkalın…