SEVGİLİdostlar, hepinizin bildiği gibi yaklaşık 2016 Aralık ayının başlarından bu yana TBMM’de görüşülmeye başlanan yeni anayasa değişikliği tamamlanarak Cumhurbaşkanlığının onayına arz edilmiş bulunmaktadır. Artık Cumhurbaşkanımızın onayından sonra referandum süreci resmen başlayacak ve Yüksek Seçim Kurulu bilfiil devreye girecektir.
Fakat bu arada dikkat çeken husus, 18 maddeden ibaret olan yeni anayasa değişiği nelerdir, yarın referandum gelip çattığında, halk neyi oylayacak? Bu doğrultuda halkı bilgilendirmeye, kamuoyunu aydınlatmaya yönelik faaliyette bulunmaktan çok, her kesim NİÇİN EVET diyeceğini veya NEDEN HAYIR diyeceğini dillendirmeye çalışıyor.
Hâlbuki öncelikle halkın neyi oylayacağı, yapılan değişikliğin nokta ve virgülü ile neden ibaret olduğu halkın bilgisine sunulması ve bütün ayrıntılarıyla milletin önüne konulması gerekmekteydi. Nitekim bu doğrultuda yapılan kamuoyu yoklamalarında, halkın referandumda oylayacağı değişikliğe yönelik detaylı bilgi oranı bir hayli düşük çıkmıştı.
Elbette ki, bu hususta halkı bilgilendirme görevi öncelikle Üniversitelere, hukuk fakültelerine, onların da anayasa ve genel kamu hukuku kürsülerine düşmektedir. Bu itibarla, şu anda Dekan olarak görev yaptığım İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesinde aynı zamanda Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı olmam sebebiyle, halkı aydınlatma görevi biz akademisyenlere terettüp ettiğinden, bu hafta ve müteakip haftalarda 18 maddeden ibaret olan yeni anayasa değişikliğini madde-madde siz değerli dostlarıma arz edecek, yeni ile eski arasındaki farkı belirlemeye çalışacağım.
ŞİMDİ;
MADDE 1:
“Yargı yetkisi” başlıklı birinci maddeye “tarafsız” ibaresi eklendi. Bu maddenin mevcut anayasadaki hali: “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” şeklindeydi.
Komisyonda değişikliği yapılıp referandumla halkın onayına sunulacak metin ise: “Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır” şeklinde belirlenmiştir. Böylece şimdiye kadar hep bağımsızlığı öne çıkarılıp tarafsızlığı hiç dile getirilmeyen, yargı yetkisini millet adına kullanacak olan mahkemelerin TARAFSIZLIĞI kayıt altına alınmış ve milletin kabulüne arz edilmiş oluyordu. Elbette ki yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığı da “olmazsa olmaz” niteliğinde şarttır. Tarafsız olmayan bir mahkemenin dağıtacağı adalet, adalet değildir. O, ancak resmî ideolojiye bekçilik yapan ve adı “mahkeme” olan yanlı birinin, kısaca rejimin yandaşına lütfedeceği bir “pay”dır. Bu itibarla anayasaya giren yargının tarafsızlık ilkesi, pratiğe de yansıtılabildiğinde o zaman Türk demokrasisi basamak atlamış olacaktır. Bu millet yargının “tarafsızlık” ilkesinden yoksun oluşunun mağduriyetini bugüne kadar çok çekti. Halbuki biz, asıl banisi “suç işleyen kızım Fatıma bile olsa cezasını veririm” diyen bir ruh yapısının kurmuş olduğu kendine özgü bir medeniyetten ve onun bezediği gönül diyarından geliyoruz.
Kaldı ki, bu aziz millet, bu mümtaz vasfıyla ve bilhassa hüküm tesis etmedeki tarafsızlığıyla her gittiği yerde hürriyet, kardeşlik, eşitlik menüsünden oluşan medeniyet sofraları kurmuş, mazlumun ümidi, zalimin korkulu rüyası olmuştu. Şimdi de anayasasına yargıda “Tarafsızlık” ilkesini koyuyor. Diyeceksiniz ki, şimdiye kadar yargı “tarafsız” değil miydi? Tarafsızdı veya yanlıydı! Onu milletimiz gayet iyi biliyor. Ama şu da bir gerçek ki, anayasasında “tarafsızlık ilkesi” kayıt altına alınmamıştı. İşte bu değişiklikle yargının tarafsızlığı anayasada hüküm altına alınmış olacak.
Şimdi soruyorum alınsın mı, alınmasın mı? Anadolu’da bir söz vardır; “Doğru söze haci emmin ne desin?” Elbette ki yargının bağımsızlığı gibi tarafsızlığı da anayasada hüküm altına alınsın… Hiç itiraz edilir mi? Elbette ki, EVET! EVET! EVET!
MADDE 2
550 olan Meclis’teki mevcut milletvekili sayısı 600’e çıkacak. Mevcut metin şöyle: “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen 550(beş yüz elli) milletvekillinden oluşur.”
Getirilen değişiklik ise şöyledir: “2709 sayılı kanunun 75’inci maddesinde yer alan “550(beş yüz elli)”ibaresi “600 (altı yüz)”şeklinde değiştirilmiştir.” Böylece milletvekili sayısı 600’e çıkarılmıştır.
Başkanlık sistemi, bizdeki adıyla Cumhurbaşkanlığı Sisteminde ana özellik “kuvvetler ayrılığı”nın etkin olmasıdır. Dolayısıyla milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılması en azından meclisin temsil olgusunun daha yaygın hale getirilmesi demektir. Şu anki nüfusumuzun yaklaşık 80 milyon olduğunu düşündüğümüzde, 145 bin kişiye bir vekil düşüyor. Bu rakamlar, doğrudan temsil olgusuna imkan vermeyecek ölçüde yüksek. Milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasıyla bir milletvekiline düşen seçmen sayısı 135 bin’lere doğru çekilmiş olacaktır ki, bu da az da olsa temsil olgusunda bir rahatlama getirmiş olacaktır. İnşallah bu artış sonucu Düzce’nin milletvekili sayısı da 3’ten 4’e çıkmış olur.
Elbette ki, bu düzenlemeyi seçim kanunu ve siyasi partiler kanununda yapılması gerekli görülen değişiklikler takip edecek ve sayı artışı ile birlikte Meclisin temsil fonksiyonunu daha etkin bir şekilde icra etmesi ve dar bölge pratiğinde olduğu gibi Milletvekilinin seçmeniyle yakın irtibat içinde olmasını temin edecek düzenlemelere gidilecektir.
Diğer maddeleri önümüzdeki haftalarda ele alıp incelemek üzere hoşçakalın sevgili dostlar.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.