SEVGİLİ dostlar; şurası bir gerçek ki, dünyada mevcut ekonomik durgunluğa rağmen Türkiye büyüme yolunda bu yıl da emsallerini geride bırakacak inşallah. Yılsonu itibariyle büyüme oranımızın % 6’yı aşacağı, bizim dışımızdaki saygın değerlendirme kurumları tarafından daha şimdiden ifade edilmektedir.
Bununla birlikte Türkiye’nin bilhassa savunma sanayiinde mesafe alması, kendi üretmiş olduğu araç-gereçlerle yol alıp vatanın bütünlüğüne, milletinin bölünmezliğine kast eden hainlerin üstesinden gelip, bugüne kadar onların yürüte geldikleri menfur planlarını boşa çıkarınca bizim değer verdiğimiz ve sık sık kullandığımız “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” pankartını ellerinde bize doğru sallayıp PKK’yı terör örgütü olarak ilan ettiklerini söyleyen stratejik ortağımız başta olmak üzere bütün Batı, gerekli gördüğünde başkalarını da yanına alarak güneyimizde güvenliğimiz açısından büyük tehlike arz edecek olan bir ateş çemberi oluşturma yoluna koyuldular.. Bunu takiben daha düne kadar terör örgütü ilan ettikleri PKK ve onun gayrimeşru çocukları PYD-YPG ile işbirliğine koyularak, onlarla taşeronluk ilişkisine girip bölgeye sevk ettikleri yaklaşık 1500 TIR dolusu ağır silah ve zırhlı araç ve gereci kendilerine teslim ettiler.
Peki, şimdi herkes gibi ben de soruyorum; Ey ABD, bölgede DEAŞ yine sizin “Tavşana kaç, tazıya tut” çağrılarınız arasında hem Irak’tan hem de başta Rakka olmak üzere Suriye’den çekilip sizce malum olan inlerine girmişken 20.000 kişilik bir orduyu donatacak miktardaki bu silahları ne diye, hangi sebep ve saikle Suriye’nin kuzeyine sevk edip hedefleri Türkiye’nin toprak bütünlüğüne darbe vurmak olan bir terör örgütüne teslim ediyorsunuz? Maksadınız nedir? Hedefiniz nedir?Bu silahları ileride kime karşı kullanacaksınız? Bizim aklımıza üç ihtimal geliyor; ya Türkiye’ye karşı, ya İran’a karşı, ya da eğer zor gelmezse Rusya’ya karşı… Herhalde ileriye dönük ince planlarınız ve sinsi niyetleriniz var. Maşallah hiç de renk vermiyorsunuz… Ama şunu hiç unutmayınız karşınızda doğum tarihi 1774 olan, daha dün kurulmuş bir devlet yok. Karşınızda kökü mazide olan, soyu-sopu belli, nesebi sahih vatanı uğruna feday-ı can etmeyi aşk haline getirmiş Süleyman Şah’ın,“Sefer bizim, zafer Allah’ın” diyen Ertuğrul Gazi’nin, atını Haliç’e doğru sürüp “Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni alır, ya Ayasofya’da Ezan-ı Muhammedi’yi okuturum ya da surların önünde şehit düşerim” diye haykıran Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunu asil Müslüman Türk Milleti var. Sizin derin devletiniz varsa bizim de “DERİN MİLLETİMİZ” var. Bunu kafanıza yazın ve asla hiç unutmayın.
İP ÜZERİNDEKİ CAMBAZIN MAHİR OYUNU!
SEVGİLİdostlar Amerika’daki davanın hukukla adaletle uzaktan yakından ilgisi alakası yoktur. İddianameye bakılırsa Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi davanın konusu ABD’nin İran’a uyguladığı, yaptırımların delinmesine yönelik bir planın ortaya çıkmasından ibarettir. Yine iddianameye göre Türkiye, İran’dan aldığı doğalgazın parasını kendi bankalarında tutmak yerine bir takım yollarla İran’a aktarmış... Davanın sanıkları bu amaçla ABD’yi dolandırmak, ABD’nin yasalarını ihlal etmek, kendi açılarından kara para aklamak gibi işlemler için komplo kurmakla suçlanıyorlar.
İşin aslına bakarsak ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlarını en başta ABD’nin kendi şirketleri ve Batı’nın değişik ülkeleri delmiştir. Fakat bunların asıl niyetleri başta… Bunların Türkiye’yi İran ile yapmış olduğu ticaret sebebiyle yargılamaya kalkmalarının asıl sebebi, güney sınırlarımız boyunca kurmaya çalıştıkları en az 20 bin kişilik terör ordusunu gizleyebilme gayret ve niyetleridir. Ama hiç unutmasınlar ki; “Güneş balçıkla sıvanmaz.” Politika adı altında siyasi kazanım elde etme bahaneleriyle bunların değirmenine su taşıyan içimizdeki her bir şahıs veya oluşum, güneyimizde oluşturulmaya çalışılan terör ordusunun varlığınakatkıda bulunmuş olacağını hiçbir zaman hiç kimsenin unutmaması lazım. Zaten davanın başlangıçtaki adı “Zarrab Davası” iken daha sonra “Hakan Atilla Davası” şeklinde değiştirmekle ABD’nin gizlemeye çalıştığı asil hedefi gayet açık bir şekilde meydana çıkmıştır. Ne kadar doğru söylemişler, “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” ama hakikat er geç meydana çıkar.
KUDÜS BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
ŞİMDİde ABD bir başka cambazlık sergiliyor. Maksat Türk kamuoyunu meşgul etmek ve silahlandırarak güneyimize yerleştirmeye çalıştığı terör örgütü YPG, PYD üzerinde yoğunlaşan millî hassasiyetimizi dağıtmak için ABD Başkanı Trump, Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı almaya hazırlandığını açıkladı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri gibi;Ey Trump bilmiş olasınız ki; Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Filistin halkının yaraları kanamaya devam ederken her gün hak ihlalleri, zulümler, baskılar birbirini takip ederken, sizin İsrail’i destek mahiyetinde böyle bir karar almanız zalimin yanında yer alıp onun arkasında durmak, mazlumu da silindir gibi ezip geçmek dışında başka bir mana ifade etmez.
Kaldı ki, böyle bir karar yalnız uluslararası hukuku ihlal etmek demek değil, aynı zamanda insanlık vicdanını da derinden yaralayan bir olaydır. Şayet bu kavramlar sizin için bir mana ifade ediyorsa…
TAŞERON İŞÇİLERE MÜJDE
SAYINCumhurbaşkanımız AK Parti Grup Toplantısında müjdeyi verdiler; yaklaşık 900 bin çalışanımızı ilgilendiren ve kamuoyunda taşeron olarak bilinen alt işveren işçileriyle ilgili düzenleme doğrultusunda kamudaki 450 bin ile belediyeler ve İl Özel İdarelerindeki 400 bin işçimiz çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadî teşekküllerinde istihdam edilecekler. Hayırlı uğurlu olsun. Böylece taa vekilliğim döneminden bu yana hep gerçekleşmesine gayret ettiğim bir yaygın toplumsal talep gerçekleşmiş oldu. İnşallah toplumun huzur ve mutluluğuna vesile olur…
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.
NOT: Eski Konuralp Belediye Başkanı Yusuf Ercan kardeşimin muhterem valideleri Hakk’ın rahmetine kavuştu. Merhumeye Allah’tan rahmet, kederli evlatlarına ve yakınlarına sabır ve metanetler niyaz ederim.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(16)Taner Kervancı - Bugün insanlığın kadim şehri ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs haksızca bir teşebbüsle karşı karşıyadır. İnsanlığı, kadim geleneği, uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış Kudüs’ü, Filistin coğrafyasında haksız bir yaklaşımla İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir.
Osman Biçen - Allahım Ebrehenin Ordusunu Perişan Ettiğin Gibi İslamı Yıkmaya Cüret Edenleride Perişan Et !
Kemalettin Sarıkaya - Osmanlı milletinin, bu ülkenin işgalden kurtulup hürriyetine kavuşmasında çok büyük bir rolü oldu. Nurettin Mahmut İbni Zengi Türk’tür. Mescidi Aksa’nın işgalden kurtulmasında büyük rol oldu. Milletin dinini öğrenmesine büyük katkı sağladı. Onlar bu halkı Şam şehirlerinde her bakımdan kalkındırıp bir millet olmasını sağladı. Onlar Haçlılara karşı savaşarak zafer kazandı. Selahaddin Eyyubi de Nurettin Mahmut Zengi komutanlardı. Onların asılları Türk’tür. Onlar Haçlılara karşı savaştılar ve kazandılar. Mescid-i Aksa’yı hürriyetine kavuşturdular.
Elgiz İsmayılov - Bugün Kudüsü İsrailin Başkenti olarak kabul eden ABD bir kez daha apaçık o şımarık ve azgın yüzünü göstermiştir. Her geçen gün daha da azgınlaşan bir Millet olan ABD halkı kendileri gibi zalim ve ŞIMARIK LİDERLERİ seçerek kabul etmektedirler. İNŞALLAH SONLARI OKUDUĞUMUZ AYETTEKİ GİBİ ŞIMARIK LİDERLERİ ELİYLE OLACAKTIR.
Vatandaş - Arap ülkelerinin kudüs diye bir derdi yok. Ellerine fırsat geçse filistini işgal ederler. Geçmişte yaptışar çünkü
Hayrettin Çimen - Hocam Yusuf Ercan beyin annesine Yüce Allahtan rahmet diler, kendisine ve ailesine sabırlar dilerim
AntiTrump - Trump bu kararı ile dünyadaki bütün yahudileri Müslümanların açık hedefi haline getirdi sarı kafalı şeytan.
Ali Karabatak - Osmanlının Kudüsden çekilmesinin ardından Ortadoğuda kan ve gözyaşı hiç dinmedi saygıdeğer hocam. Filistinliler, Bizi işgalden yine ancak Türkler kurtarır diyor. İnşallah devletimizin sayesinde bu işgal son bulacak.
Vatansever Birey - Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel de öldür onu!" diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır."
Mütefekkir - Amerikayı laf anlayan bir lider yönetseydi tabi ki bu karar alınmazdı. Bu saatten sonra bizler ne kurarsak kuralım hangi adımı atarsak atalım unutmayın ki Amerikayı şu anda laftan anlamayan bir deli yönetiyor. Onun için bu deli Amerika Birleşik Devletlerinin başında gidene kadar sabredeceğiz. Sabretmezsek ne yapabiliriz ki? bu karardan ötürü İsrailin yıkılacağı bilinse bile bu deli yine geri adım atmaz. Onun için 2025 e kadar bekleyeceğiz. 2025 yılına kadar Amerika epeyce ülke kendisine küstüreceğinden yine barışçıl bir adamı getirecekler çünkü başka şansları yok.
İzzet Tabutçu - Aslında şunu düşünmeden edemiyorum hocam: Hâlâ neyi bekliyoruz? Neden savaşmaktan korkuyor bu müslümanlar? Cihat dinimizde yeri olmayan bir şey mi? Politika ile çözülmeyeceğini anlamıyor muyuz? Köklerine kibrit suyu dökmek için daha kaç kişinin bu yolda ölmesini bekleyeceğiz? Türkler bize yardım eder derken kardeşlerimizi daha ne kadar bekleteceğiz?
Hayati Önen - Filistin topraklarına sızan siyonist yahudiler, uzun bir zamandır sistematik bir işgalin sonunda Kudüs ile ilgili emellerine de ulaşmaya artık çok yakın gibi görünüyor. Trumpın saçma ve öfke çeken kararı ile fiilen İsrail işgali altında olan Müslümanların şehri olan Kudüs, resmi olarak da Müslümanların elinden zorla alınmaya çalışılmaktadır. Yahudi milleti, masa başı oyunlarıyla Filistin topraklarından sonra Kudüsün de -artık ne yazık ki- resmen sahibi konumuna getirilmektedir hocam. Rabbim Müslümanların yardımcısı olsun. Dua ve öfkelenmekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Halis Yahya - Hocam, Yüce Dinimiz İslamın sesini susturmak isteyen, kendi kurguları olan terör örgütlerini bahane ederek Müslümanların iradelerini esir almak isteyen dış mihraklar, İslam düşmanları, tarihte defalarca olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaklardır. Bunu Müslüman gençlik başaracaktır. İslam’ın harem-i izzeti olan Kudüse saldıranlar, taciz etmeye teşebbüs edenle bizi karşılarında görecekler. Tüm Müslümanlarda Selahaddin Eyyubi ruhu dirilecek ve onların karşılarına dikileceğiz inşallah.
Ali Balçiçek - Hocam şu satırlarınız bile konuyu anlatmaya ve ders çıkarmaya yeter: "Karşınızda kökü mazide olan, soyu-sopu belli, nesebi sahih vatanı uğruna feday-ı can etmeyi aşk haline getirmiş Süleyman Şah’ın,“Sefer bizim, zafer Allah’ın” diyen Ertuğrul Gazi’nin, atını Haliç’e doğru sürüp “Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni alır, ya Ayasofya’da Ezan-ı Muhammedi’yi okuturum ya da surların önünde şehit düşerim” diye haykıran Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunu asil Müslüman Türk Milleti var. Sizin derin devletiniz varsa bizim de “DERİN MİLLETİMİZ” var. Bunu kafanıza yazın ve asla hiç unutmayın." HOCAM GERÇEKTEN ÇOK DUYGULANDIM. Çok istifade ettim yazinizdan.
Zeynel kudat - Hocam çok şükür ülkemiz büyüyor büyümesine ama hâlâ hem ekonomik hem siyasi saldırı var ülkemize. Bu da büyüme hızımızı kesiyor. Rabbim yardım etsin devletimize. Türkiye olmazsa İslam dünyası kan ağlar.
Raşit Saydam - Saygıdeğer hocam elinize sağlık . İçeride dışarıda o kadar çok hain var ki. Rabbim yardım etsin bizlere.
Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.