- 3.11.2022 12:50
- (10)
Sevgili dostlar; sakın abartılı bulmayın “Türkiye Yüzyılı” başlığını… Zira bir zamanlar yurt içinde ve yurt dışında, emperyalistlerin, vesayetçilerin, darbecilerin ellerinde ne kadar kullanabilecekleri uydu ve uşakları varsa hepsini üzerimize salmış bizi çökertmek için her yola başvurmuşlardı…Yeri geldi bildiri yayınladılar, yeri geldi tuzaklar kurdular, yeri geldi terör örgütlerini harekete geçirdiler… Hatta bütün bunlarla yetinmeyip silaha bile sarıldılar.
İşte bütün zorluklar karşısında kökü mazide olan bu milletin evlatları çözümü hep, içeriden kopup geldiği milletin sinesinde ve iradesinde aradılar. Akl-ı selim doğrultusunda, ortak akıl, ortak irade ve ortak vicdanla bütün barikatları aşarak her türlü siyasal ve sosyal ayrışmaların ötesine geçtiler.
O kadar ki, bu milletin evlatları ya inancından, ya dilinden ya da meşrebinden dolayı dışlanıyor, ayrımcılığa uğruyor, ya da baskı görüyordu. İşte kökü mazide olan, millet iradesinin belirlemiş olduğu o serdengeçti kadrolar bu ülkede vesayetin kadrine uğrayan kim varsa, onun yanında oldular; onların kayıplarını telafi ile onların mücadelesine destek verdiler.
O kadar ki; o serdengeçti kadrolar tarafından bizim çocukluğumuzdan bu yana tarih şuuruyla mücehhez, kökü mazide olan her vicdan sahibinin hayali olan, Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin emaneti doğrultusunda yeniden Cami olarak hizmete açılmış olması, onların küresel vesayete karşı millet iradesini arkalarına alarak gerçekleştirmiş oldukları büyük bir meydan okumaydı. Yalnız bu meydan okuma bile “Türkiye Yüzyılı” başlığının haklılığını ispata yeterdi.
Onlar bununla da kalmadılar; millî iradeyi güçlendirerek, vesayetin her türlüsünü adım adım gerilettiler. Demokrasiyi kökleştirerek, darbelere zemin hazırlayan şartları birer birer ortadan kaldırdılar. Toplumun mal ve can güvenliğini sağlayarak, insanımızın köyünde, kentinde, hanesinde gününü huzurla geçirmesini, bununla beraber geleceğine de umutla bakmasını temin ettiler.
Daha ileri giderek, ekonomiyi büyütüp refahı tabana yayarak, ülkemizin bütün fertleriyle birlikte zenginleşmesine katkı sundular. O kadar ki; üretimi yaygınlaştırarak, sanayiden tarıma kadar, her alanda istihdamı geliştirerek halkın işe ve aşa erişimini kolaylaştırdılar.
DIŞ POLİTİKAMIZA ŞAHSİYET KAZANDIRDILAR!
Evet kökü mazide olan o kadrolar, devletimizin gücünü, bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselterek dış politikamıza şahsiyet kazandırdılar. Artık başkalarını takip eden değil, başkaları tarafından takip edilen bir ülke durumuna geldik. Dışta, devlete kazandırılan bu itibarla birlikte içeride, bu güne değin takip edilmekle tamamına erdirilen eser ve hizmetler bu yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılmasının ne kadar isabetli ve haklı olduğunun en büyük dayanağı olarak karşımızda duruyordu. Böylece cumhuriyetimizin yüz yılına da güçlü bir başlangıç yapmış olacağız inşallah.
Türkiye yüzyılını, ak sakallı büyüklerimizin, gönül dünyamızdaki dostlarımızın, feryadına kulak verip kendilerine el uzattığımız mazlumların dualarıyla birlikte, millî ve manevî değerlerimizin temelinde, maziden atiye uzanan o asil köprüyü insanî ve ahlakî sütunlarla tahkim ederek yükselteceğiz.
“TÜRKİYE YÜZYILI” NEYİN ADIDIR;
Türkiye Yüzyılı; kimlik siyaseti yerine birlik siyasetinin adıdır… Bölüp parçalayıp kutuplaştırma siyasetinin yerine bütünleştirme ve kardeş kılma siyasetinin adıdır. İnkar siyasetinin yerine kucaklaşma ve kaynaşma siyasetinin adıdır… Nefret siyasetinin yerine, sevgi siyasetini hakim kılmanın adıdır… İnsanî değerleri, ideolojik aşırılıkların önüne geçirmenin adıdır… Gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü, hakikate çevirmenin adıdır. Kısacası daha büyük hedeflere birlikte yürüyeceğimiz başlangıçların adıdır…
TÜRKİYE YÜZYILI, NASIL BİR TÜRKİYE VAAD EDİYOR
Türkiye Yüzyılı; siyasi istikrarını teminat altına almış; güvenliğini sağlamış; demokrasisini kökleştirmiş; insan haklarını benimsemiş; ekonomisini büyütmüş; sosyal devlet uygulamalarını yaygınlaştırmış, krizlere ve tehditlere karşı sosyal ve hukuki yapısını güçlendirmiş; akîl, adil ve hakim bir güç haline gelmiş; geçmişin bütün korkularından ve yoksulluklarından arınmış; hedefi “Kızılelma” olan bir Türkiye vadediyor.
ÖYLEYSE GELİN DOSTLAR!
Öyleyse gelin dostlar, bu Türkiye Yüzyılında, asırlardır gerilemeyle, duraklamayla, yıkılmayla anılan ülkemizin yükseliş dönemini birlikte başlatalım.
Gelin, Türkiye Yüzyılını fark edilen, fark atan, farkını hissettiren ve farklılıklarıyla zenginliğini ortaya koyan bir ülke haline gelişin sembolü yapalım.
Gelin, Türkiye Yüzyılını millî ve yerli değerlerle evrenseli kuşattığımız, sözümüzü çağa haykırdığımız bir dönem haline getirelim.
Gelin, yüzümüzü hem doğuya, hem batıya, ama asıl DOĞRUYA DOĞRU dönelim.
Zira bu vatan, bu bayrak, bu devlet ve bu gelecek hepimizindir.
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.
Yorum Yap