Sevgili dostlar; kendilerini özgürlüklerin hamisi ve koruyucusu olarak ilan eden, ama gerçekte MUTLAK HAKİKAT’ın amansız düşmanı olan bir ülkede; karakter, şahsiyet, ruh ve mana bütünlüğümüzün şifre ve beyanlarını taşıyan, en son HAK KELAMI kutsal kitabımıza karşı işlenen fiilî cürüm karşısında hüznümü sizinle paylaşıp olayın vahametini ortaya koyma zorunluluğum her şeyin önüne geçmiştir…
Geçtiğimiz Cumartesi günü, 21 Ocak’ta, Danimarka ve İsveç çifte vatandaşı olan Rasmus Paludan adındaki bir İslam ve Kur’an düşmanı, İsveç polisinin gözetimi altında, Kur’an-ı Kerimi yakmak suretiyle, daha önce Danimarka ve İsveç’te sergilemiş olduğu provokasyonlara bir yenisini daha eklemişti.
Mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı sergilenen bu aşağılık saldırıyı en güçlü bir şekilde lanetliyoruz. Hele, bütün Müslümanları hedef gösteren, mukaddes değerlerimize hakaretin ötesinde, karakter ve şahsiyetimizin temel dayanağı olan “Değerler Demetimizi” tahkir ve tezyif eden bu tür provokatif eylemlere “özgürlük” ve “demokrasi” adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimizi ve bu izni verenleri de asla affetmeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz. Çünkü bu ve benzeri davranışlar bir nefret suçudur, hatta dünyanın huzurunu bozacak, insanlığın ağzının tadını kaçıracak ölçüde bir insanlık suçudur.
Bu aşağılık eylem, aynı zamanda İslam düşmanlığının, Batı’daki ırkçı faaliyetlerin, “böl-parçala-yut” taktiklerinin “demokrasi ve özgürlük” perdelemeleri altında Avrupa’da hangi noktalara vardığının da göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
PEKİ ÖZGÜRLÜKLERİN BİR SINIRI YOK MU?
Doğrudur! Herkesin bilmesi gereken bir gerçek vardır ortada; insan hak ve özgürlüklerinin, herkesin anlayacağı ölçüde ve çok basit bir şekilde belirlenmiş olan bir sınırı vardır… O da, sizin bir birey olarak sahip olduğunuz hak ve özgürlüklerin sınırı, diğer bireylerin hak ve özgürlüklerinin başladığı yere kadardır.
Dolayısıyla hiçbir şahsın, ister müslüman olsun, isterse bir başka dine mensup bulunsun, hiçbir inanç sahibinin kutsal değerlerini aşağılamaya hakkı yoktur. Böyle bir şey yaptığı takdirde onun bu eylemi bir insanlık suçudur. Üstelik bu insanlık suçunu işlemiş olan şahsın, kalkıp bu eylemini, sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin uzantısı olarak vasıfllandırması ise daha büyük bir cinayettir. Bunun yanında, bu suçun işlenmiş olduğu ülkenin resmî iradesinin kalkıp, bu eylemi “bir nevi özgürlük tezahürü” olarak adlandırması ise hepsinden daha büyük bir cinayettir.
Üstelik fail, bu cürmünü Türkiye Büyükelçiliğinin önünde gerçekleştirmekle, içinde sakladığı niyet doğrultusunda, ulaşmak istediği hedeflere yönelik, sözle değilse de fiilen beyanda bulunmuştur. Biz, “leb” demeden “leblebi” yi anlarız. Dolayısıyla eylemcinin ne demek istediğini gayet iyi anladık. Nitekim bu eylem Türkiye açısından, hem dinî hem de millî bir mesele haline dönüşmüştür. Artık Türkiye bu belirleme doğrultusunda hareket edecektir. Biz, bu zihniyetin “demokrasi adı altında” Türkiye’nin bekasına ve bütünlüğüne kasdeden eli kanlı terör örgütlerine kucak açmış olmalarını meşrulaştırmaya çalıştıklarının da farkındayız.
ÖYLEYSE ÖZGÜRLÜK NEDİR?
Yirminci asırdan sonra Batı kaynaklı Doğal Hukuk’un “Değerler Teorisi” adı altında almış olduğu yeni görünüm doğrultusunda özgürlük, insanlığı mutluluk ve erdeme taşıyacak olan evrensel değerlerin gerçekleştirilme aracı olarak tanımlanmıştır. Bu da ancak bireyin ferdî sorumluluk kapsamında bilhassa bizim medeniyetimizin, taa 7. asırdan bu yana talimat ve belirlemeleri doğrultusunda ferdin, kendisi için istediğini karşı taraf için de istemesi, kendine reva görmediğini karşı tarafa da reva görmemesiyle mümkün olabilecektir…
Ama Batı, her ne kadar başlangıçta “değerlerin güncellenmesinden düşünür ve aydınlar sorumludur” demişlerse de, zaman içinde, çıkar baskılarının ve emperyalist emellerin galip gelmesi sonucu, değerlerin içeriği, çıkarlar doğrultusunda kötüleşmiş ve emperyalist hedefler uğruna değersizler değerli olarak gösterilmeye başlanmıştı.
Halbuki gerçek düşünür ve aydın, değerleri yok etmeye yönelik, her türlü saldırgan, yanlış yargıları toplumun, hatta dünya kamuoyunun gözlerinin önüne sermek mecburiyetindedir. Bu sorumluluk “Ben aydınım, ben düşünürüm” diyen, hatta akl-ı selim sahibi her bir şahsa terettüp eden bir insanlık görevi ve evrensel ahlakın emri olmasına rağmen, Stockholm’de işlenen bu alçal eyleme yönelik hiçbir Batılı aydın ve düşünürden en ufak bir tepki gelmiştir.
Eylem anındaki bir-iki fiili karşı müdahale, failin ne kadar korkak ve ürkek olduğunu göstermeye yetmişti. Türkiyei‘nin bu saldırıyı hem dinî hem de millî bir mesele olarak kabul etmesinin sonucu, İslam alemine örnek olacak şekilde bütün dünyada, Büyükelçilikler nezdindeki programlarıyla, yurt içinde de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın organizesiyle ortaya konulan seviyeli tepki, bütün takdirlerin üzerindeydi. Bu arada Batmanlı kardeşlerimizin ortaya koymuş olduğu sahipkarlığı takdirle yad ediyor, iştirak eden her bir kardeşime selam ve saygılarımı sunuyorum.
Rabbim, Birliğimizi, Beraberliğimizi muhkem kılsın, devletimizin bekasını hep himayesinde tutsun.
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzce Postası Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(21)Emrah Kale - Bir seçimde hem dünyada hemde ahirette kazanmak vebale girmenek için bakacaksın haçlı siyonist azılı İslam düşmanı kâfir kime saldırıyor yada kafir kime dost işte o zaman kâfirin desteklediginden kaçıp kâfirin saldirdigina oy atacagizki hem dünya hemde ahirette vebal içinde olmayacaksin.
HASAN DEMİR SANDIKLI - Hocam ,,
Teşekkürler güzel olmuş
Ruşen Alioğlu - Aynen hocam, biz de çok hüzünlendik.Biz de hüznümüzü sizinle paylaşıyoruz. Ne yazık ki Kur'an-ı Kerim'e saldırılar, yakmalar devam ediyor ve edecek. Allah ahirette bunların hesabını çok acı bir şekilde alacaktır.
Hakan Aydın - Sizin de dediğiniz gibi Avrupa, Haçlı İttifakı hep korkak olmuştur. Haçlı topluluğu olan Batı hiç bir zaman bizim dostumuz değildir, olmamıştır. Kutsal kitabımız bize kardeşliğimizn, paylaşmanın, dayanışmanın ve bir arada yaşama ahlakının bir erdem olduğunu öğretir, inanç, düşünce ve vicdan özgürlüğünün herkes için bir hak olduğunu, insan onurunun dokunulmaz olduğunu, temek hak ve hürriyetlerin mukaddes olduğunu öğütler ama BATI BUNU HİÇBİR ZAMAN HAZMEDEMEMİŞTİR. Çünkü onların prensiplerine zıt.
Adnan Akpınar - Allah'ın laneti ve gazabı İslama ve değerlerine saldıranların üzerine olsun, her iki cihanda yakaları bir araya gelmesin inşallah. Zalimler için yaşasın cehennem. Medeniyetsiz batı dünyasının baş papazları, dini liderleri neden sessiz? Bizim medeniyetimizde, dinimizde diğer dinlerin kutsalına zarar vermek yasaklanmıştır. Yarabbi sen dinimizi saldıranları kahru perişan eyle. Eninde sonunda kafirler topluluğu yenilecek ve elbet toplanıp cehenneme sürülenecek.
Yasin Yıldız - PALUDAN ve buna benzer İslam düşmanlarını tüm İslam ülkeleri gıyabi yargılama yapsın. Cezası verilsin. Interpol aracılığıyla bildirilsin. Bulunduğu yerde tutuklansın. Haddi bildirilsin. Sayın hocam bunlar domuz tipli canlılar ve domuzlar kudurmuş. MÜSLÜMANA VE TÜRKE DÜŞMAN OLANLAR, YÜCE ALLAHIN GAZABI HEPSİNİN ÜZERİNE OLSUN, LANETLİ MAHLUKLAR HEPSİ. Hocam içim parçalanıyor onlar Kur'an'a saldırdıkça. Allah'ım, Sen bunların canlarını kolay kolay alma. Yanarak bağıra bağıra can versinler. Amin
Halil Gürses - Sayın hocam sadece Batman'da değil, Ağrı, Van, Konya, Bitlis, Diyarbakır, Kahraman Maraş gibi birçok ilimizde yürüyüşler ve toplantılar yapılarak BATI KINANDI, KUR'AN-I KERİM'İ YAKANLAR LANETLENDİ, TÜM CAMİLERİMİZDE KUR'AN-IN ÖNEMİ VE KUTSİYETİ ANLATILDI. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığımıza çok teşekkür ediyoruz. Kendi üzerine düşen vazifeyi layıkıyla yaptı. Kitabımızı yakanlar lânete uğramış olarak cehennemde ebediyen kalacaklardır. Azapları asla hafifletilmeyecek, geciktirilmeyecektir inş.
Onur Bulam - Neden Türkiye Cumhuriyeti dışında hiç kimse ses çıkarmıyor bu kafirlere?
Şükrü Ardalı - İsveç, Finlandiya ve Danimarka .... bunları Rusya'nın eline bırakacaksın var ya, bak ne hale geliyorlar. Kesinlikle İsveç ve Finlandiya Nato'ya girmesinler, kesinlikle veto etmeliyiz. Rusya'nın ikinci hedefi İsveç ve Finlandiya olur inşallah. Allah'ım kahhar isminle tecelli et! En şiddetli cezanı ver bu aşağılık yaratıklara ve bunları destekleyenlere. Allah'ın azabı onların üzerinize olsun Rabbim dünya ve ahirette yüzlerini güldürmesin, en ağır şekilde kınıyor ve lanetliyorum onları.
TARIK ERENOĞLU - Yüce Allah’ıma havale ediyorum Kur'an'a bunu yapanları ve arkada ses çıkarmayıp böylelerine kalkan olanları. İslamiyet güneş gibidir Üflemekle sönmez, gözünü kapatan sadece kendine karanlık yapar. Türkiye güçlendikçe artık bunlar iyice kudurdular inşallah nükleer güce kavuşacağımız günler de gelecek.
Nihal Aksoy - Allah, bu adi pisliklerin ateşler içeresinde cayır cayır yandığını görmeyi nasip etsin bizlere.
Ramiz Şen - Bunların öyle kuru sahte sözlerine güvenerek Natoya girmelerine evet’mi diycek Türkiye şimdi… bunlar dereyi geçene kadar dayı derler sonra eski hallerine geri dönerler.
ERHAN ARPACIK - Allah bu kafirleri kahru perişan etsin elbet Osmanlı olaydı bu haltı yiyemezlerdi, ancak Osmanlının sahip olduğu gücünde geleceğiz İnşaAllah, o gün çok yakın, ve o gün geldiğinde dünyada tek bir Müslümana ve İslami değerlerimize, Kitabımıza bakalım el kaldırmaya cesaretleri olacak mı, dünyayı başlarına yıkacağız İnşaAllah. İslamın karşısında Ne kadar korkak ve eziksin ey Avrupa. İslamın yeniden yayılması batıdan olacaktır. Bütün korkuları bu. Dünyanın tek bir sahibi vardır o da Allah.
Okan Öztürk - Nato'dan Türkiye ayrılsın bakın bunlar nasıl değişiyor. onlar Nato'ya girsin biz Nato'dan çıkalım bizim Nato'ya birleşmiş milletlere ihtiaycımız yok. Türk ve İslam birliği kuralım bakalım o zaman dünya nasıl değişiyor. Rusya İsveç'e girdiğinde bunlar köpek gibi gelip bize yalvaracak.
Özer Yeniceli - Türkleri ve Türkiye'yi sevmeyebilirler , Eyvallah , İsveç'in NATO'ya girmesine veto uyguluyor diye gıcık da olabilirler ,Eyvallah , Lakin bir dine , İslam dinimizin kutsalına saldıramazlar , Hükümetleri bunu ifade ve protesto özgürlüğü gibi savunamaz . İslam aleminin nefretini kazandılar , bundan sonra İsveç ile diyalog sürdürmemeli.
emrullah saraç - Bu iki terör destekcisi devletler asla NATO kapilari acilmamali... Dinimize ve TC Cumhurbaskanimiza yapilan hakaretler simarikca devam ediyor NATO''ya girisleri kesinlikle VETO edilmeli... bir delikten müslüman yilana bir kere isirilir, bunun aynisini Yunanla yasadik Vetoyu kaldirdik Natoya girdliler hergün isiriyorlar.
Mehmet Ergün - Hocam yaptırım uygulamada malesef zayıf kalıyoruz hep. Daha sert olmalıyız, İsveç'le her türlü ilişkiyi keselim. Büyükelçimizi çekelim, büyükelçisini paketleyelim. Zaten bu saatten sonra İsveç diye bir ülke meşruiyetini yitirmiştir. Aynı tavrı tüm İslam ülkeleri de göstermeli.
Ahmet Bayram Aydoğdu - İsveç, Danimarka, Finlandiya, Almanya ve s. ve s. bunlardan bir cacık olmaz. Amaçları ve niyetleri apaçık belli. Herşeyi kabul edip natoya girseler bile bu ikiyüzlü alçaklar yine yapacaklarını yaparlar. Allahım şu mübarek üç aylarda ve özellikle Recep ayı hürmetine İlahi gazabını o zalimlerin kitabı mukaddesatımızı yakan o elleri kurut ya Rabbi. Hocam İsveç Nato üyeliğini rüyasında hayal eder artık bundan böyle.
Eray Erkuran - Bu davranışlarıyla mı İsveç NATO'da bizimle müttefik olmak istiyor? Bu tavırlarıyla bize sadece ve sadece hasım olabilir. innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. Bu ırkçı, aşırı sağcı Paludan isimli kafire ve destekleyenlere söyleyecek söz bulamıyorum ne desem az Allah'ın laneti ve kahrı onların üzerine olsun.
Engin Balcı - Kesinlikle İsveç'e NATO'ya girmelerine izin vermememiz lazim. Terörü bize tercih ediyorlar. Terörün destekcileri Isveç'e koruma garantisi vermis. "Sen bizim teröristlere dokunma biz seni koruruz" diye.
Baki Edremit - İsveç de Finlandiya da aynen bir terör ülkesidir. İsveç kadar kötü bir ülkedir. Sakın ha sakın hiçbirini natoya almayın.
Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzce Postası Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzce Postası Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.