- 16.02.2023 11:04
- (26)
Sevgili dostlar; sakın her hafta aynı konudan bahsettiğimi düşünmeyin. Gerçekten asrın e etkin ve en yaygın sarsıntısıyla karşı karşıya kaldık. O’nun iradesi olmadan, daldaki yaprağın bile kıpırdamayacağı kabullenişi karşısında Rabbimin iradesine yönelik saygıda temerrüde düşme endişesiyle “felaket” kelimesini kullanmamaya özen gösteriyorum, ama Türkiye’nin karşılaşmış olduğu bu olay, asrın felaketi olarak tarihteki yerini alacaktır.
Bir biri ardına meydana gelen bu iki büyük sarsıntı, yer-küre olarak her ne kadar 10 vilayetimizi fizik boyutta sarsıp, oradaki kardeşlerimizin mal ve can kaybına sebep olduysa da, aramızdaki gönül bağı doğrultusunda hepimizi engin ve etkin bir hüzne gark eylemiştir. Bir tek örnek vereyim; Kahramanmaraşlı bir öğrencim, stajını tamamlamış, genç avukat olarak mesleğini icraya başlamıştı… Hayatın seyri doğrultusunda staj esnasında nişanlanmış, bizim de iştirakimizle yaz tatilinde, kurulacak olan düğün alayını bekliyorlardı. Depremin ilk gününde aradığımda talebeme ulaşamamıştım. İkinci gün aradığımda Furkan’ın sesini duydum ama, ne acıki nişanlısının rahmete gittiğini öğrendim.
Elbetteki, o büyük sarsıntının aramızdan alıp götürdüğü bir tek o evladımız değildi… An itibariyle bütün bölgeden, toplam 35.418 canımızı alıp götürmüştü deprem… Rabbim he birine rahmet eylesin, geride bıraktıklarına ve bütün milletimize sabır ve metanet versin, Rabbim onlara af ve mağfiretiyle muamele edip, makamlarını alî, mekanlarını cennet kılsın inşallah.
Şu anda yaşadığımız ruh hali itibariyle her birimiz, gönlümüzün Sultanı, fiil ve davranışlarımızın şahit örneği Efendimizin, bizim ruh halimizi ne kadar güzel tanımladığını bir kere daha görmüş olduk…Aynı zamanda dünyanın en büyük sosyoloğu olan o mümtaz REHBER şöyle demişti; “Benim ümmetim, başına gelen tasa, keder ve acıyı algılamada ve ona tepki vermede, aynen bir insan vücudu gibidir. Nasılki bir dişimiz, gözümüz veya kulağımız ağrıdığında, vücudumuzun diğer organları onun acısını hissedip, onun hüzün ve kederine uykusuz kalmak suretiyle hep birlikte iştirak ederse, aynen onun gibi bir Müslümana veya bir bölgeye bir musibet isabet ettiğinde, diğer bütün Müslümanlar onun ızdırabını duyar ve onun acısına iştirak ederler.”
İşte biz de asrın en etkin bu, iki sarsıntının sebep olduğu yaraları sarmak için bütün Türkiye olarak “TEK YÜREK” olduk. En kısa süre ve etkinlikte, sarsıntının dumura uğrattığı şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk. Türkiye’nin diğer 71 ilinden gelenlerle birlikte 250 bin kamu görevlisi bölgedeki çalışmalarda yer aldı.
Bununla birlikte, kamu personelinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle birlikte arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden personel sayısı 35 bini aştı… Kurtarma faaliyetlerinin bir an önce sonuca ulaşabilmesi için bölgede; 12 bin 235 iş makinası, hastaların komşu illerdeki hastanelere ulaştırılması için 76 uçak, 121 helikopter, 26 gemi, 45 İnsansız Hava Aracı hazır bulundurulmakta.
Aynı şekilde bölgede deprem mağduru kardeşlerimize, 320 seyyar mutfakla her gün sıcak yemek dağıtılıyor. Geçtiğimiz Salı günü itibariyle yalnız Kızılay 20 milyon kap sıcak yemek dağıtmış. Dağıtılan ekmek sayısı 22 milyonu, su şişesi sayısı ise 15,5 milyonu bulmuş. Tek kelimeyle Allah devletimize zeval vermesin.
İSTİSNALAR KAİDEYİ BOZMAZ!
Bütün bunlara rağmen “meşe çakalsız olmaz” misali elbetteki birtakım aykırı söz ve davranışlar olacak… Biz can derdindeyken, yıkılan hanelerin sönen ocakların ihyası yolunda mahzunlaşan gönüllerin üzerinde yoğunlaşan keder bulutlarını dağıtmakla meşgulken bazıları da SPK önünde siyaset yapacak, öğrencilerimizi kışkırtarak, halkımızı devletine karşı tahrik ederek, ihyaya yönelik canla başla yürütülen faaliyetleri sabote etmeye çalışacak.
Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın; bu millet, karşılaşmış olduğu felaketten ikbal devşirmeye çalışanları asla unutmaz ve onlara yapmış oldukları bu densizliğin hesabını en ağır bir şekilde sorar.
Bir de, devlet ve millet el ele verip mağdur kardeşlerimizin “konteynır kent seferberliği” içinde iskan ve barınma zorluklarını gidermeye yönelik canhıraş bir şekilde gayret ederken, bu anlayış, milletin başına gelen bu felaketten gelecek devşirmeye yönelik hiç sözü sohbeti edilmediği halde “SEÇİM” sözcüğünü yoğunlukla kullanmaya başlamış durumda. Kısacası millet can derdinde onlar ise “kasap” misali et derdinde.
Ama bilmiş olsunlarki MİLLET öyle demiyor.
İKİ DEVLET, AMA BİR MİLLET OLMANIN FARKLILIĞI
İki büyük depremin ardından uluslararası yardım statüsünde ilk aynî yardım kafilesi kardeş Azerbaycan’dan gelmişti. Yardım tırlarından birinin şöförü, sanki tarihe tercümanlık yapıyordu… Gümrük kapısından giriş esnasında sormuşlardı ona: “Niçin geldiniz Türkiye’ye” diye… O da, cevap vermişti, adeta zaman geri dönmüş, orada dinelmiş ve dile gelmişti; “Ömer ağabeyimizin, Ömer Halisdemir’in borcunu getirdik… Kazım Karabekir başkumandanımızın borcunu getirdik. Biz buraya yardım getirmedik. Biz vatanın borcunu getirdik.”
“Biz bir ananın bir babanın çocukları olarak geldik buraya. Biz orada içimiz yandı. Sabaha kadar kimse uyumadı evlerinde. İnşallah bu da geçer, bunu da atlatırız. Düşmanlarımız sevinmesin. Başın sağolsun Türkiye.”
Bunları duyduktan sonra “Karabağ”da ne işimiz vardı” diyenler, utanacaklar mı acaba? Hiç zannetmem… Ama onlar ne derse desin; biz bir millet iki devletiz.
HEP BİRLİKTE ŞAHİT OLDUĞUMUZ MUCİZE
Depremin dokuzuncu günüydü… Antakya ilçesi Cebrail Mahallesindeki Murat Apartmanının enkazında bir baba ile kızına sağ olarak ulaşılmıştı…Uzun gayretler sonucu önce baba kurtarılmış, ardından da kızı Fatma… Fatma, enkazdan tam 209 saat sonra çıkarılmıştı… Fatma, enkazdan çıkarılırken varlık aleminin dikkatini çekercesine, değişmeyen mutlak hakikate bağlı olduğunu, “Eşhedü en la İlahe İllalah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve resuluhu” şehadet cümlesiyle birlikte bu gerçeği bir kere daha bütün dünyaya haykırmıştı.
Bu kadar sözden sonra, nasib olursa yarın, öbür gün Hatay’da olacağım. Haftaya müşahedelerimi sizlerle paylaşacağım.
Rabbim milletimizi, vatanımızı ve devletimizi her türlü tehlikeden korusun. Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.
Yorum Yap