Sevgili dostlar; merhum Üstadın dediği gibi;

“Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir

Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.”

Yalnız akıp giden zaman ve su değil…Zamanla birlikte, aynen su misali biz de, fikirlerimizin eşliğinde düşüncelerimizin oluşturduğu kalıp ve motiflerle birlikte akıp gidiyor, bu süreçte müşahhaslaşan tarih ve medeniyetimizi sahiplenme ve onları daha ileri noktalara taşıma sorumluluğunu bizden sonraki nesillere emanet ediyoruz.

İşte bu akış sürecinde her birimiz, 14 Mayıs’ta olduğu gibi birtakım istasyonlara uğrayıp, adına “seçim sandığı” denilen, bir metre karelik kendine özgü kapalı alana girip, vicdanımızla başbaşa, orada belirleyeceğimiz irademiz ile tarihimizi yüceltme, insanımızı müreffeh kılma, fikirlerimizi mefkureye dünüştürme yolunda hangi tür güzergahta akıp gideceğimizi artı (+) işaretiyle belirleyerek, ya vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, devletimizin bekasına yönelik kollektif toplumsal iradeye katkı sunacağız, ya da; akış güzergahımızı eksi (-) işaretiyle belirleyip haricî emperyalist müstevlilerin emelleri doğrultusunda devletimizin bekasını, milletimizin birlik ve bütünlüğünü yoruma açıp emperyalistlerin alternatif üretimine imkan sağlayacağız.

14 Mayıs öncesi oluşan pratikte siyasi partilerin birbirinden bağımsız olarak, iki ayrı şemsiye altında seçim sandığına doğru yol aldıklarını görüyoruz. Şemsiyelerden birinin adı “Millet İttifakı”.. Sakın adına aldanmayın! Adı “Millet İttifakı” olmasına rağmen, Türk milletinin birliğine, bütünlüğüne düşman, bu aziz vatanın bölünmesi, devletimizin çökertilmesi için 40 yıldan bu yana yıkıcı ve bölücü terör faaliyetlerini yürüten, asker,polis, sivil en aaz 50 bin vatan evladının kanına giren terör örgütü PKK’nın Kandil’deki yönetici elebaşları Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Duran Kalkan ve Cemil Bayık’tan gelen “Kılıçdaroğlu için gereğini yapın” içerikli talimattan sonra PKK’nın TBMM’deki gölgesi HDP’nin de, parti olarak aday göstermeyerek Millet İttifakının adayı sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini ilan etmesi suretiyle adıına rağmen dolaylı olarak PKK’nın da dahil olduğu bir ittifak…

Böylece; bu fiilî duruma itiraz etmeyip bizzat Kandil’den gelen rüzgara göre yelken açmakla Millet İttifakı’nın bileşenleri, bu ismi belirlemedeki samimiyetsizliklerini ortaya koymakla kalmamış bu kabullenişleriyle asıl maksatları da su yüzüne çıkmıştır.

MİLLET İTTİFAKINA YALNIZ KANDİL KATILMADI!

                              Kandil ve onun talimatıyla hereket eden HDP’den sonra, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki yapılanması olan PYD’nin elebaşlarından Salim Müslim’de 14 Mayıs’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması gerektiğine vurgu yaparak Millet İttifakındaki yerini almış oldu. Evet Karayılan, Karasu, Kalkan, Hozat, Bayık, Ok derken şimdi de Müslim… Ama Salim Müslim “şecaat arzederkenn merd-i kıpti sirkatin  söyler” misali şu sözleriyle kendisini ve yandaşlarını elevermekle kalmayıp 6’lı Masayı da PKK’nın gölgesine çekmişti; “Bu gün demokrasiyle bu iktidarı gönderme fırsatı doğmuştur. Bu fırsat, 14 Mayıs’ta sadece Kürt halkı değil, tüm Türkiye halklarının önüne geliyor…” diyerek hem kendisinin hem de iştirak ettiği birlikteliğin samimiyetsizliğini ortaya koyuyordu. “Türkiye halkları” diyor, ama “Türk” kelimesini ağzına bile almıyordu.

İşte bu zihniyet bu gün itibariyle 6’lı Masa’nın, geleceğini üzerine bina ettiği tek umut kaynağıdır. Böylece Murat Karayılan, Mustafa Karasu, Duran Kalkan, Sabri Koç, Bese Hozat’dan sonra Salim Müslim’in iştirakiyle birlikte 6’lı Masa’nın kadrosu tamamlanmış oluyor. Bu da, 6’lı Masa’nın baş aktörlerinin bu oluşuma “Millet” adını vermede ne kadar samimiyetsiz ve ikiyüzlü olduklarının objektif delilidir.

BİRİSİ BAKLAYI AĞZINDAN ÇIKARDI! YOKSA BU KAPALI KAPILAR ARDINDAKİ PAZARLIĞIN İFŞASI MI?

Millet İttifakı ile ortaklığı artık aleniyet kazanan PKK’nın TBMM’deki gölgesi HDP’nin Batman Milletvekili Feleknas Uca, Milet İttifakı ile olan birlikteliklerine dayalı olarak geçtiğimiz günlerde yaptığı ve sosyal medyaya da yansıyan açıklamasında aynen şöyle diyordu; “15 Mayıs’ta zindanların kapısı açılacak ve sayın Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturacağız. Bunun için hep birlikte çalışacağız ve sandıkta gereken cevabı vereceğiz.” En sonunda baklayı ağzından çıkardılar. “Özgürlük” den neyi kastettiklerini açıkça ortaya koydular.

Gerçi sayın Kılıçdaroğlu da “özgürlük” kavramının gölgesine sığınarak sayın Demirtaş’ın, sayın Kavala’nın haklarında verilmiş olan yargı kararlarına rağmen “haksız yere özgürlüklerinden alıkonulduklarını” ifade ederek, Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde bu şahısları özgürlüklerine kavuşturacağını her fırsatta söyleyip duruyordu.

Kandil dahil, PKK, YPG, PYD ve HDP 6’lı Masa’ya bu kadar destek vaadinden sonra, onların da 6’lı Masa’dan küçücük bir talepleri olacaktı elbette. O’da 50 bin vatan evladının KATİLİ terörist başı Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması talebi olarak bugün karşımıza çıktı. Aziz Milletimizin dikkatlerine sunulur.

DİĞER ŞEMSİYE ALTINDA SANDIĞA DOĞRU YÜRÜYENLER!

Elbetteki merhum Üstadın dediği gibi nasıl akan oluklar çiftse, 14 Mayıs’a doğru giderken oluşan siyasî şemsiyelerin altındaki birliktelikler de aynen öyle çift… O, çift olan olukların birinden nasıl nur akıyorsa 14 Mayıs’a doğru, siyasî pratiğin somutlaştırdığı o şemsiyelerden diğerinin altındaki birlikteliğin hedefi de KIZIL ELMA, adı ise; “Cumhur İttifakı”…

İşte bu ad altında bir araya gelen siyasî parti oluşum ve şahıslar bu aziz milleti hem fizik olguda, hem de ruh ve manada BÜTÜNLEŞTİRİP tarihî misyonu doğrultusunda “Hep Birlikte Türkiye” söylemiyle onu “KIZIL ELMA” ya doğru taşıyacak “DEVLET-İ EBED MÜDDET” anlayış ve kabullenişi içinde millet ve Devlet’in önünü açacaktır inşallah…

Cumhur İttifakının ana bileşenleri sayın Erdoğan ve Bahçeli başta olmak üzere ittifaka katılım sıralarına göre sayın Destici, sayın Yağcıoğlu, sayın Erbakan ve sayın Önder’in her biri DEVLET-İ EBED MÜDDET ilkesi doğrultusunda, devletin varlığı ve bekası söz konusu olduğunda gerisi teferruattır anlayışı içerisinde, ilave herhangi bir pazarlık söz konusu olmadan ittifaktaki yerlerini almışlardır.

Onların hedefi; milletin birliği, vatanın bütünlüğü ve devletin devamlılığı doğrultusunda KIZIL ELMA hedefine doğru, altyapı ve kalkınmada, savunma sanayiinde, teknolojide milletimizi çağdaş medeniyetler düzeyinin üzerine çıkarmak, ruh ve mana bütünlüğü içerisinde Milletin, Millî hars, kültür ve değerleriyle bütünleşip kaynaşmasını gerçekleştirmek suretiyle DEVLET-MİLLET bütünleşmesini temin etmektir.

Yolları açık olsun, Rabbim birliğimizi dirliğimizi daim eylesin.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.