Prof. Dr. Celal ERBAY
Prof. Dr. Celal ERBAY Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı

BUGÜN İLE BİRLİKTE TAM ÜÇ GÜN KALDI!

  • 11.05.2023 10:42

Sevgili dostlar; günümüz sosyo-hukukî kabullenişinde devletlerin geleceği, o devletin insan unsurunu teşkil eden millet topluluğunun kendi sosyal olgu ve değerleri doğrultusunda ortaya koyacağı özgür irade beyanına dayalı olarak yine bizzat milletin kendisi tarafından belirlenir.

 

İşte bunun için en geniş şekliyle, devleti meydana getiren insan unsurunun, kendi geleceğini kendisinin belirleyip ileriye dönük rotasını çizmesi için dört senede bir veya bugün itibariyle bizde olduğu gibi, beş senede bir Genel ve Yerel seçimler yapılır. Bu doğrultuda, bizde de nasib olursa 14 Mayıs 2023 Pazar günü, önümüzdeki beş yıl yürütme yetkisini elinde bulunduracak olan Cumhurbaşkanı’nı ve yine aynı süre içinde yasama yetkisini elinde bulunduracak olan Milletvekillerini seçmek üzere Genel Seçim yapılacaktır.

 

Elbetteki seçime iştirak edecek olan her siyasi parti ve aday, bizzat kendisinin tercih edilmesine yönelik halk nezdinde, farklılıklarını ortaya koyup yeterince kendi tanıtımlarını yapmaları, görüş ve hedeflerini, halk ve ülke geneline yönelik gerçekleştirmeyi planladıkları hizmet paketlerini izah etmeleri, bu doğrultuda kamuoyunu aydınlatmaları ve nihayet millet iradesinin tam olarak ortaya çıkabilmesi açısından, hem zorunludur hem de şarttır.

 

Fakat, genelde “propaganda serbestisi” diye adlandırdığımız bu bilgilendirme olgusu “yerli ve millîlik” sınırını aşmayıp, oluşumunu tamamen bizim siyasî mevzuatımız doğrultusunda tamamlamış ve hukukî kimlik kazanmış siyasî parti ve teşkilatları tarafından yapılmalıdır.

Yoksa yandaş ve siyasî gölgelerine bellettiği “yerel yönetimlere özerklik” söylemleriyle asıl hedefi  bu ülkeyi bölmek olan PKK’nın, başta Kandil’de konuşlanmış olan elebaşlıları ve Avrupa’daki sözcüleri vasıtasıyla 14 Mayıs’da sandıkta tecelli edecek olan MİLLET İRADESİNİ yönlendirmeye yönelik herhangi bir beyanda bulunmaya, açıklama yapmaya başta terör örgütü mensupları ve uzantıları olmak üzere hiç    kimsenin hakkı yoktur. Bu doğrultuda, millet iradesini yönlendirmeye matuf onların yapmış olduğu her bir açıklama ve beyan, sonuç itibariyle onları asıl hedefleri olan “ ülkeyi ve milleti bölme” noktasına biraz daha yaklaştırmış olur ki; oda suçtur.

 

Nitekim PKK’nın Kandil’deki elebaşı Mustafa Karasu,Kılıçdaroğlu için gerekeni yapın” şeklinde HDP’yi talimatlandırdıktan sonra, bu sefer PKK’nın Paris’teki temsilcisi olup, orada HDP adına seçim çalışmalarını yürüten Veysel Keser, “bu şansı kaçırmamamız lazım” diyerek, seçildiği takdirde Avrupa Birliği Sözleşmesi’nin “yerel yönetimlerde özerklik” ilkesini uygulayacağını vadeden Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını, PKK’nın hedeflerinin gerçekleşebilmesi açısından bir şans olarak gördüklerini bütün dünyaya ilan etmiş oluyordu.

 

Bütün bunlara ilaveten dikkat çeken diğer bir husus PKK’nın; Karayılan, Bayık, Kalkan, Ok, Hozat gibi Kandil’deki sözde elebaşları zaman zaman yapmış oldukları açıklamalarla, karşılaşmış oldukları SİHA ve İHA kaynaklı sıkıntılardan kurtuluş yollarının Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanmasından geçeceğine yönelik yapmış oldukları açıklamalardı.

Hatta bu hususta HDP’li Filiz Kocali “Millet İttifakı” adı altındaki muhalefete bir çağrı yaparak, PKK’nın Kılıçdaroğlu’na vermiş olduğu desteğin çok önemli olduğuna vurgu yaparak ağzındaki baklayı çıkarmış ve “PKK ile olan ittifakı gizlemeyin” şeklindeki skandal tavsiyesiyle,6’lı Masa’ya seslenerek, TBMM’de sayın Kılıçdaroğlu ile HDP arasındaki içeriği açıklanmamış AMA PKK’nın ümit bağladığı içeriği gizli tutulan görüşmeye işaret ediyordu.

Nitekim DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, gizli tutulan o içeriğe güvenerek 05.05.2023’de Mardin’de yapmış olduğu konuşmada 14 Mayıs’ta İmralı’nın kapılarını parçalayacaklarının Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturacaklarını söylüyordu.

Bütün bunlardan, bilhassa içeriği kamuoyundan gizli tutulan, TBMM’de gerçekleşen HDP-Kılıçdaroğlu görüşmesinden güç alan HDP Diyarbakır Milletvekili adayı Azad Barış, çıtayı biraz daha yükseltmiş ve 03.05.2023 saat 16.41 itibariyle sosyal medyaya yansıyan açıklamasıyla; bölgeye özerklik getireceklerini, Afrin’i tekrar geri alacaklarını, ceza evlerinin kapılarını açacaklarını, Anayasa’yı sil baştan değiştireceklerini söyleyebilmişti.

 

Bütün bunlar; Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi halinde, içeriği açıklanmayan “Meclis Görüşmesi”nin kapsamı doğrultusunda gerçekleşecek ve böylece PKK hedeflerine biraz daha yaklaşmış olacak!

 

MUHALEFETE KLAVIZLUK  YAPAN YALNIZ PKK MI?

Sevgili dostlar, bundan önceki haftalarda Emperyalist Blok’un, bilhassa ABD Washington Post gazetesinin öncülüğünde, 2023’ün en önemli seçiminin, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinin olduğuna vurgu yaptığını, yine Washington Post’un “biz onlara demokrasi götürüyoruz” kurnazlığı içerisinde, “Erdoğan liderliğindeki Türkiye, gittikçe güçleniyor” tesbitinden sonra, ne yapıp edip “Erdoğan’ı engellemeliyiz” şeklinde emrindeki AB’li yandaşlarına hedef gösterdiğini sizinle paylaşmıştım.

 

Yine Washington Post’un çizgisi doğrultusunda Londra Merkezli The Economist dergisi, Türkiye’nin dış politikasını “agresif”likle itham ettikten sonra Türkiye’nin, her zaman için muhtemel olan Suriye operasyonuna ilişkin “kimseden izin alacak değiliz” şeklindeki açıklamasından ve savunma sanayiinde elde etmiş olduğu gelişmelerden, bununla birlikte Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya’ya yönelik, müşterek kültür ve tarihi misyonumuz doğrultusunda buralarla geliştirdiğimiz ilişkilerden rahatsız olduklarını ima ile bir bakıma zımnen bize karşı bir nevi vesayet iddiasında bulunmuştu.

 

The Economist, bir sonraki sayısında, 04.05.2023 saat 15.47 itibariyle sosyal medyaya yansıyan yayınında açıkça Kılıçdaroğlu’na desteğini ilan etmiş ve artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gitmesi gerektiğini savunarak yeni hükümetten beklentilerini sıralamıştı. Kılıçdaroğlu’nu, “Türkiye’nin bir sonraki Cumhurbaşkanı olarak sıcak bir şekilde destekliyoruz” derken “Türkiye daha özgür ve zamanla daha müreffeh olacaktır” diyerek bizzat halkımızı dışarıdan yönlendirmeye çalışıyordu. Seçildiği takdirde “tutukluları serbest bırakacak, İsveç engellenmeyecek, ABD ile ilişkiler düzeltilecek” şeklindeki belirlemeleriyle sayın Kılıçdaroğlu’na yapması gerekenleri bizzat dikta ettirmekten de geri kalmamıştı.

 

YALNIZ THE ECONOMİST Mİ?

Hayır? The Economist dergisinin ardından onun çizdiği yolda Fransa’daki çeşitli yayın organları da benzer bir görüntüye bürünmüş ve Türk Milletini kendi beklentileri doğrultusunda yönlendirebilmek için görev üstlenmişti.

 

Nitekim Paris kaynaklı haftalık  L’Express dergisi, 4 Mayıs tarihli sayısının kapak başlığına “Erdoğan, Kaos riski’’ibaresini yerleştirerek okurların karşısına çıkmış ve Afrika’yı daha rahat sömürmelerine engel olan o güçlü iradenin ortadan kaldırılmasına yönelik beklentileri doğrultusunda 14 Mayıs’ın Fransa için bir dönüm noktası olacağı yorumunu yapmış ve Türkiye’de Erdoğan döneminin kapandığına dair senaryolar üretmişti.

 

ABD, İngiltere, Fransa kaynaklı saldırı ve çökertme faaliyetleri birbirini takip ederken Almanya hiç geri kalır mı? Elbette kalmaz! Nitekim Alman Der Spiegel dergisi 05.05.2023 tarihinde saat 15.07 itibariyle sosyal medyaya düşen analizinde “Türkiye ve Kaos” ifadelerini yan yana getirerek bir algı operasyonu üretmeye çalışmıştı.

 

Böylece Dergi, Millet İttfifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu parlatmaya çalışırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Mabeyn Köşkünde Merkel’i, Osmanlı döneminden yadigar koltuğa oturtmasının öcünü alırcasına onun dünya kamuoyuna yansıyan etkinliğini ve başarısını gölgelemeye çalışıyordu.

 

PEKİ BİZE DÜŞEN GÖREV NEDİR!

 

Sevgili dostlar; öncelikle ifade edeyim ki, bizler her türlü fiil ve kararlarımızdan dolayı Yaradan’a karşı sorumluyuz.

 

Öyleyse, en azından şu köşe yazısı kapsamında arzettiğim hususları dikkatlice okuyup özümsedikten sonra, sandık başına gittiğimizde oy pusulasına “EVET” şeklinde yansıttığımız şerefimiz mesabesindeki irade beyanımızla gelin PKK’yı, Kandil’i ve bu millete ruh ve mana bütünlüğü içerisinde aslına dönmeyi öz değerleriyle bütünleşmeyi, kısaca özgür ve tam bağımsız olmayı layık görmeyen Emperyalist-Siyonist blokun öncülerini, eski tabiriyle bu aziz milletin karşısına dikilip gizli aşikar planlarıyla, her fırsatta onu çökertmeyi hedefleyen  YEDİ DÜVEL’i sevindirmeyiniz.

 

O saygı değer irade beyanınızla, ruh ve mana bütünlüğü içerisinde, öz değerleriyle bütünleşip tarihi misyonu doğrultusunda bu aziz milletin bir kere daha arza ayak basması yolunda Türkiye’nin önünü açınız.

 

İrade beyanınız hayırlara vesile olsun inşallah…

 

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

E-Gazete

  • 29.09.2023

E-Gazete Arşivi

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız