- 10.08.2023 09:21
Sevgili dostlar; bu haftaki yazım, bir bakıma geçen haftaki yazımın devamı mahiyetinde olacak. Bu sebeple, böyle bir başlıkla karşınıza çıkmayı uygun gördüm.
Bu gün bütün dünyayı, hassaten temel gıda maddesi olan tahılını, temin edebilmesi, ancak BM, Rusya ve Türkiye arasında imzalanan “Tahıl Koridoru Antlaşması” nın devamlılığına bağlı olan her ülkeyi etkileyen en önemli problem, 17 Temmuz 2023 tarihi itibariyle Rusya’nın Antlaşma’dan çekilmiş olmasıydı.
Tabir caiz ise, bütün dünya bu sebeple Rusya’nın Karadeniz Tahıl Antlaşmasına geri dönmesini dört gözle bekliyordu. Ama bunun yanında, fiilen başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere Rusya’ya uygulamış oldukları yaptırımlar sonucu Rusya’nın petrol ve doğalgaz gelirleri yüzde 41.4 oranında düşmüştü. Dolayısıyla ne ABD ne de AB ülkeleri ortaya çıkıp “Ey Rusya, dünyanın temel gıda kriziyle karşılaşmaması için çekilmiş olduğun Tahıl Koridoru Antlaşmasına dön” deme mertliğini gösteremiyorlardı.
“TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT” DİYENLERİN SÖZCÜSÜ ABD!
Öncelikle ifade edelimki, “Tavşana kaç, Tazıya tut” diyenlere sözcü olabilmek, ancak kişilik karakteri ve şahsiyeti bu sözlerin ifade ettiği kalıplar içerisinde eriyenlere mahsustur. Dolayısıyla herkes kendi tineti doğrultusunda davranış sergiler.
Biz ise bu alemde “bizi biz kılan” harsımız, değerlerimiz ve temel karakterimiz doğrultusunda; mazluma sahip çıkan, madurun ızdırabını dindiren, zalime “dur” diyen bir mertlik ve sahipkarlıkla olaylar karşısında tavır ve tepkimizi ortaya koyarız. Muhatabımız veya uyuşmazlığın tarafları kim olursa olsun, bizim tepkimizin ve vereceğimiz karşılığın, yapacağımız açıklamanın esasını “HAKKANİYET” ölçüsü teşkil eder.
İşte bu özelliğimiz sebebiyledir ki bütün dünya; Ukrayna-Rusya arasında bir buçuk yıla yakın süredir fiilî tecavüz ve saldırıya dönüşmüş bulunan uyuşmazlığın taraflarıyla, her ikitarafa EŞİT, dostluk anlayışı içerisinde görüşebilen ve akl-ı selim’in belirlediği noktaya gelebilen TEK ÜLKE’nin TÜRKİYE olduğu gerçeğinde birleşmiş bulunmaktadır.
Bütün DÜNYA’nın kabul ettiği bu gerçeğin sözcülüğünü ise bugün, ABD yapıyor. Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 09.08.2023 tarihi itibariyle sosyal medyaya yansıyan açıklamasında Türkiye’nin Rusya’yı Karadeniz Tahıl Antlaşmasına yeniden katılmasına yönelik ikna yolunda oynadığı rolü, ABD’nin memnuniyetle karşıladığına vurgu yapmış olması, Türkiye’nin çevresindeki etkinliğinin, uluslararası barış ve huzurun gerçekleşmesine yönelik “ilke belirleyen ülke” konumuna gelmiş olmasının, yalnız “kendinden menkul” bir beyan değil, uluslararası camianın kabul ve itirafına mazhar olmuş fiilî bir realite ve gerçek olduğunun ifadesidir.
Nitekim, 08.08.2023 tarihinde Ankara’da 14. sü düzenlenen ve dünya genelinde ülkemizi temsil eden büyükelçilerin katıldığı konferansta sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin sahada ve masada aktif rol aldığını ifade edecek “Türkiye uluslararası ilişkilere damgasını vuran, birçok kritik başlıkta katkısı aranan, tavrı yakından takip edilen, oyun kurucu bir ülke haline gelmiştir.”ifadesiyle bu gerçeğin bir kere daha altını çizmişti.
Türkiye’nin bu etkinliğinin tabiî sonucu Rusya Devlet Başkanı sayın Putin’in, beklenilen Türkiye ziyareti bu Ağustos ayı içerisinde gerçekleşecek ve tarafların “kazan-kazan” ilkesi dahilinde ulaşmış oldukları mutabakat doğrultusunda mazlum ve madurların beklentisi inşallah gerçekleşmiş olacaktır.
TÜRKİYE’NİN AFRİKA’DAKİ ETKİNLİĞİNE FRANSA’NIN DOLAYLI TEPKİSİ
Türkiye, 2022 yılı itibariyle Afrika ülkelerindeki büyükelçiliklerinin sayısını 12’den 44’e çıkarmak suretiyle tarihî bağ ve misyonu doğrultusunda, kardeşlik hukuku ve kazan-kazan ilkelerinden asla ödün vermeden Afrika’daki madur ve mazlum kitlelere sahip çıkmıştı. Türkiye’nin bu fiilî durumu, Afrika ülkelerindeki sosyal olgu ve kabullenişlere yansımıştı.
O kadar ki, geçen hafta değindiğimiz gibi Afrika, zalimlere birer birer yol vermeye başlamıştı. Bu durum sözüm ona Fransız aydınlarının dikkatini çekmiş ve 94 senatör, mazlumlara yönelik Paris yönetiminin uyguladığı politikalar yüzünden, Afrika’da “Fransız karşıtlığı”na dönüşen eylemler yüzünden Macron’a yazdıkları mektupla tepkilerini ortaya koymuşlardı.
Fransa’nın Afrika politikalarını gözden geçirmesini içeren ve 08.08.2023’de sosyal medyaya yansıyan mektubun başlığı “Fransa, Afrika’dan silinmeye mahkum mu?” şeklindeydi. Mektupta, “Dün Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Burkina Faso, bugün de Nijer Fransa’yı, Fransız Kuvvetlerini REDDETTİ” en etkin cümleydi.
Mektupta Macron’a “Artık Fransa’nın, Afrika vizyonunu ve Fransa ile bağlarını masaya yatırmanın zamanı geldi mi?” sorusu sorularak adeta “Afrika, artık Fransa’nın bölgedeki varlığına tahammül göstermiyor” gerçeği itiraf ediliyordu.
Ehh, korkunun ecele faydası yoktur! Zulmün de, sömürünün de bir sonu vardır… Yeter ki, zalimin zulmünü dillendiren, mazlumun elinden tutup onu kaldıran bir mert ve yiğit karakter bulunsun.
Allah, her daim zalimin karşısında, mazlumun ise yanındadır!
Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.
Yorum Yap