Prof. Dr. Celal ERBAY
Prof. Dr. Celal ERBAY Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı

ENDİŞE VEREN GELİŞMELER

  • 14.09.2023 10:02

Sevgili dostlar; elbetteki çevremizde ve dünyada yaşanan olayların, vukuuna şahit olduğumuz söz ve davranışların hepsi hoşumuza gidecek, bizi mutlu edecek diye, ne bir beklentimiz, ne de böyle bir sosyolojik realite var. Ama biz olanları ve söylenilenleri akıl ve vicdan süzgecinden geçirerek, başta devletimizin bekası olmak üzere toplumsal huzurumuz, kökü mazide olan değerlerimizin potasında erimiş ve kardeşlik demetine dönüşmüş olan bütünlüğümüz ve birliğimizin devamlılığı için olanlardan ders çıkarmak, birlik ve bütünlüğümüzü muhafazaya yönelik gereğini yapmak mecburiyetindeyiz.

BU APAÇIK BİR İFTİRADIR!

Bu kadarına da pes artık” dedirtecek bir durum! Dilimin nezaket, zerafet ve paklığına olan saygımdan dolayı adını anmak istemediğim bir CHP milletvekili Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atarak aynen şöyle dedi; “Türk Silahlı Kuvvetleri, 15 köylüyü helikopterden attı. Türk Silahlı Kuvvetleri, köylüleri yaktı, bombaladı.”

                 Bu olay, geçenlerde partisinin bir etkinliğine katılan Genel Başkan sayın Kılıçdaroğlu’na sorulduğunda, birlikte yola çıktığı kadim dostlarını incitmemek için, olayın bütün vahametine rağmen soruyu adeta geçiştirerek “konuyla ilgili açıklamayı parti sözcümüz yaptı. TSK bizim göz bebeğimizdir.” şeklinde kısa bir cevap vermişti.

Parti sözcüsü ise, daha önce Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atan o şahsın adını vererek, ilgili kişinin TSK ile alakalı sözlerinin kabul edilemeyeceğini ve konunun parti organlarında görüşüleceğini belirtmiş, ama bu “SÖZLER” apaçık bir “İFTİRADIR” diyememişti sayın CHP sözcüsü.

ARTIK BIRAKIN BU YUNAN AĞZINI!

 

Hatırlayacaksınız sevgili dostlar; geçenlerde NATO ZİRVESİ o ülkenin başşehri Tallin’de toplanmıştı. İşte o ülkenin adı Estonya... Kuzey Avrupa’da 1,331 milyon nüfuslu küçük  bir Baltık ülkesi. Geçenlerde İstanbul Ortadoks Patrikhanesi Patriği ve Başpiskoposu I. Bartholomeos bu ülkeyi ziyaret etmişti.

Ama gel gör ki; ülkenin başşehri Tallin’de Hükümet Konağı’nın kapısında Başpiskoposu karşılayan Estonya Başbakanı Bayan Kallas, diplomatik skandallara örnek teşkil edecek bir GAF’la, Yunan ağzıyla “İstanbul’a, Kostantinapolis” dedi.  Hadi yanıldı diyelim, fakat daha sonra yapmış olduğu sosyal medya paylaşımında “Konstantinopolis Başpiskoposu ve Ekümenik Patrik Bartholomeos şu anda Estonya’yı ziyaret ediyor” ifadesiyle saçmalıklarına devam etmiş ve diplomatik skandalını pekiştirmişti.

Kallas’ın bu sözlerine karşı sosyal medya üzerinden vatandaşlarımız tepkilerini geciktirmemiş ve “Kaçıncı yüzyılda yaşıyorsun” “İstanbul demeyi öğreneceksin”,  ey Kallas dercesine sayın Başbakan’a ve onun şahsında bütün Batıya gereken uyarıda bulunmuştu.

Şimdi düşünüyorum; Ayasofya’nın minarelerinden yükselen o ezan sesleri demekki bunları bihayli hayal kırıklığına uğratmış, hatta hüzne boğmuş. Artık bundan böyle bu hayalperestlerin umutlarının tamamen sönmesi için Ayasofya’nın minarelerinden çifte ezan seslerinin yükselmesi şart! Üstelik bu çifte ezanlara Sultanahmet, Yeni Cami, Şehzadebaşı, Fatih ve Süleymaniye’nin eşliği de şart!…

O zaman biz de hep birlikte tekrarlarız;

Bu ezanlar ki, şehadetleri dinin temeli

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” diye.

 

AL BİRİNİ VUR OBÜRÜNE!

13.09.2023 saat 03.13 itibariyle sosyal medyaya yansıyan haberlere göre Romanya Bükreş Arena stadında EURO 2024 elemeleri kapsamında oynanan Romanya-Kosova maçının 20. dakikasında, Romanya taraftarlarına ait tribünlerden, “Kosova Sırbistandır  pankartı açılmış ve Sırbistan lehine tezahürat sesleri yükselmeye başlamıştı. Bunun üzerine maç durmuş ve her iki takımın oyuncuları soyunma odasına gitmişti.

Yaklaşık  1 saatlik bir duraklamanın ardından; Romanya ve Kosova temsilcileri arasında karşılıklı görüşme ve mutabakat sonrası stadyumun hopörlerinden Sırbistan lehine tezahürat yapılmaması ve bir ülkenin bağımsızlığını reddedercesine aykırı bir pankartın yeniden açılmaması yönünde anons yapıldıktan sonra maç yeniden başlamıştı.

Sevgili dostlar; sakın ha! “Bükreş nire, Sırbistan nire” demeyin… Doğru,dilleri ayrı, etnisiteleri ayrı, ama her ikisi de Ortadoks… Üstelik 400-500 sene Osmanlı idaresinde, yani bizim idaremizde, aynı devletin vatandaşı olarak bir tarihî birliktelikleri de var. Ama Kosova,Orta Avrupa’da bir Osmanlı mütebakisi ecdad yadigarı bir kadim vatan parçasıdır.

İsterseniz birlikte dolaşalım Pirizren’in sokak ve caddelerinde… Kubbe ve revaklarıyla etrafa heybetler saçan Sinan Paşa, Gazi Mehmet Paşa, Emi Paşa Camilerini görünce, şaşırır sorarsınız kendi kendinize! "Acaba burası Bursa’nın biraz daha küçülmüş hali mi?  diye.. Yalnız kubbe ve minareleriyle değil, cadde ve sokaklarında konuşulan diliyle, şahit olacağınız tavır ve davranışlarıyla Kosova, geçmişi güncelleyen bir medeniyet ve asalet müzesidir…

Hele Mamuşa, konuştuğu dili, sergilediği davranış, örf ve adetleri ile tam bir Müslüman Türk yurdu… Üstelik  bütün bu değerlerin ve Kosova ile birlikte civardaki dost ve soydaşlarımızın güvenliği için TSK’yı temsilen Mamuşa’da konuşlanmış bulunan askerî birliğimiz, tarihî misyonumuz doğrultusunda bütün Balkanlarda adaletin, kardeşliğin, eşitliğin hep canlı kalmasına yardımcı oluyor, huzurun devamlılığını sağlıyor.

Onlar ne kadar pankart açarsa açsın, bugün bütün  Balkanlar, ecdadımızın 400-500 yıl süreyle oralarda hep canlı tutup yaşattığı, kardeşlik ve adaletin hakim olduğu o huzurlu günlerin hasretini çekmektedir.

Kosova; işte onların hasretini çektiği mazideki o huzurlu günlerin yeşermeye başladığı Osmanlı mütebakisi diyarın adıdır. Kısacası Kosova; Sırbistan DEĞİLDİR! Asla da Sırbistan olmayacaktır.!...

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Postası Gazetecilik Matbaacılık Ticaret Ltd. Şti. (www.duzcepostasi.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız