Ofis ortamında yanlış beslenme ve fiziksel aktivitenin az olması önemli sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir. Bu sağlık problemlerinin başında insülin direnci, Tip 2 DM, obezite, bazı kanser türleri, metabolik sendrom gelmektedir.

Hayatımızın her döneminde olduğu gibi iş hayatında da yeterli ve dengeli beslenmek oldukça önemlidir. Eğer bireyler obez ise kilo kaybı ilk hedef olmalıdır. Olması gereken ağırlığa ulaşmak kişilerin hayatına olumlu etkiler sağlayacaktır. Kilo kaybı öncelikle, yorgunluk ve halsizlik hissini ortadan kaldıracaktır. Dikkat ve konsantrasyonun artması için mutlaka, antioksidandan zengin ve omega 3 yağ asitlerini içeren bir beslenme planı oluşturulmalıdır.

Ofis çalışanlarının kilo almalarının başlıca sebepleri arasında; gün içinde atıştırılan abur cuburlar, hareketsiz kalmak, öğle yemeklerinde fast food tarzı beslenme, su yerine yüksek miktarda çay, kahve tüketimi ve ofiste ara öğün bulundurmamak ve yoğun iş temposunda öğün atlamak sayılabilir.

Doğru bir beslenme planı hazırlarken ofis ortamında çalışanlar öncelikle öğün atlamamalıdırlar. Özellikle kahvaltı çok önemlidir. Kahvaltısız bir güne başlamak sağlığını, o günkü performansını ve iş verimini olumsuz etkiler. Hazır olarak alınan poğaça, börek gibi gıdalar yüksek karbonhidrat içeriği yüzünden uyku ve yorgunluk hissi yaratacaktır. Bu yiyecekler yerine, peynir, yumurta ve domates, salatalık, zeytin birleşimi olan bir kahvaltı işe odaklanmayı da arttıracaktır. 1 su bardağı süt ve fındık veya 1 kase yoğurt ve meyve, sağlıklı ve pratik bir kahvaltı olacaktır.

Öğle yemeklerini mümkünse dışarı çıkarak tüketmelisiniz, hem yürüyüş olacaktır hem de sağlıklı alternatif seçebilirsiniz. Hazır gıdalar yerine, mercimek çorbası, ızgara et ve yanında salata gibi besinsel yararlılığı yüksek olan bir menü tercih edilmelidir. Ofise sipariş vermek zorundaysanız, tavuklu salata, ızgara köfte salata, kepekli tost, ayran tarzında menüleri tercih edin. Pizza, hamburger tarzı yemekler, hem yüksek kalorilidir hem de öğleden sonra iş verimini düşürür.

Öğünleri planlarken karbonhidrat içeriğine ve çeşidin özen göstermek gerekmektedir. Çünkü fazla karbonhidrat tüketimi, yorgunluk ve uyku hissi vereceğinden çalışma ortamında çalışılan sürenin verimsiz geçmesini sağlayacaktır.

Çay, kahve, meşrubat tarzı içecekleri tüketmek yerine masanıza büyük boy bir sürahi alın ve bol bol su tüketin. Siyah çay yerine, yeşil çay ya da beyaz çayı tercih edebilirsiniz. Çay ve kahveye şeker eklenmemelidir. Fazla şeker tüketmek glikoz alımını arttırdığından, göbek çevresindeki yağlanmayı da arttırmaktadır. Hareketsiz çalışan bireylerde, fazla çay ve kahve tüketimi ayrıca kalbi de yormaktadır. Günlük 8 bardak şekersiz çay ve 2 fincan kahvenin üzerine çıkılmamalıdır.

Yakınınızda kuru kayısı, incir, kepekli bisküvi, ceviz, fındık tarzı bozulmayan ve koku yapmayan gıdalar bulundurabilirsiniz. Dışarı çıkamadığınızda iyi bir ara öğün alternatifidir. Kuruyemişleri tüketirken özellikle miktarına dikkat edilmelidir. Avuç avuç tüketilen cevizler, maalesef bir süre sonra kontrolsüz kilo artışı sağlayabilir. Tuzsuz olması oldukça önemlidir. Tuz fazlası demek ödem demek..

Toplantı sırasında veya ofiste yiyecek bir şeyler yemeniz mümkün olmadığı zamanlarda ara öğün süt ya da ayran ya da doğal mineralli su tüketmeyi tercih edilebilir. Günlük en az 8-10 su bardağı su tüketmek oldukça önemlidir. Çünkü ofis ortamında hareketi kısıtlı olan bireylerin, barsak hareketlerini ancak su arttırabilir. Bunun yanında barsak hareketlerini arttırmak için, mutlaka probiyotik bir gıda almak gerekmektedir. Ara öğünler içilen sade bir kefir buna en iyi örnektir.