“Mevlana ruhlu bir milletiz, ama..”

Suriye’de uzun yıllardır devam eden iç savaşın yansımaları en fazla ülkemizde görülüyor. Savaşın ilk günüden itibaren, ölümden kaçan veya göçe zorlanan Suriyelilere kucak açan Düzce halkı mülteciler konusunda fikir ayrılıklarına düşse de her kesin hemfikir olduğu konu genç Suriyelilerin ülkelerine dönüp vatan savunmasına katılmaları.

18.06.2022 - 12:10
Güncelleme 25.06.2022 - 11:06
Özel Haber

Suriye’de Mart 2011 yılında başlayan bölgesel iç karışıklıkların aynı yılın Nisan ayında tüm ülkeye yayılması ile karışıklıklar bir halk isyanına dönüşmüştü. Aylarca süren isyan, ve buna bağlı askeri kuşatmanın ardından silahlı bir halk ayaklanmasına sonrasında ise bir iç savaşa dönen olaylar milyonlarca Suriyelinin göçe zorlanmasına ve yüz binlercesinin ölümüne sebep oldu.

11 yıldır devam etmekte olan iç savaşla ilgili olarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin açıkladığı tahmini rakamlara göre; Mart 2011-Mart 2021 arasında Suriye'deki çatışmalarda öldürülen 350 bin 209 kişinin her 13’ünden biri (toplam 26 bin 727) kadın, yine neredeyse ölen her 13 kişiden biri (27 bin 126) de çocuk.

Halen devam etmekte olan zorunlu göçün en büyük etkileri ise hem göç yolları üzerinde bulunması, hem de milyonlarca Suriyeli göçmen barındırması açısından ülkemizde görülüyor. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü'ne göre, Türkiye dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Göç İdaresi verilerine göre ise Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 26 Mayıs 2022 tarihi itibarıyla 3 milyon 763 bin 652 kişi. Bu kişilerden 50 bin 351’i geçici barınma merkezlerinde kalırken, 3 milyon 713 bin 301 kişi ise şehirlerde yaşamaya devam ediyor. Birçok Suriyelinin yaşadığı bu şehirlerden biri de Düzce. İşçileri Bakanlığı rakamlarına göre Düzce'de 1688 Suriyeli bulunuyor. Resmi rakamlara göre hazırlanan verilerde bu Düzce nüfusunun yüzde 0,42'sine denk gelirken, Düzce Türkiye’de en fazla Suriyeli barındıran 68. vilayet oldu.

10 yılı aşkın süredir devam eden bu zorunlu misafirlik, bir takım çevrelerce eleştiri konusu edilirken, muhalefet partileri, kamuoyu ve halkın bir kesimi sığınmacılar hakkında harekete geçilmesi yönünde çağrılarda bulundu. Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 milyon Suriyelinin "gönüllü" olarak gönderilmeleri için yeni bir proje hazırlığı içerisinde olduklarını açıkladı. Türkiye, bu kapsamda İdlib'te 100 bin briket ev yapmayı planlıyor. Azez, Cerablus, El Bab ve Tel Abyad'da da benzer projelerin yapılacağı biliniyor.

Biz de Düzce Postası olarak Suriyeli sığınmacılar konusunda Düzce halkının görüşlerini aldık.

Mikrofon uzattığımız kişilerin bir kısmı bu misafirliğin fazla uzadığını ve Suriyelilerin ülkelerine dönmesi gerektiğini savunurken, büyük bir çoğunluğu da kadın ve çocukların bir süre daha misafir edilmeleri gerektiğini, fakat yaşı müsait olan erkeklerin vatan savunması için yurtlarına dönmeleri gerektiğini ifade ediyorlar. Herkesin buluştuğu ortak nokta ise “kendi vatanına saygısı olamayan vatanını savunmayan kişilerin yaşadıkları ülkeye yani Türkiye’ye de bir faydalarının olmayacağı” yönünde.

Suriye halkı ile aramızdaki örf, adet, gelenek ve görenek farklılıklarının bazı olumsuzluklar yarattığı ve var olan sorunları körüklediği de düşünülürken, Düzce’de yerleşik halkın büyük çoğunluğunun göçmenlerden oluştuğu, fakat Suriyeli mültecilere bazı hakların fazlasıyla hızlı verildiği ve onların da Türkiye’de yaşamaya adapte olmadan, Türk geleneklerini özümsemeden sadece verilen hakları tükettikleri ifade ediliyor.

“MEVLANA RUHLU BİR MİLLETİZ, AMA..”

İşte bizimle paylaşılan görüşlerden bazıları:

-Ben işim itibarıyla Düzce’nin her sokağına giriyorum. Hatta pek çok Suriyelinin evlerine girip çıkıyorum. Çok rahat yaşayanları da var, çöpten ekmek çıkarıp yiyenleri de. Fazla rahat davrananların gitmesi taraftarıyım yük oluyorlar çünkü. Ama diğerlerinin tek derdi geçim. Onlar için Suriye veya Türkiye fark etmiyor. Sadece hayatta kalmaya çalışıyorlar.

- Gitmeliler, çünkü herkesin kendi vatanı diye düşünüyorum. Vatanına saygısı olmayan bireyin yaşadığı yere de saygısı olmaz. Benim ülkemde savaş olsa asla bırakmam ülkemi. Kadınlar kalabilir, ama erkekler ülkelerini savunmaya gitmeli. Olanakları çok geniş olanlar ve hazır yiyenler var. Kira yardımı, öğrenci yardımı bunları duyuyoruz. Benim insanım işsizken ilk onların işe alınması doğru değil. Mevlana ruhlu bir milletiz, ama bu nereye kadar böyle gider?

- Söylenenden fazla mülteci var. Türklüğümüzü unutturup bizi Araplaştırmaya çalışıyorlar.”

 

“EKONOMİK DURUMU DAHA DA ZORLAŞTIRIYORLAR”

Suriyeli sığınmacılar ile ilgili tepkilere sebep olan bir diğer durumsa ülkemizin şu an içinde bulunduğu ekonomik darboğazda mültecilerin Türkiye’nin ve hane halklarının ekonomik durumunu daha da zorlaştırdığı görüşü.

Mikrofon uzattığımız çoğu kişi ev kiralarının yükselmesi, artan işsizlik oranları vb. ekonomik sorunların, sayıları gün geçtikçe artan sığınmacılar yüzünden olduğu görüşünde.

Düzceliler bu durumun tüm Dünya’yı ilgilendiren bir insanlık sorunu olduğuna ve Türkiye’nin tek başına Suriyeli mülteciler sorunu ile mücadele etmesinin haksız ve zayıf bir mücadele olduğuna değinirken, en merak edilen konulardan biri ise söylendiği gibi Avrupa Birliği’nden ekonomik yardım alınıp alınmadığı, eğer alınıyorsa bunun mülteciler için nasıl kullanıldığı ve Türk halkından alınan vergilerin Suriyelilere aktarılıp aktarılmadığı.

Netice itibarıyla Dünya Ortadoğu’da olanlara gözünü, kulağını ve kalbini kapattığı sürece, Türk halkı daha uzun bir süre “Dünya’nın Vicdanı” rolünü üstlenmeye devam edecek gibi görünüyor.


Editör: C. Sandıkçı
Youtube kanalımıza abone olarak yeni
videolarımızdan ilk siz haberdar olun.
Youtube Adresimiz