MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, İçişleri Komisyonu toplantısında konuştu. 2021 yılı İçişleri Bakanlığı bütçesinin vatana, millete hayırlı olmasını dileyen Yılmaz, tüm Bakanlık personeline çalışmalarında başarılar diledi.
Yılmaz, İçişleri Bakanlığı’nın ve Bakanlığa bağlı olarak çalışan personelin başarılı çalışmalarını takdirle izlediklerini belirterek, özellikle son yıllarda gerek sınır içinde gerekse sınır dışında terörle etkin mücadele sonucunda alınan başarılı sonuçlar neticesinde vatan topraklarında terörist sayısı 320’ye düşürüldüğünü söyledi.
“TÜRK MİLLETİ FARKINDA”
İçişleri Bakanlığı’nın, Türk Silahlı Kuvvetleri ve İstihbarat Teşkilatıyla beraber yürüttüğü operasyonlar neticesinde renk renk teröristlerin etkisiz hâle getirildiğini dile getiren Yılmaz, “Bir dönem karakollarımızın, askerî birliklerimizin önünden silahlarıyla beraber kortej hâlinde geçen teröristeler Allah’a şükürler olsun ki inlerinden burnunu çıkardıkları an etkisiz hâle getirilmektedir. Ayrıca yapılan doğru çalışmalar sonucunda bebek katili terör örgütü PKK’ya destek ve eleman sağlayan sivil toplum görünüşlü yapılanmaların faaliyetine son verilmiş, aynı faaliyetlerde bulunan belediyelere kayyumlar atanarak terör örgütüne katılımın önüne geçilmiştir. Bu başarılı çalışmalardan başta bölgede yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere tüm Türk milletini ziyadesiyle memnun etmiş ama bazı kesimleri de rahatsız etmiştir. Terörle mücadelede yapılan başarılı çalışmalar başta Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini ve Sayın Cumhurbaşkanını, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi ve şahsınızı hedef hâline getirmiştir. Teröre karşı mücadele edilmesinden rahatsız olan emperyalist güçler ve içerideki iş birlikçilerinin asıl rahatsızlığı ülkemizin son yıllarda bölgesel güç hâline gelmesi ve bölgedeki emperyal çıkarlarına karşı durmasıdır. Türk milleti bunun çok da iyi farkındadır” dedi.
“İNSANLARIN BÜYÜK BİR KISMINI TEDİRGİN EDİYOR”
MHP’li Yılmaz, İçişleri Bakanlığı’na bağlı diğer birimlerin başarılı çalışmalarını da takdirle takip ettiklerini ile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların başında geleni, bulunduğumuz yıl içerisinde yaşanan Elâzığ ve İzmir depremlerinde başarılı çalışmalar yapan AFAD’dır. AFAD kurulduğu tarihten itibaren hızla büyümüş, deprem, sel ve benzeri afetlerde başarılı çalışmalar sergilemiştir. Bakanlığımıza bağlı bir diğer kurumumuz ise Göç İdaresidir. Özellikle 2011 yılında başlayan Suriye iç savaşı ve bulunduğumuz coğrafya itibarıyla ülkemizin göç yolları üzerinde olması nedeniyle maruz kaldığımız yoğun göç millî güvenliğimiz açısından Göç İdaresi Kurumunu da önemli bir hâle getirmiştir. Ülkemiz bu yaşananların sonucunda 5 milyonun üzerinde göçmen ve geçici sığınma hakkına haiz insana ev sahipliği yapmak durumunda kalmıştır. Bu durum ülkemizde yaşayan insanların misafirperverliği bir yana büyük bir kısmını da tedirgin etmektedir. Ülkemizin bir kitlesel göçe daha tahammülü kalmamıştır.
“ÖZLÜK HAKLARINDA EŞİTSİZLİK YAŞANIYOR”
Sayın Bakanım, Bakanlığımıza bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüğü son yıllarda artan iş yüküyle 83 milyon insanımızın tamamının hayatında en az birkaç kez başvurduğu bir diğer kurumdur. Burada da başarılı çalışmalar yapılmakla beraber statüsünde yaşanan sıkıntı göze çarpmaktadır. Nüfus kartlarından ehliyete, pasaporttan bazı mahkeme kararlarının işlenmesine kadar çok önemli iş ve işlemleri yapan bu kurumumuzun il müdürlerinin görev cetvellerindeki yerleri yaptıkları iş ve işlemlere göre oldukça aşağıdadır. Bu hak mahrumiyetinin verdiğimiz kanun teklifiyle giderilmesi tüm Nüfus Müdürlüğü çalışanlarının beklentisidir. Sayın Bakan, değerli hazirun, Emniyet Teşkilatımız yaptıkları görev itibarıyla ülkemizin millî güvenliği açısından en önemli kurumların başında gelmekle beraber Emniyet Teşkilatının yaşadığı mağduriyetlerin başında aynı işi yapmalarına rağmen özlük haklarında yaşanan eşitsizliktir. Eşit işe eşit ücret ilkesinden hareketle aynı Bakanlık altında, aynı görevi yapan teşkilatların arasında yaşanan farklılık kaldırılmalı ve Emniyet Teşkilatımızın personeline 3600 ek gösterge verilmelidir.
Sayın Bakanım, Emniyet Teşkilatının içinde yaşanan bir diğer mağduriyet ise polis amirleri arasında yaşanan A ve B grubu sınıflandırmasıdır. Her ne kadar 2019 yılında yapılan düzenlemeyle B grubu amirler, A grubuna dâhil edilerek bir nebze olsun iyileştirme yapılmış olsa da, B grubu amirlerin geçmiş döneme ait hizmetlerinin görev süresinden sayılmaması bu mağduriyeti ortaya çıkarmaktadır. Bu durum, Emniyet Teşkilatına yıllar sonra katılan üniversite mezunlarının, yılarca teşkilat içinde görev yapan amirlerinin rütbece önüne geçmesine sebep olmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi için verdiğimiz kanun teklifinin de bir an önce gündeme alınarak kanunlaşması beklentimizdir” ifadelerini kullandı.
Yorum Yap