Ülkenin en doğusundan en batısına kadar her bir ferdinin yüreğinde acısını hissettiği felaketin boyutları henüz ortaya çıkıyor. Kıyamet anına izafe edilen anlatımı, insanlık olarak ‘yakin’ ediyoruz.  

Öyle ki, depremden yıkım olarak etkilenen şehirler hariç, memleketin kalan kısmında yaşayan insanların neredeyse tamamının depremde bir tanıdığını kaybettiğine şahitlik ediyoruz. Ve “Ateş düştüğü yeri yakar” sözünün, insanlığını henüz yitirmemiş her ocakta tüttüğüne şahit oluyoruz. 

Rabbim beterinden saklasın, dayanışma şuuru yüksek bu yüce millete başka acılar yaşatmasın ve devletimize güç versin. 

Başka kıtalardan tutun da yanı başımızda ki komşularımıza kadar, yüreğinde bu acıyı hisseden ve imkanı dahilinde yardıma koşan bütün dünya milletlerine ve devletlere öncelikle teşekkür eder eksilenlerini tamamlamasını yüce olan Allah’tan dilerim.

*   *   *

Şuursuzca deprem üzerinden, oy devşirme adına politika yapan siyasetçileri de Allaha şikâyet ediyorum. 

Başka kimi şikâyet ediyorum: 

Hak etmediği kazancı elde etmek için insanlığın zirve yaptığı infak şuurunu tırlardan çalmak kaydıyla yağma yapan mahlukları.

Sadece hırsızlık amaçlı arama kurtarma adına orada bulunan insana benzeyen tipleri.

İnanmak istemiyorum ama sahipsiz kalmış çocukları çalmak için orada bulunan Kuran-ı Kerim’in ifadesiyle ‘hayvanlardan bile aşağı’ olan tipleri.

Ne amaçla biriktirdi bilmem ama kumbarasını bağışlayan çocuğu, maaşını bağışlayan amcayı, marketten 6’lı su alıp kolilerin yanına sessizce bırakan amcayı, evinde ki eşyasını paylaşan teyzeyi… Rabbim yukarıda saydığım tiplerle aynı toplumda yaşatmasın dilerim. 

Acının içinde daha acı, acının içinde umut ve güzellik bahşeden Allah ne büyüktür. 

*   *   *

Aziz dostlarım; felaketin etkilediği alanın bazı komşu ülkelerin toprağından daha büyük ve etkilenen nüfus komşu ülkelerin birçoğunun nüfusundan daha kalabalık olmasına bakılmaksızın, yaşanan bazı acziyetleri politik malzemeye devşirmek, sosyal medyada üzerinden hissiz bir halde oy devşirme malzemesi yapmak; yaşanan depremin şiddetinden daha yüksek, ahlaki bir deprem olduğunu söylemek isterim.

İnsanların yardım edecek parası yoksa, yardım yüklenen tırlara emek vermek için sıraya girdiği, cebinde olan paranın 6 adet su, bir paket makarna ettiği halde onu alıp toplama merkezine koştuğu, birlik ve beraberlik zamanında karanlığa gücü nispetinde mum yakmaya çalıştığı şu günlerde! O halkın görüşünü etkilemek adına başka bir odak noktası açma terbiyesizliğinde bulunmayı ahlaki bulmuyorum. Haklı da olsalar, o tiplere oy vermeyi de istemiyorum. 

Ha yıkılmış enkazında kıymetli şeyler aramışsın, ha yıkılan zihinlerde oy! Ha yardım tırlarını yağmalamışsın, ha duyguları!

Kıyasım sert olmuş olabilir. Ya arkadaş yapılan yapılmamış şeyleri de mi eleştirmeyelim diye bilirler. O gün, bugün değil… Şu an bu eleştiriyi, bölgede acısı taze ve enkazı başında devleti bekleyen depremzedeler yapsınlar. 

Hele bitsin, hele cenazelerimiz kalksın, hele enkazı kaldıralım. Hele bi derinden of deyip oturalım, nefesimizi toplayalım… Kavgaysa kavga, eleştiriyse eleştiri. O vakit kim meydandan kaçtı, birlikte hesabını dürelim.

Zaman birlik zamanı… Başımız sağ olsun ve teşekkürler iyi insanlar, komşular ve yurdum insanı.