HAYLİ zamandır konuşulmasına rağmen resmi bir boyut kazanmamış olan yılın transferi gerçekleşti. Düzce MHP Teşkilatı-Mehmet Keleş yakınlaşması, Sayın Keleş’in resmi hesabından ilan oldu.

Şaşırdık mı? Hayır…

Anlamak istediğim yanları var ama… Birlikte sorgulamak istediğim, beraber masaya yatırmamız gereken tarafları…

Ha bu arada Sayın Keleş’in, Devlet Bey tarafından kabul göreceği ihtimalini vermiyorum. Neticede Devlet Bahçeli ilkeleri olan biridir. İttifak Hukuku'nun gereği geçmişte bazı adımlarını gördük. En yakın örneği Cemal Enginyurt MHP’den ayrıldığında bizzat AK Parti’ye geçişinin ilkeli olmayacağını beyan etmişti.

Hatta Mansur Yavaş AK Parti İl Başkanı öncülüğünde parti değiştireceği haberleri çoğalınca, Devlet Bey Ankara’da düzenlenen Başbuğu Anma Merasiminde yaşanan kargaşayı da bahane ederek, Mansur Yavaş’ı tehdit etmiş ve AK Parti’ye de ince bir mesajla “Mansur bizim hasmımızdır” vurgusuyla ittifakı da bu işe gark etmişti. Ve görüşmeler birden askıya alındı.

Yani bu iki olayı çoğaltabiliriz. Partiler arası geçişkenlikteyse, ittifak öncesi ve daha eskiden geçişler olmuştur, ama AK Parti merkezde bir yerde ve farklı eğilimlerin toplanma adresidir. MHP bir mekteptir, bu okuldan sürekli başka partilere veya ayrılarak başka parti kuran isimler ve fikir adamları çıkar, ama başka partiden MHP'ye geçiş çok nadirdir. Hele böyle bir dönemde.

Netice olarak AK Parti bu işten rahatsızsa, bunu MHP genel merkeziyle paylaşacaktır. Aynı zamanda Devlet Bey'e doğru aktarılmadan yapılan bir ön kabulün, MHP iradesiyle resim çekilmesine de Devlet Bey'in vereceği tepkiyi merak ediyorum. Ben de konuyu Genel Merkez ile paylaşıp merakımı gidereceğim.

Yani anlamadığım ve konuşmak istediğim konu dağıldı.

MHP eskiden bu yana bir mektep gibi üretken iken ve hali hazırda milletvekilliği için deve dişi gibi Ülkücü gelenekten büyükler aday olmuşken (!), MHP Düzce Teşkilatı’nın, bir AK Parti ihraç ismiyle er meydanına çıkma girişimlerini, onu yeniden bu çatı altında oyunda tutma gayretini, teşkilata emek vermiş eski Ülkücü abilere karşı ve tabana karşı hoş görmediğimi beyan etmek isterim.

Elbette siyaset kazanmak için yapılır, ama bu taktik tutmaz gibi geliyor bana. Hem çok içe sinen bir taktik değil, hem de aynı oda içinde dengeleri değiştirecek bir taktik.

Yani soru şu, MHP Düzce’de bir vekili sadece AK Parti’nin ihraç ismiyle kazanıyorsa, bu gerçek manada zafer midir?